Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava hakkında verilen ilk karar, usul eksikliği nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece usuli eksiklik giderilerek davacı tarafa seçimlik hakkı sorulmuş ve yazılı şekilde tazminat isteği kabul edilmiş ise de dosya kapsamı incelendiğinde delillerin yanılgılı değerlendirilmesiyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar adına tapuya kayıtlı taşınmazın kamulaştırmasız el atılması nedeniyle açılan tazminat davası sonucu el atılan iş bu temyize konu taşınmazın tamamının tapuda davalılar adına olan kaydının terkinine ve davalılara tazminat ödenmesine karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği sabittir. Somut olayda, Hazinenin tazminat istek hakkı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ile birlikte paydaş oldukları 2807 Ada 8 parsel numaralı taşınmazda davalının payı karşılığının yaklaşık 170 m² olduğunu, davalının bu alan üzerinde İmar Planına göre bina yapması mümkün olmamasına rağmen, payına müdahale ederek bina inşa ettiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, payına müdahalenin önlenmesini, inşaatın yıkılmasını ve 6.500 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir Davalı, davaya konu taşınmazı satış suretiyle edindiğini, satın aldığı yerin 221 m² olduğunu, taşınmaz üzerine inşaatı 2008 yılının Haziran ayında yapmaya başladığını, davacı tarafın evinin inşaata komşu olmasına rağmen ses çıkarmadığını, karşı tarafın taşınmazına taşmak gibi bir amacının söz konusu olmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin hukuka uygun olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2019/371 ESAS, 2021/111 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Mersin İli, Erdemli İlçesi, Kösbucağı Mahallesi 1639 parsel sayılı taşınmaz üzerine 2009 yılında ev yaptırarak o tarihten bu yana bu evde oturduğunu, evin yapıldığı taşınmazın hisseli olduğunu, müvekkilinin kayınvalidesi ile diğer akrabalarının taşınmazda malik iken bu evi yaptırdığını, bu evi yaparken iyi niyetli olduğunu, ancak dava konusu edilen taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satıldığını ve davalının satın aldığını, davalı tarafından Erdemli 3....

      Mahkemece, davalıların kendi malzemesiyle başkasının taşınmazına sürekli ve tamamlayıcı nitelikte yapı inşaa ettikleri, şartları oluştuğu takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 724.maddesine göre uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesinin mümkün olduğu, ancak Türk Medeni Kanunu'nun 3.maddesine göre iyiniyet koşulunun oluşabilmesi için davacının kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermiş olması gerektiği, çaplı taşınmaza taşkın yapılaşma halinde ise iyiniyetin varlığını kabul edebilmek için tapu sicil müdürlüğü, kadastro müdürlüğü veya belediyeye müracaat edilerek kendi çap kaydının kapsamının tayin ettirilmesi ve buna göre yapılan ölçüm dahilinde bina inşaa edilmesi gerektiği, davalılar tarafından bu yönde yapılmış bir başvuru veya talebe dair evrakın dosyaya sunulmaması nedeniyle davalıların iyiniyetli oldukları yönündeki savunmaya itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacılara ait olan...

        Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir. " hükmünü, TMK madde 995 ise " İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır." hükmünü içermektedir. Alıntılanan hükümler kapsamında malik, taşınmazına haksız el atmanın önlenmesini ve haksız el atma nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini talep edebilecektir. Davacı taraf dava konusu taşınmazına davalıların bina yapmak suretiyle haksız olarak el attığını iddia etmiş ise de mahkememiz tarafından yapılan keşif sırasındaki ölçümlerde dava konusu edilen binanın davacıların taşınmazına taşmadığı tespit edilmiştir....

        Türk Medeni Kanunu'nun 729. maddesinde; bir kimsenin başkasının fidanını kendi arazisine yada kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikmesi halinde, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümlerin bunlar hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 722. maddesinde ise; bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması halinde bu malzemenin arazinin bütünleyici parçası olacağı ancak sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesinin aşırı zarara yol açmaması halinde malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği, aynı koşullar altında arazinin malikinin de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1976 parsel sayılı taşınmazına yapılaşmak suretiyle davalının haksız olarak müdahale ettiğini, ayrıca davalının kendisine ait 182 parsel sayılı taşınmazına 3621 sayılı Kıyı Yasasının 4. maddesine aykırı olarak bina yaptığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yapıların yıkılması isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; davalıya ait taşınmaz yönünden kayda üstünlük tanınmak suretiyle davanın reddi gerektiğine işaret edilerek bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabul kısmen de reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 2274 parsel sayılı taşınmazına, komşu 2272 sayılı parselindeki davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve taşkın kısmın yıkımı isteğinde bulunmuştur. Davalı, boşandığı eşi tarafından 25 yıl önce yaptırılan binanın taşkınlığı söz konusu ise, bunun yanlışlıktan kaynaklandığını, yıkım halinde telafisi imkansız zararların meydana geleceğini, taşkınlık söz konusu ise bu kısmın bedelini ödemeye hazır olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çaplı yerlerde iyiniyetin dinlenilemeyeceği, davalının binasının davacı taşınmazına tecavüzlü olduğunu, keşfen saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

              Bu durumda mahkemece yapılacak iş; TMK 723/son maddesi gereğince taşınmaz üzerinde ağaçlar bulunduğu tespit edildiğine göre ağaçlı değeri ile ağaçsız değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip aradaki farkın davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmeyeceğinin araştırılması, ağaçları diken malik iyiniyetli değilse asgari levazım değerini geçip geçmeyeceğinin araştırılması ayrıca, MK'nın 729/1.maddesinde; "Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır.", buna bağlı olarak aynı kanunun 722/1.maddesinde; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur." hükmü getirilmiştir. Hal böyle olunca;....

              Yapılan deprem konutunun sağlam olmaması nedeniyle yıkılması gerektiği anlaşıldığından davalı yüklenici 29.07.2002 tarihinde verdiği taahhütnameyle yapılan deprem konutunun yıkılarak yerine bina maliyetini karşılayacak nitelikte bir kamelya yapılmasını taahhüt etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporuyla kamelyanın 60 m2 yerine 30,25 m2 alanında yapıldığı ve değerinin 1.100,00 TL olduğu belirtilmiştir. Davalının verdiği taahhütnameye aykırı olarak düşük alanda kamelya yaptığı anlaşıldığından ve taahhütnamede asıl işin yapımı için ödenen bedelin dava tarihine eskale edileceğine dair bir hüküm yer almadığından davalıya deprem konutu yapımı için ödenen 3.000,00 TL'den fiilen yapılan kamelyanın taahhütname tarihindeki değeri olan 1.100,00 TL'nin mahsubu ile kalan 1.900,00 TL'nin tahsiline karar verilmesi gerekirken 1999 yılında ödenen 3.000,00 liranın dava tarihine eskale edilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu