"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-karşılık davacı (koca) tarafından kusur, tespiti, kadın yararına hükmedilen manevi tazminat ve velayet yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.06.2011 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ... 09.04.2016 tarihli protokolde kısmen maddi-manevi tazminat taleplerinden ve velayet talebinden feragat ettiğini bildirmiş, ancak dilekçede kimlik ve imzanın davacıya aidiyetine ilişkin bir tespit yer almamıştır. Bir kısım taleplerden feragate dair 09.04.2016 tarihli protokoldeki imzanın davacıya ait olup olmadığı kimliği tespit edildikten ve bu husus hakim ya da mahkeme yazı işleri müdürü tarafından dilekçe altına şerh verildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın kimlik tespiti tamamlandıktan sonra gönderilmek üzere yerel mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 18.04.2016 (Pzt.)...
Hukuk Dairesi'nin 2022/3764 E. -2022/5114 K. sayılı ilamları uyarınca taraflara uygulanacak hukukun (yabancı hukukun kamu düzenimize aykırılık taşıyıp taşımadığı vb hususunun) tespiti sonrası işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekir. Ayrıca taraflar Irak vatandaşı olup dosyada nüfus kayıtlarının ve evlenme tarihlerinin ve belgelerinin bulunmadığı, yine velayet hususunda karar verilen çocukların doğum tarihlerine, nüfus kaydına ilişkin bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, bu hali ile boşanmaya kararı verilemeyeceği, ayrıca erkeğin velayet yönünden de istinafa geldiği, ilk derece mahkemesi tarafından tarafların ev ortamları da görülerek idrak çağında olduğu anlaşılan müşterek çocukların da dinlenilmeleri ve tercihlerinin sorulması suretiyle uzman raporu alınması, sonucuna göre velayet ve kişisel ilişki hususunda karar verilmesi gerekirken SİR raporu alınmadan velayet ve şahsi ilişki düzenlemesi yapılmasının da hatalı olduğu görülmüştür....
İlk derece mahkemesince davanın anne tarafından açılan babalık davası olduğu tespiti ile TMK'nun 303/1.madde gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince küçüğe kayyım atanması için ihbarda bulunulması, davacı küçüğün davada temsilinin sağlanması gerekirken bu husus yerine getirilmediği gibi davacının anne olarak nitelenmesi doğru görülmemiştir. Çocuk tarafından açılan babalık davası yönünden hak düşürücü süre söz konusu değildir. Davalı vekilinin vekaletnamesi genel vekaletname olduğu halde bu şekilde özel yetki içermeyen vekaletname ile yargılamaya devam edilmesi de doğru görülmemiştir....
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi gereğince soybağının reddi davası ile ilgili özel yetkiyi içeren vekaletnamesini sunması için davacı vekiline kesin süre verilmesi, kesin süreye ilişkin mahkemece yapılacak bildirimde, ''bu yetkiyi taşıyan vekaletname sunulmaz yada asıl yapılan işlemleri kabul ettiğini kimlik tespiti yapılmış dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise , vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının'' ihtar edilmesi gerekir.Bu husustaki eksiklik giderilmeden davanın karara bağlanmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece, yaşı küçük Yusuf'un soybağı reddi davasında temsil edilebilmesi amacıyla kayyım atanması için ihbarda bulunulduğu, bu ihbarın sonucu beklenmeden yargılamaya devam olunduğu, Kocaeli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/1365 E.- 2020/832 K....
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kanun gereği velayet annede olduğundan davacının velayetin değiştirilmesi yönündeki talebinde hukuki yarar bulunmadığını, annenin velayet görevini gereği gibi yerine getiremediğini, çocuğa babayı kötülediğini, maddi karşılık karşısında baba ile çocuğu görüştürdüğünü, velayet görevini kötüye kullandığını, küçücük çocuğu sigara almaya gönderdiğini, ortak velayet düzenlenmesi gerektiğini, davacının amacının maddi menfaat elde etmek olduğunu belirterek davacının velayete ilişkin talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine aksi kanaatte ortak velayet düzenlenmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, yaşı itibariyle verile nafaka yeterli olduğundan iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ın soruşturma evresindeki ifadesinde eniştesi olan sanıkla tartıştıklarını sanığın üzerine yürümesinden dolayı yumrukla sanığa vurduğunu ve sanığın yumrukla karşılık verdiğini ancak kendine isabet ettiremediğini beyan etmesi, tanık Yıldız'ın soruşturma aşamasında alınan beyanında sanığın müşteki Eren'e yönelik eyleminden bahsetmemesi ve müştekinin raporunda darp ve cebir izinin bulunmaması karşısında, sanığın müştekiye yönelik eyleminin bulunup bulunmadığı ve bulunmuş ise bu eylemin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı yönünde müşteki Eren'in ve tanık Yıldız'ın mahkemece dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 2) 5237 sayılı TCK’nin 53/3. maddesine göre TCK’nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi altsoyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde tüm kişiler için velayet, vesayet ve...
nın katılan olarak kabulü ile yapılan incelemede, Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; 1) Katılan beyanları, adli hekim raporu ve tanık beyanları ile tüm dosya evrakı kapsamından ameliyathanenin kullanımı konusunda yaşanan tartışma sonrası tarafların birbirlerine saldırdıkları bu suretle kavga yaşanmış olmasına göre sanık ... hakkında atılı kasten yaralama suçundan ceza verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, 2) Katılan ... hakkındaki geçici ve kati raporlar ile varsa hasta müşahede kağıtları ve grafiler hep birlikte eklenerek Adli Tıp Kurumuna gönderilerek katılandaki yaralanma hususunda yeniden rapor alınarak özellikle olay sebebiyle oluşan kemik kırığı konusunda TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca hayati fonksiyonlarına etkisinin skorlanmış şeklinde tespiti sağlanmaya çalışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3) Sanık ... ile ilgili olarak mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen kendi alt soyu üzerindeki velayet...
Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, müşterek çocuğun velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve ayrıca çocuğun üstün yararının tespiti bakımından, mahkemece 4787 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca uzman veya uzmanlar görevlendirilip, alınacak rapor diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonucuna göre, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması ilkesi de gözetilerek tarafların müşterek çocukların velayetinin düzenlenmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
nın gerçek babasının ... olduğunun tespiti ile kızı için nafakaya hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulune karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....