babası olduğunun tespitine ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
gerektiğini dile getirdiklerini, ancak mahkemece usulsüz olarak reddedildiğini, delil olarak dayandıkları ve numarasında bildirdikleri İstanbul 3....
-TL maddi ve 100.000,00.-TL manevi tazminat ile küçük için 1.500,00.-TL nafakanın babadan alınmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı babaya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; "Davacı küçük Kaya Deniz Çorbacı'nın babasının davalı T2 olduğunun tespiti ve küçüğün babanın nüfus kaydına tescili ile nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir. Küçük Kaya Deniz Çorbacıyı temsilen kayyum olarak Çetin Dutal, Espiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/440 Esas 2019/494 Karar sayılı kararı ile atanmıştır. Çetin Dutal vekilinin dosya sunmuş olduğu vekaletnamede özel yetki içermediği yargılama bittikten sonra fark edildiğinden bu hususta eksikliğin giderilmesi sehven sağlanamamıştır. Davacı küçük ile davalı'nın kan ve sürüntü örnekleri DNA incelenmeleri için dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmiş ve küçüğün babasının %99,99 ihtimalle davalının olabileceğinin tespit edilmiştir....
-TL doğum, hastane masrafı ve doğumdan önceki ve sonraki 6'şar haftalık geçim giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacının davasının KISMEN KABULÜ-KISMEN REDDİ ile; annenin Türk Vatandaşı olmaması nedeniyle nüfusa kaydı yapılmadığı anlaşılan İmperial Hastanesinin 21/11/2017 tarihli 2214 numaralı raporuna göre T1 21/11/2017 tarihinde saat 08:25'te 2.900 gram ve 50 cm boyunda dünyaya gelen ve sonradan ismi EMİR ALİ olarak belirlenen çocuğun babasının, Gümüşhane ili, Kelkit ilçesi, Büyük Cami mah./köyü Cilt No:2 Hane No:3'de nüfusa kayıtlı Bünyamin ve Gülsen'den olma 16/04/1988 Kelkit doğumlu (T.C.No:) T3 olduğunun tespitine, nüfus kütüğüne işlenmesine, 2- Küçük Emir Ali için dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar olacak şekilde aylık 200,00....
Yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle yargılama gideri ve harcın yasal hasım T7 dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, söz konusu giderlerin davacı üzerinde bırakılması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla; yukarıda açıklandığı üzere, yerel mahkemece harç ve yargılama giderinin lehine hüküm verilen davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bu hususa yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada hak düşürücü süre geçtiğini, dava şartının tamamlanmadığını, dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediğini, husumet itirazları olduğunu, müvekkilinin davacının babası olduğunu gösterir hiçbir kanıt ve delil, tanık olmadığını, müvekkili ile davacının annesinin hiçbir zaman duygusal ve cinsel bir birliktelik yaşamadığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının usulden reddine, bunun mümkün olmaması halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulüne, davacı T1 davalı T3 nüfus kaydına taşınarak anne adları, doğum tarihleri, doğum yerleri baki kalmak üzere nüfus kaydına tahsisine, önceki kayıtla yeni kayıtlar arasında bağlantı kurulmasına ve Nüfus müdürlüğü tarafından çocuğa yeni BSN verilmesine karar verilmiştir....
Mahkemece; "Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplere göre; davalı T3 "evlilik içinde doğmuş olması" sebebiyle murisi Ahmet Kubat ile soybağı ilişkisi mevcuttur (TMK m. 285). Davacı, davalı T3 gerçek babasının ölen babası olmadığını, annesinin de annesi Duriye olmadığını, davalının gerçek anne ve babasının amcası ve yengesi Ömer Kubat ile Emine Kubat olduğunu iddia ederek 4721 sayılı TMK'nın 289. ve 291. maddesi kapsamında soybağının reddi davası açmıştır....
Babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi ile mümkündür (TMK 286). Bu ise soybağının reddi davası ile sağlanabilir (TMK 286). Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Soybağının reddi davası, TMK 286. maddesine göre, ancak baba ve çocuk tarafından açılabilir. Baba ve çocuğun dava hakları birbirinden bağımsız haklardır. Söz konusu maddeye göre kocanın açtığı soybağının reddi davasında davalı ana ve çocuk iken, çocuğun açtığı soybağının reddi davasında, davalı ana ve koca olmak zorunda ve davalılar zorunlu dava arkadaşıdırlar. TMK m. 291/f. 1 hükmü, belirli şartlarla koca ve çocuk dışındaki kişilere de soybağının reddi davası açma hakkı tanımaktadır....
Baba ile soybağı ise; tanıma, ana ile evlilik, hakim hükmü ve evlat edinme yoluyla kurulur (TMK. m.282). Davalı ile çocuk arasında, mahkeme kararı ile soybağı tesis edilmiştir. Soybağının kurulmuş olmasının tabi sonucu olarak davalının (babanın) bakım borcu doğmuştur (TMK. md. 327/1).Küçüğün bakımı ve eğitimi için TMK'nun 329. ve 330.maddeleri gereğince, hayat koşulları ve tarafların ödeme güçleri dikkate alınarak nafaka miktarı belirlenmelidir. Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu görüldüğünden istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar soy bağının kurulması davasının velayetin değiştirilmesi davası yönünden bekletici mesele yapılması gerekmekteyse de; ATK raporuna göre davacının müşterek çocuğun babası çıkması nedeniyle bekletici mesele yapılmaksızın incelenmeye başlandığı, yargılama sırasında uzman raporunun alındığı, uzman raporuna göre çocuğun yaşı ve hali hazırdaki durumda annenin velayet görev ve sorumluluklarını yerine getirdiği gerekçesiyle velayetinin anne de kalması, babasıyla kişisel ilişki kurulmasının uygun olacağının rapor edildiği, mahkememizce taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı annenin velayet görev ve sorululuklarını ihmal ettiği sonucuna varılamadığı anlaşılarak, müşterek çocuğun yaşı, uzun zamandır anne ile yaşıyor oluşu, annenin velayet görev ve sorumluluklarını ihmal etmemesi, anne ile çocuk arasında var olan duygusal bağ ve babanın tam olarak kurulu bir düzeninin bulunmaması nedeniyle çocuğun üstün yararı gereği velayetinin...