Aile Mahkemesi'nin 02.05.2008 tarih ve 2006/553 E. 2008 / 315 K. sayılı ilam ile 28.08.2006 dava tarihi itibariyle müvekkil lehine aylık 6.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, Davacı / nafaka borçlusunun nafaka ödemelerini düzensiz yerine getirmesi sebebiyle İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3127 E. sayılı dosyası ile nafaka alacaklarının, işlemiş ve işleyecek faiz ve ferileri ile tahsili için davacı / nafaka borçlusu aleyhinde icra takibi başlatıldığını, müvekkil; yetersiz olan aylık nafaka miktarının artırılması için dava yoluna müracaat ettiğini, İstanbul Anadolu 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde nafaka talep etmemiş, ön inceleme duruşmasında da nafaka talebi olmadığını beyan etmiştir. Davacı taraf daha sonra vekili tarafından verilen 14.1.2015 havale tarihli dilekçe ile nafaka talebinde bulunmuştur. Eşlerin birbirlerine karşı olan bakım, barınma, koruma ve gözetme yükümlülükleri sürekli yinelenen yükümlülükler olup, bu yükümlülük evlilik sona erinceye kadar devam eder....
ye artırılmasını istemiş, mahkemece nafaka artırım talebi kabul edilmemiş ve yargılama süresince de nafaka konusunda bir başka düzenleme yapılmamış, kadının nafaka artırımına yönelik temyiz itirazı da dairemizce reddolunarak kesinleşmiş bulunmasına rağmen bozma kararından sonra nafakanın artırılarak 250 YTL tedbir nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Hükmün tedbir nafakası yönünden 2. bentte açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, yoksulluk nafakası ise maddi tazminat yönünden 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.10.2006...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çivril Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :30.05.2014 NUMARASI :Esas no: 2013/319 Karar no:2014/378 Taraflar arasındaki "nafaka" davası ile davalı (koca) tarafından bağımsız olarak açılan "boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve kadının nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (koca)'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı (kadın)’ın yoksulluk nafakası talebi bulunmamaktadır. İstek olmadan re’sen yoksulluk nafakasına hükmedilemez (HMK. m.26)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : HİZMET TESPİT DAVASI Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı kararı, 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, 5510 sayılı ... ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'ndan kaynaklanan davalar hakkında verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararı ve Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre dosyanın YARGITAY 10....
Bu durumda mahkemece, dosyanın bilirkişiye tevdii ile her iki takipte tahsili talep edilen aylar nazara alınarak mükerrer alacak talebi bulunup bulunmadığı Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle nafaka borcunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Asıl davanın kabulü ile, tarafların boşanmalarına, davalı lehine, nafaka talebi birleşen dava bakımından değerlendirilmiş olduğundan, nafaka talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine maddi ve manevi tazminat takdirine yer olmadığına, Birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı kadın lehine 750 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; nafaka davasının kabulünün hatalı olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
Bunun yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır. Nafaka alacaklısı (davacılar) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecekler, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9. Madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir. Mahkemece, 6100 Sayılı HMK'da veya Türk Medeni Kanunu’nda yetkili mahkemeye ilişkin özel hüküm bulunmadığı belirtilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı gibi olayımızla ilgili yetki kuralı TMK.nun 177....
Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. Zira nafaka, velayet hakkı kendisine verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitimine harcaması için verilmekte olup, ancak onun tarafından takip konusu yapılabilir. Somut olayda, icraya konu edilen ... 2. Aile Mahkemesi 2013/23 E. - 2014/277 K. sayılı ilamında, alacaklı velayet hakkı sahibi anne olup, borçlu ise babadır. Bu nedenle, çocuğun ergin olduğu tarihten önce tahakkuk etmiş nafaka alacakları için anne takip yapabilir. Çocuk, iştirak nafakası ilamını takibe koyamaz. Ergin olmuş olsa bile, ergin olmadan önce tahakkuk etmiş olan nafaka borçları sebebiyle yapılan haczi alacaklı olan annenin talebi olmadan kaldırmak mümkün değildir. Çünkü bu durumda ergin olsa bile müşterek çocuk takipte taraf (alacaklı) değildir....
a verilmesine; iş bu dosyamızda talep edilen nafaka talebine yönelik davanın kısmen kabulü ile aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının karar kesinleştikten itibaren davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK'nun 175.maddesine göre; boşanan eşe kanunda öngörülen şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Ancak, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için öncelikle bu hususta bir talebin olması gerekir. Bu dosya ile birleştirilen ve taraflar arasında görülüp sonuçlanan boşanma davasında davalı kadının yoksulluk nafakası istemi bulunmamaktadır. İş bu davada (nafakaya ilişkin bağımsız olarak açılan davada) ise; davanın açıldığı tarihte, taraflar arasındaki evlilik birliği devam etmektedir. Davacının talebi, ayrı yaşamaya dayalı nafaka istemi olup, niteliği itibariyle tedbir nafakası niteliğindedir....