Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

1187,03 TL prim nakit ve peşin olarak muristen tahsil edildiğini, murisin 24.06.2019 tarihinde solunum yetmezliğine bağlı kalp krizinden vefat ettiğini, kredi çekilirken sağlık durumu ile ilgili murisin bilgisine başvurulmadan banka tarafından sağlık ile ilgili kısımların ''hayır'' işaretlenerek doldurulduğunu, kredi borcunun ödenmesi için davalı taraf başvurulduğunda poliçe öncesi muriste kanser rahatsızlığı bulunduğu ve bu haliyle murisin beyan yükümlülüğüne uymadığı ve prim ödemesi ile sigorta tazminatı ödemesi yapılamayacağının kendilerine belirtilmesi nedeniyle davacı mirasçının uğradığı iddia olunan toplam 26.333,03 TL maddi zararın giderilmesi talep edilmiştir....

GEREKÇE: Dava; davacı ile davalı DKY T4 Arasında yapılan geçerli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin taşınmazın zamanında teslim edilmemesi nedeniyle satış sözleşmesinin ve bağlı kredi sözleşmesinin feshi ile davalılara yapılan ödemelerin davacıya iadesi talebine ilişkindir....

Somut olayda, tacir olan taraflar arasında imzalanan 31.1.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıya 2.2.2012 tarihinde 700.000,00 TL tutarlı kredi kullandırılmış, söz konusu kredi 24.6.2014 tarihinde vadesinden önce ödenmek suretiyle kapatılmıştır. Tarafların tacir, kullanılan kredinin ticari kredi olması hasebiyle somut olaya mülga 4077 veya 6502 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. 6098 Sayılı TBK'nın 96. maddesinde (mülga BK'nın 80. maddesi) "Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir....

    Keza Kredi Sözleşmesinin 6/1 maddesinde de oran zikredilmeksizin kredi tahsis ve geri ödemesi için komisyon alınacağından bahsedilmektedir....

      Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Suçun bu nitelikli halinin oluşabilmesi için, bankaya ait mal ve hizmetler ile fonksiyonlarının kullanılması yeterli olup suçun mağdurunun kim olduğunun nitelikli halin oluşumu bakımından ayrıca bir önemi bulunmamaktadır. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. Sanık ...'...

        Bilirkişi tarafından sunulan --- tarihli birinci ek rapor hükme esas alınmıştır ve bilirkişi yaptığı hesaplamalar ile davacı asıl borçlu---- borçlu cari kredi borçlarının yapılan incelemeler sonucu ----borçlu cari kredi ve iş yeri kredi borcu faiz ve ihtar masrafı olduğu tespit edilmiştir. --- kredi, esnek ticari hesaptan kaynaklı ---- borcun olduğu tespit edilmiştir. Diğer davalı müteselsil kefil --- ise; borçlu cari kredi, ticari iş yeri kredisi, faiz ve diğer giderleri toplamının ---- olduğu hesaplanmış ancak takipte müteselsil kefil için --- talep edildiği;---- ticari hesaptan kaynaklı ---- şeklinde hesaplama yapılmış ancak takipte müteselsil kefil hakkında ---- talep edildiği görüldüğünde taleple bağlı kalınarak takipteki miktarlar üzerinden itirazın iptali şeklinde hüküm kurulmuştur....

          Madde ile muhtelif poliçelerin düzenlenmesi anlamında peşin kabul halinin zikrolunduğu değerlendirilmekle, gerek davacılar murisinin gerek davalı bankanın poliçe tanzimi yönünden yapılmayan işlem nedeniyle bankanın 1/3, müteveffanın 2/3 oranında kusurlu olduklarının değerlendirildiği, zarar yönünden ise 29/01/2020 tarihli bilirkişi bankacı Hasan Cebeci ve hesap bilirkişisi Filiz Gök tarafından düzenlenen rapordaki hesaplanmış meblağlara aynen iştirak edildiğinin ifade edildiği, mahkememizce tespit olunan kusur oranları (banka 1/3 kusurlu davacılar murisi 2/3 oranında kusurlu) ve dava tarihi itibari ile tespit olunan kredi tutarları (30/01/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna göre dava tarihine kadar ödenen kredi miktarı 57.394,06- TL, dava tarihi itibari ile kalan kredi tutarı 12,606,36- TL'dir....

          Mahkemece, bankanın kullandırdığı kredinin bağlı kredi olması nedeniyle 4077 Sayılı Yasanın 10. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu gerekçesiyle 13.423.80 YTL'nın her iki davadan, 9576,20 YTL'nın ise ... A.Ş'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. 1-4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması yada belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının araç satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı banka arasında yapılan sözleşmede satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismide belirtilmemiştir....

            Davacı, davalı müteahhit şirketten aldığı bağımsız bölümün tamamlanmaması nedeniyle gereken imalat bedeli ve sözleşmesel tazminatın tahsilini istemiş, davalı banka ise kredinin bağlı kredi olmadığı ve sorumluluğunun olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davanın her iki davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının konut satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinde satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismi de belirtilmemiştir....

              ceza indirimi yapılmasını amaçladığı nazara alındığında, birinci fıkra uyarınca yapılacak indirim oranının ikinci fıkra uyarınca yapılacak en fazla indirim oranı olan 1/2'den fazla olması gerektiği, her ne kadar TCK'nın 168. maddesinin birinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık nedeniyle sanığın cezasından 2/3 oranında indirim yapılması zorunlu değil ise de mağdurun uğramış olduğu zararın soruşturma evresinde giderilmesi nedeniyle, hak ve nesafet kuralları gözetilerek ceza adaletinin sağlanması ve TCK'nın 168. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları arasındaki indirim oranları arasındaki farkın korunabilmesi için birinci fıkra uyarınca yapılacak indirimin 1/2 oranından fazla belirlenmesi gerektiğinin kabul edilmesi karşısında; Somut olayda; suça konu fiilin tamamlanmış olması halinde sanığın katılanın zararını soruşturma aşamasında giderdiği, bu nedenle sanık hakkında verilen cezada TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca 1/2 indirim oranından fazla ancak 2/3 oranına kadar indirim yapılması gerekirken...

                UYAP Entegrasyonu