Sayılı dosyasının denetime olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı suretinin dosya içerisine alınıp incelenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilmesi gerektiği de gözetilmeden, yazılı biçimde karar verilmesi, 2-Kabule göre de, a-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uygulamasında (a,b,d,e) ve c bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun ise, koşullu salıverilmesine kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, b-5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı...
Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeden, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 53. maddenin uygulanmasına dair bölümün hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine "TCK'nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve TCK'nın 53/1-a-b-d-e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibarelerinin eklenmesi, hüküm fıkrasında yer alan tekerrüre ilişkin bölümden " 1 yıl süreyle" ibaresinin çıkarılması suretiyle diğer...
uygulanamayacağının belirtilmiş olması karşısında; sanığın 18 yaşını doldurmayan küçüklerle aynı konumda olduğu sırada işlediği suçtan dolayı verilen mahkumiyet kararının tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, b-Anayasa Mahkemesi'nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, c-Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması, d-Sağır ve dilsiz olduğu için kendisine tercüman atanan sanığın 5271 sayılı CMK'nın 324/5. maddesine aykırı olarak, tercümana...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1- Sanık hakkında, suça konu lise diplomalarını sahte olarak düzenlediği iddia edilerek resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada; sanığın suçlamaları kabul etmemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; soruşturma aşamasında ayırma kararı verilen ... ve ... haklarında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konması; diğer dosyalarda yer alan diplomalar ve Ankara 19....
Sonuç olarak; Davacı kadının kusur tespiti ve reddedilen maddi ve manevi tazminatlara yönelik istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 bendi uyarınca kabulüne, Davalı erkeğin, kusur tespiti, nafakalar ile velayet yönünden istinaf başvuru talebi ile davacı kadının reddedilen ziynetlere yönelik istinaf başvuru talebinin İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Hükümlü veya tutuklunun kaçması Hüküm : TCK'nın 292/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan sair temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1-TCK'nın 293. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tespiti bakımından, sanığın kendiliğinden mi teslim olduğu yoksa yakalanarak mı cezaevine alındığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı tarafından kusur tespiti, velayet, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Adli sicil kaydında yer alan ilamların mahkemesinden getirtilerek tekerrüre esas olup olmadıklarının tespiti ile tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, 2) 5237 sayılı TCK’nin 53/3. maddesine göre TCK'nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde alt soyu dışındakiler için de şartla tahliye tarihine kadar uygulanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 19.03.2013 gününde...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-davacı (koca) tarafından kusur tespiti, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, o'nun yerleşim yeri sayılır. (TMK.md.21) Dava,...'a temsil kayyımı atanmasına ilişkin olduğuna ve davacı boşanma sonucu bu çocukların velayetlerinin kendisine verildiğini ileri sürdüğüne göre, yukarıda sözü edilen hüküm gereğince çocukların yerleşim yeri ananın yerleşim yeridir. Ananın dava tarihi itibariyle yerleşim yeri adresinin Merkezi Adres Kayıt Sisteminden (nüfus müdürlüğünden) sorulup tespiti ile alınacak cevabi yazının dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.27.10.2009 (Salı)...