WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. 5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın,sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu'nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır....

    Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Suçun bu nitelikli halinin oluşabilmesi için, bankaya ait mal ve hizmetler ile fonksiyonlarının kullanılması yeterli olup suçun mağdurunun kim olduğunun nitelikli halin oluşumu bakımından ayrıca bir önemi bulunmamaktadır. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. Sanık ...'...

      Madde ile muhtelif poliçelerin düzenlenmesi anlamında peşin kabul halinin zikrolunduğu değerlendirilmekle, gerek davacılar murisinin gerek davalı bankanın poliçe tanzimi yönünden yapılmayan işlem nedeniyle bankanın 1/3, müteveffanın 2/3 oranında kusurlu olduklarının değerlendirildiği, zarar yönünden ise 29/01/2020 tarihli bilirkişi bankacı Hasan Cebeci ve hesap bilirkişisi Filiz Gök tarafından düzenlenen rapordaki hesaplanmış meblağlara aynen iştirak edildiğinin ifade edildiği, mahkememizce tespit olunan kusur oranları (banka 1/3 kusurlu davacılar murisi 2/3 oranında kusurlu) ve dava tarihi itibari ile tespit olunan kredi tutarları (30/01/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna göre dava tarihine kadar ödenen kredi miktarı 57.394,06- TL, dava tarihi itibari ile kalan kredi tutarı 12,606,36- TL'dir....

      Keza Kredi Sözleşmesinin 6/1 maddesinde de oran zikredilmeksizin kredi tahsis ve geri ödemesi için komisyon alınacağından bahsedilmektedir....

        Bilirkişi tarafından sunulan --- tarihli birinci ek rapor hükme esas alınmıştır ve bilirkişi yaptığı hesaplamalar ile davacı asıl borçlu---- borçlu cari kredi borçlarının yapılan incelemeler sonucu ----borçlu cari kredi ve iş yeri kredi borcu faiz ve ihtar masrafı olduğu tespit edilmiştir. --- kredi, esnek ticari hesaptan kaynaklı ---- borcun olduğu tespit edilmiştir. Diğer davalı müteselsil kefil --- ise; borçlu cari kredi, ticari iş yeri kredisi, faiz ve diğer giderleri toplamının ---- olduğu hesaplanmış ancak takipte müteselsil kefil için --- talep edildiği;---- ticari hesaptan kaynaklı ---- şeklinde hesaplama yapılmış ancak takipte müteselsil kefil hakkında ---- talep edildiği görüldüğünde taleple bağlı kalınarak takipteki miktarlar üzerinden itirazın iptali şeklinde hüküm kurulmuştur....

          ceza indirimi yapılmasını amaçladığı nazara alındığında, birinci fıkra uyarınca yapılacak indirim oranının ikinci fıkra uyarınca yapılacak en fazla indirim oranı olan 1/2'den fazla olması gerektiği, her ne kadar TCK'nın 168. maddesinin birinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık nedeniyle sanığın cezasından 2/3 oranında indirim yapılması zorunlu değil ise de mağdurun uğramış olduğu zararın soruşturma evresinde giderilmesi nedeniyle, hak ve nesafet kuralları gözetilerek ceza adaletinin sağlanması ve TCK'nın 168. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları arasındaki indirim oranları arasındaki farkın korunabilmesi için birinci fıkra uyarınca yapılacak indirimin 1/2 oranından fazla belirlenmesi gerektiğinin kabul edilmesi karşısında; Somut olayda; suça konu fiilin tamamlanmış olması halinde sanığın katılanın zararını soruşturma aşamasında giderdiği, bu nedenle sanık hakkında verilen cezada TCK'nın 168/1. maddesi uyarınca 1/2 indirim oranından fazla ancak 2/3 oranına kadar indirim yapılması gerekirken...

            Mahkemece, bankanın kullandırdığı kredinin bağlı kredi olması nedeniyle 4077 Sayılı Yasanın 10. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu gerekçesiyle 13.423.80 YTL'nın her iki davadan, 9576,20 YTL'nın ise ... A.Ş'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. 1-4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması yada belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının araç satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı banka arasında yapılan sözleşmede satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismide belirtilmemiştir....

              C)Suça Sürüklenen Çocuk Müdafinin 3 no'lu Temyiz Sebebi Yönünden; Suça sürüklenen çocuğun katılana ait kredi kartı katılanın bilgisi ve rızası dışında farklı iş yerlerinde kullanmış olması karşısında suça sürüklenen çocuğun kastının yoğunluğu, kredi kartının birden fazla iş yerinde kullanıldığı, kredi kartından yapılan harcamaların miktarı ve bu hususların gerekçeli kararda tartışılmış olduğu dikkate alındığında suça sürüklenen çocuk müdafiinin 3 nolu temyiz sebebi reddedilmiştir. D)Suça Sürüklenen Çocuk Müdafinin 4 no'lu Temyiz Sebebi Yönünden; Suça sürüklenen çocuk hakkında cezalandırma yapılırken, suç tarihi itibariyle bulunduğu yaş grubuna uygun olarak kanuni indirim yapıldığı, cezanın geleceği üzerindeki olası etkisi lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasında takdiri indirim yapıldığı anlaşılmakla suça sürüklenen çocuk müdafiinin 4 nolu temyiz sebebi reddedilmiştir....

                KARŞI OY Dava, kredinin erken kapatılması nedeniyle davalı banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyon ücretinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğu iddiasıyla istirdadı istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 01.11.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin erken ödeme başlıklı 54. maddesine göre alınan kredinin bakiye kısmının vadelerinden önce ödenmesi bankanın muvafakatına bağlıdır. Erken ödemeye muvafakat halinde ödeme tarihine kadar bankaca kredi miktarına bu kredi sözleşmesinde belirtilen akdi faiz oranının uygulanacağını ve müşterinin erken yatırması nedeniyle borcundan bir indirim yapılmayacağını ve borcunu doğmuş bulunan faiz komisyon masraf ve mali yükümlülükler ile birlikte ödemeyi müşteri kabul ve taahhüt eder. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede erken ödeme halinde bakiye kredinin ne şekilde ödeneceği düzenlenmiş bulunduğundan uyuşmazlıkta sözleşmenin bu hükmünün uygulanması gerektiği tabiidir....

                  Davacı, davalı müteahhit şirketten aldığı bağımsız bölümün tamamlanmaması nedeniyle gereken imalat bedeli ve sözleşmesel tazminatın tahsilini istemiş, davalı banka ise kredinin bağlı kredi olmadığı ve sorumluluğunun olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davanın her iki davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davacının konut satın almada kullanmak üzere davalı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinde satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismi de belirtilmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu