WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur tespiti, velayet, tedbir iştirak, yoksulluk nafakaları ve tazminatlar yönleriyle temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.21.03.2022 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. (TMK m.337/1) Dava tarihinde kesinleşen, analığın tespiti ve nüfus hanesinde ana adının düzeltilmesi davasının kabulüyle velayeti davacı annede olan küçüğün velayetinin kendisinde olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararı yoktur. Hukuki yarar dava şartı olup, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken (HMK m.114/1, f-115) yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.03.2017(Pzt.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-...Aile Mahkemesi'nin 2013/879 Esas ve 2014/156 Karar sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile dosya aslının veya onaylı örneğinin ilgili mahkemesinden getirtilmesinden, 2-Birleşen dosya davacısı ...’e mahkemenin 23.05.2014 tarihli ek kararı ile .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/28D.İş sayılı kararının tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçasına dosya içinde rastlanılamamıştır. Mahkemenin ek kararı ve denetim makamının onay kararının tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarının dosyasına konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durumda, öncelikle annenin velayet görevini köye kullanıp kullanmadığının tespiti bakımından 14.08.1981 tarihli satış sözleşmesi ile annenin velayeten davalılara temlik ettiği taşınmazlar ile davalıların fiili ve rızai taksim bulunduğuna yönelik savunması doğrultusunda davacıya isabet ettiği bildirilen 297 parsel sayılı taşınmaz yönünden bir değerlendirme yapılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.07.2017 (Çarş.)...

          KARŞI OY YAZISI Dava konusu küçüğün sağlık hizmetlerinden yararlanması gereğinin tespiti ile yetinilmesi gerekirken veliyi izne bağlı kılıcı ve bu konuda idareyi de işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte hüküm tesis edilmesi yönündeki değerli çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum....

            Mahkemece çocuğa annesinden intikal eden veya intikal etmesi gereken tüm mal varlığının gelirleriyle birlikte tespit edilmesi, bu mal varlığının velayet sahibi olan davalı baba tarafından nasıl değerlendirildiğinin, çocuk yararına kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, bu hususta işin gereği olan şirketler hukuku, muhasebe ve çocuk mallarının korunması konusunda uzmanlığı olan bilirkişilerden rapor alınması suretiyle velayet hakkını kullanan babanın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin uygulanmasına Dair Tüzüğün 4. maddesinde açıklandığı üzere çocuk malları hakkında gerekli özeni gösterip göstermediği tespit edilerek, çocuk mallarının korunmasında gerekli özenin gösterilmediğinin belirlenmesi halinde, çocuğa ait olan tüm mal varlığı ile gelirlerinden babanın kişisel mal varlığına aktarmış olduğu kısımların tahsili, mevcut olanların da korunması amacıyla gerekli olduğu takdirde çocuk mallarının ve gelirlerinin kayyıma devri (TMK m. 361) dahil kanunda öngörülen tedbirlerin alınması...

              Ancak; Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uygulamasında (a,b,d,e) ve c bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun ise, koşullu salıverilmesine kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

                Ancak; 1- Oluş, kabul ve dosya içeriğine göre hırsızlık suçunun 05.00-05.30 saatleri arasında işlendiğinin anlaşılması karşısında suçun geceleyin işlendiğine dair kanıtlar karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, 5237 sayılı TCK.nun 143. maddesi ile uygulama yapılarak sanığa fazla ceza verilmesi, 2- Yaşı küçüklüğü nedeniyle ayrı soruşturma yürütülen sanık Hüseyin Köse'nin soruşturmada C.Savcısına verdiği ifadesinde suça konu çalınan bilgisayar ile fotoğraf makinesini bıraktıkları yeri jandarmaya gösterdiklerini ifade etmiş olması karşısında bu anlatımın doğruluğu araştırılarak, doğru olduğunun tespiti halinde soruşturmada yapılan kısmi iade nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 168. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına onay verip vermediği yakınandan sorularak sonucuna göre hüküm kurulması zorunluluğunun gözetilmemesi, 3- Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan yoksunluğun 5237 sayılı TCY.nın 53/3. maddesi uyarınca yalnızca kendi alt soyundaki kişiler...

                  Türk Medeni Kanununun 342. maddesi gereğince aynı yasanın 327. ve 356. madde hükümlerinin koşullarının oluşması dışında velayet hakkına haiz kişi, hakimden izin almaksızın gerek taşınır gerek taşınmaz olsun çocuk mallarını serbestçe satabilecek, Türk Medeni Kanununun 360 ve361. Maddelerindeki (olumsuz) koşullar gerçekleşmedikçe onun mallarını yönetecek ve bununla yükümlü olacaktır. Davacının hissesi, taşınmazın satıldığı tarihte velayet görevini kullanan babası tarafından üçüncü bir kişiye satıldığından, davacının terekeyi benimsediğinin kabul edilmesi ve Türk Medeni Kanununun 610.maddesi gereğince mirası ret hakkının düştüğü kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken mirasın reddin tespitine karar verilmesi doğru olmadığından, ilk derece mahkeme kararının bozulması gerektiğini düşünüyoruz....

                    Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu