Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadın tarafından açılan nafaka davası kabul edilmiş, davacı-davalı erkek bu hükmü temyiz etmemiş, davalı-davacı kadının erkeğin kabul edilen boşanma davası, yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik temyizi üzerine, kadının kabul edilen nafaka davası ve reddedilen manevi tazminat talebi yönünden katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunmuştur. Davacı-davalı, nafaka davası hakkında verilen hükmü temyiz etmediğine göre, davalı- davacının boşanma davasına ilişkin temyizi üzerine, temyize cevabında artık nafaka davası hakkında kurulan hükme karşı temyiz itirazlarını ileri sürme hakkını kaybetmiştir....

    Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m.141/1). Davalı kadın cevap dilkeçesinde yalnızca velayet, nafaka, manevi tazminat ile çeyiz eşyası ve takı alacağı talebinde bulunmuş, 30/09/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında ise bu taleplerine ek olarak ayrıca maddi tazminat (TMK 174/1) talebinin de olduğunu beyan etmiş, davacı tarafın ise davalı kadının maddi tazminat talebine muvafakati olmamıştır. İşbu talep iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davalının maddi (TMK m.174/1) tazminat talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek yerde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....

      Bu durumda, davacı-davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminatın (TMK md.174/1,2) koşulları oluşmuştur. Bu nedenle kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olduğu gibi hükmedilen tazminat miktarlarının da yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı-karşı davalı koca manevi tazminat isteminde bulunmuş ise, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı koca ağır kusurlu olduğundan, Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları koca yararına oluşmamıştır. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince kocanın manevi tazminat talebinin reddi isabetli olmuştur. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır (TMK m. 169)....

      Davalı istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı kadın olduğunu, buna rağmen kadın için maddi- manevi tazminat ve nafaka takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, kendisinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının da fahiş olduğunu, mahkemece bir yandan taraflar eşit kusurlu kabul edildiği halde,diğer yandan aleyhine tazminat ve nafaka takdir edilmesinin de çelişkili olduğunu, aleyhine iki defa vekalet ücreti takdir edilmesinin de doğru olmadığın, beyan etmek suretiyle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava ve birleşen dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Yine, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına TMK 174/1- 2.maddesi gereğince hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu kanaatine varılmış, mahkememizce kadın yararına aşağıda belirtilen miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir. Sonuç olarak; davalı-karşı davacı kadının müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakaları ile maddi-manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun 353/1- b-2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, sair istinaf taleplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen tedbir - yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı kadın olduğu halde davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat ve nafaka şartları oluşmadığı halde kadın yararına tazminat ve nafaka takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte nafaka takdiri halinde dahi nafakanın süreli verilmesi gerektiğini beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Davacı karşı davalı kadın vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesi ile; erkeğin istinaf talebinin reddine, boşanma kararının onanmasına, hükmedilen nafaka, maddi tazminat ve manevi tazminat miktarlarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve karşı dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....

      HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince "Davacı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı kadın lehine 12.500,00 TL maddi tazminat ve 12.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine" şeklinde yeniden hüküm kurulmasına, davalının tüm istinaf sebeplerinin, davacı kadının nafaka ve ziynet alacağına ilişkin istinaf talebinin HMK’nın 353/1- b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından maddi tazminat ve nafaka taleplerinin reddi, manevi tazminat miktarı ve vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat, ziynet alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile...

        Aile Mahkemesinin 31/03/2021 tarih ve 2019/235 Esas - 2021/50 Karar sayılı kararının, davacı karşı davalı kadının talebi olan manevi tazminat miktarı, tedbir-iştirak nafakası miktarı ve yoksulluk nafakası miktarı yönlerinden, davalı karşı davacı erkeğin kadın lehine verilen maddi tazminat yönünden GEREKÇESİNİN ve HÜKÜM FIKRASININ yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLMESİNE ve YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE, tarafların diğer istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- a)Davacı karşı davalı kadının maddi tazminat talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, b)Davacı karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı karşı davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, c)Dava tarihinden itibaren müşterek çocuk için aylık 3.500,00...

        UYAP Entegrasyonu