WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; "Açılan dava; Anne tarafından açılan babalık davası ve iştirak nafakası davasıdır. TMK'nun 301 maddesi "Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir." TMK'nun 303. Maddesi "Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir." şeklinde düzenlenmiştir....

TMK 301 maddesi uyarınca verilen babalık hükmü taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir....

Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesine göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa, çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir....

GEREKÇE : Davanın konusu, soy bağının (babalık) tespitine ve nafaka talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir. Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; dava, 4721 sayılı TMK'nun 301/1, 303/2 maddelerine dayalı olarak, anne tarafından açılan babalığın tespiti istemine ilişkindir. Bilindiği üzere; TMK.nun 301.maddesinde; "Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir," hükmü düzenlenmiştir....

Babalık davası açma hakkı anaya ve çocuğa tanınmış (TMK mad. 301/1) olup, baba olduğunu iddia eden kişinin "babalık davası" açma hakkı bulunmamaktadır. O, ancak Türk Medeni Kanunu'nun 291. maddesinde sayılan hallerde "soybağının reddi" davası açabilir. Davacı, küçüğün babası olduğunu iddia ettiğine göre, dava, küçükle dava dışı Çağrı Oktay arasında kurulmuş bulunan soybağının reddi isteğini de ihtiva etmektedir. Buna göre davada birden fazla istem olup bunlardan ilki; Hicran Elif ile Çağrı Oktay'ın evlilik birliği içinde 05.01.2018 tarihinde doğan Doruk Efe Oktay'ın biyolojik babasının Çağrı olmadığı yönündeki iddia 4721 sayılı TMK'nın 286.maddesi kapsamında soybağının reddi; ikincisi ise, çocuk Doruk Efe Oktay'ın babasının davacı Kemal olduğu yönündeki istem ise TMK'nin 301.maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti istemlerine ilişkindir....

Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Dolayısı ile annenin iffetsiz yaşam sürdüğü veya çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe veya söylenti öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir."...

Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancı uyruklu olduğunu, bu nedenle mahkemece uygun görülecek bir teminat yatırmak zorunda olduğunu, davacının annesinin yabancı statüsünde olduğu için taabiyetinde bulunduğu ülkede evliliğinin olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, küçüğün annesinin davalı ile görüştüğü dönemlerde başka erkeklerle de birlikte olduğunu, küçüğün annesinin daha önceden de iki kez babalığın tespiti davası açtığını, davaların reddedildiğini, babalık davası ile birlikte nafaka isteme hakkı bulunmadığını, DNA testi yapılması istemine itiraz ettiklerini belirterek, öncelikle mahkemece takdir edilecek teminatın mahkeme veznesine depo edilmesi için davacıya kesin mehil verilmesine, teminat gösterilmesi durumunda duruşmalara ve yargılama devam olunmasına, esas olarak da babalığın tespiti talebi ve nafaka talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı duruşmadaki beyanında özetle; babalık iddiası hakkındaki talep yönünden DNA karşılaştırması yapılmasını, çocuğun kendisinden olması halinde tanımaya dair resmi işlemleri yapacağını, bu aşamadan sonra nafaka ile ilgili davanın görülmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında küçüğün nüfusa vatandaş olmayan çocuk olarak tescili sağlanmış, küçüğe İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/108 esas 2020/102 karar sayılı kararı ile dava dosyasında temsil etmek üzere T3 temsil kayyımı olarak atanmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir....

Dava, ana tarafından açılan TMK 301 ve devamı maddeleri gereğince babalık, maddi tazminat ve iştirak nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir. TMK 301/3.madde gereğince " Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye, ana tarafından açılmış ise kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. " Somut olayda dava ana tarafından açılmış, küçüğe kayyım atanmıştır. Ancak TMK 301/3.madde gereğince davanın Cumhuriyet Savcılığına ve Hazineye ihbarı gerekirken ihbar işlemleri yapılmaksızın taraf teşkili sağlanmadan esastan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu haliyle davacı tarafın istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın Hazineye ve Cumhuriyet Savcılığına ihbar edilerek usule uygun yargılama yapılmak suretiyle sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Bir diğer deyişle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkanı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkate edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası, ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır (TMK m. 39)." (Hukuk Genel Kurulunun 2014/18- 717 Esas 2016/503 Karar nolu kararı) Yargıtay 8....

UYAP Entegrasyonu