"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, anneliğin tespiti, nüfusa tescili ve velayet istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının küçük ...'ın annesi olduğunun tespiti ile kendi nüfusuna tescili istenilmiş; mahkemece, davanın kabulü ile davacının ...'ın annesi olduğunun tespiti ile davacının nüfusuna kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Mahkemece, davacı ...'un küçük ...'ın annesi olduğunun tespiti ile anne adının “....” olarak düzeltilmesine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, çocuğun babası ile olan soybağını ortadan kaldırarak annesi ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/02/2014 NUMARASI : 2006/3-2014/4 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.02.2006 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı P.. A.., 14.12.2005 tarihinde vefat eden murisi C.. A..'ın terekesinin tespiti ile defterlerinin tutulmasını talep etmiştir. Mahkemece, terekenin tespiti ile tasfiyesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, resmi kurumlardan murisin taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin bilgi istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ancak terekenin tespiti yanında tasfiyesine ilişkin de hüküm kurulmuştur....
A.., 28.10.2014 tarihli dilekçesiyle kadının açtığı boşanma davasına ve kusur tespitine yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin kadın eşin açtığı boşanma davası ve kusur tespiti yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Davalı-davacı erkek, 28.10.2014 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün erkeğin açtığı boşanma davası yönünden bozulması gerekmiştir. 4-Davacı-davalı Ayşegül Akıncı 28.10.2014 tarihli dilekçesiyle velayet müşterek çocuk için takdir edilen tedbir, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus nazara alınarak bir karar verilmek üzere hükmün velayet müşterek çocuk yararına takdir edilen nafakalar, kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Bu nedenle, müşterek çocuğun velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve ayrıca çocuğun üstün yararının tespiti bakımından, mahkemece 4787 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca uzman veya uzmanlar görevlendirilip, alınacak rapor diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonucuna göre, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması ilkesi de gözetilerek tarafların müşterek çocukların velayetinin düzenlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesi ile bozulmuştur....
Kat 8 nolu bağımsız bölümünün değerinin 86.700,00 TL TESPİTİ İLE davacıya sözkonusu taşınmazın tespit edilen bedelden daha düşük olmamak koşuluyla satışı ve tapuda gerekli işlemleri yapma hususlarında yetki VERİLMESİNE, taşınmazın satışı halinde satıştan elde edilen tutarın kısıtlının adına açılmış/açılacak olan en yüksek getiri elde edilecek şekilde vadeli hesaba yatırılması hususunun vasiye ihtarına (gerekçeli kararın tebliği suretiyle)karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/64 esas ve 2005/42 nolu kararı ile ... ... ...'ün kısıtlanmasına, davacı babası ...'ün velayeti altında bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında kısıtlının velayet altında olduğu, velayet altındaki kişilerin malları hakkında tasarruf sırasında izne gerek bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir....
Kısıtlanan ergin çocukların "kural olarak" vesayet altına alınmayıp "velayet altında bırakılacağına" ilişkin yasal düzenlemenin (TMK m. 335/2.419/3) sonucu olarak "velayet altında bırakılan" çocuk ve mallarına yönelik yapılacak işlemlerde velayete ilişkin hükümlerin uygulanması gerekecektir. Velayete ilişkin hükümler gereği bu hakka sahip olan ebeveyn çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler (TMK m. 352/1). Velayet hakkına sahip olan anne veya baba kusurları sebebiyle velayeti kaldırılmadıkça çocuğun mallarını da kullanabilirler (TMK m. 354). Çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitim için; hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarım karşılamak üzere sarfedebilirler (TMK m.355). Buna göre, talep edenin velayeti altındaki çocuk için intikal eden taşınmazların satılmasında mahkemeden izin almasına gerek yoktur. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
Mahkemece, küçüğün ikamet adresinin tespiti için yeniden kolluk gücü ile araştırma yapılması, küçüğün açık adresinin belirlenmesi, daha sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 07.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/857 esas ve 1490 karar sayılı vesayet dosyasının eklenmesi, 2-27.09.2011 tarihli duruşmada tefrikine karar verilen davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davası hakkında ne işlem yapıldığının mahkemece tespiti ile bu hususta bağımsız bir davanın bulunduğunun tespiti halinde dosya arasına alınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 10.05.2016 (Salı)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; davalı-davacının kabul edilen davası, kusur tespiti, saklı tutulmayan tazminatlar ve davalı-davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı koca tarafından ise kusur tespiti, velayet, şahsi ilişki ve saklı tutulan nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50'yer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden...
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, evlilik dışı doğan ve annesinin yaş küçüklüğü nedeniyle velayet altında bulunmayan küçüğe 4721 sayılı TMK'nın 404. maddesi uyarınca vasi tayini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, ... Sulh Hukuk Mahkemesince küçüğün MERNİS adresinin “...” olduğu gerekçesiyle, ... Sulh Hukuk Mahkemesince de küçüğün adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin "..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ise de; mahkemece küçüğün açık adresinin tespiti için kolluk vasıtasıyla araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece küçüğün ikamet adresinin tespiti için kolluk gücü ile ile araştırma yapılması, küçüğün açık adresinin belirlenmesi, daha sonra merci tayini incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine İADESİNE 17/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....