Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/05/2019 tarih ve 2019/409257 sayılı yazıları ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9/2. maddesi hükmü karşısında, reddedilen nafaka talebi yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, hükmün HMK.'nın 363/1. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9/2. maddesi; "Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez" hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda; 150 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesi talep edilmiş olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne ile nafakanın 400 TL'ye arttırılmasına, reddedilen kısım üzerinden davalı taraf lehine 2180 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir....
Dairenin 22.06.2022 tarihli bozma kararı ile; davacı baba tarafından davalı annenin banka hesaplarına birbirini takip eden aylarda belli miktar ödemeler yapıldığı, davacı tarafından davalının hesaplarına açıklamasız olarak yapılan ödemeler dışında Denizbank hesabına yapılan ve "nafaka ödemesi" açıklaması olan 4.445,00 TL olduğu, açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından ortak çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlâki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına "nafaka" açıklaması ile yaptığı 4.445,00 TL tutarındaki ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkmasının gerektiği ve mahkemece "nafaka" açıklaması ile yapılan ödeme olan 4.445,00 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile bu miktar yönünden nafaka borcu bulunmadığına, açıklamasız yapılan ödemeler ahlâki...
Y A R G I T A Y K A R A R I Davalının temyiz talebi yönünden; 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
İlk derece mahkemesinin bu hükmü davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf gerekçesi yapılmış, bölge adliye mahkemesince "Dava dilekçesinde talep edilmediği" gerekçesiyle ilk derece mahkemesince bu konuda bir karar verilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek" istinaf talebinin bu yönden reddine karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacının dava dilekçesinde adli yardım talebinin olduğu da göz önüne alındığında, davalı-karşı davacı kadının talep ettiği aylık 750 TL nafakanın yoksulluk nafakası talebi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. O halde, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafaka talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 5....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında geçen yazışmaların yerel mahkemece detaylı bir şekilde incelenmiş olsa idi müvekkilinin nafaka borcuna mahsuben yapmış olduğu ödeme ve harcamalara rıza gösterdiğinin açık bir şekilde ortaya çıkacağını, bu husus müvekkilinin, davalıya nafaka bedeline tekabül eden ve nafakaya mahsuben yapılan harcama detayını bildirdiği yazışma ile sabit olduğunu, ayrıca müvekkilinin, davalının "kirayı sen yatırmaya devam et ve bana göndereceğin rakamın içinden düş" talebi ile davalının kirasını 2018 yılının Eylül-Ekim aylarında ödediğini ve nafaka bedeline mahsup ettiğini, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabul edildiğini, müvekkilinin, davalının talebi ile yaptığı ve bildirdiği masrafın, kira ödemeleri adı altındaki ödemelerin nafakadan mahsup edilmesi gerektiğini, bu ödemelerin alacaklı tarafça...
OTOMOBİL KİRALANMASI SEBEBİYLE VERİLEN BONO MENFİ TESBİT DAVASI 'RENT A CAR' SÖZLEŞMESİNDE VERİLEN BONO SEBEBİYLE MENFİ TESBİT DAVASI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 4 "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kambiyo senetlerine özgü icra takibinden sonra açılan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu açıklayarak, talepleri gibi hüküm kurulmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava; iştirak nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Davalının istinaf talebinin incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E - 2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyle miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, kabul edilen ve arttırılan aylık nafaka miktarı 250,00 TL olup, yıllık toplam nafaka tutarı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
ESAS SAYILI DAVASI BAKIMINDAN; Asıl ve birleşen davalarda davacı, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ve davalılardan ... vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 03/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ESAS SAYILI DAVASI BAKIMINDAN; Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına temyiz edenin sıfatına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : Hüküm kurulmaması KARAR O Yer Cumhuriyet Savcısının temyizinin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan açılan kamu davası ile ilgili bir karar verilmemesine yönelik olduğu kabul edilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderilen dosya görüşüldü: Sanık hakkında kişilerin huzur sükununu bozma, hakaret suçundan kamu davası açılmasına karşın, bir hüküm kurulmamış ise de, açılan bu kamu davasi ile ilgili olarak Mahkemesinde her zaman bir karar verilmesi mümkün bulunduğundan ve kanun yoluna konu olabilecek bir hüküm de bulunmadığı anlaşılmakla; O Yer Cumhuriyet Savcısının tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA ve dosyanın incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 26/01/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....