WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece 08/07/2021 tarihinde; dosya arasına alınan Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2019/106 esas 2020/120 karar sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; davacının T1 davalının T4 olduğu, davanın boşanma davası olduğu, davanın 29/05/2019 tarihinde açıldığı, 06/10/2020 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın 17/06/2021 tarihinde kesinleştiği, mehir senedinden kaynaklanan alacak davası ile mehri müeccel bedelinin ise 16/12/2019 tarihinde talep edildiği anlaşılmıştır....

Somut olaya gelince; davalı ve mahkemece dinlenen davalı tanıkları çekişmeli taşınmazın davalıya mehir olarak verildiğini belirtmişlerdir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Türk Medeni Kanunu, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Türk Medeni Kanunu tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (2.12.1959 günlü 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehir sözleşmeleri bu gün için de geçerlidir. (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir....

    Aile Mahkemesince; davacının talebinin mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğinde olduğu, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarından biri davacıya evlilik nedeni ile hediye edilecek olan mehir senedinde gösterilen ve fakat teslim edilmediği iddia edilen mallara ilişkindir. Borcun kaynağı mehir senedi olduğuna göre uyuşmazlığı çözme hususunda görevli mahkemenin aile mahkemeleri olduğu gibi mehir senedinde yazılı malların teslim edildiği açıkça belirtildiğinden görev yönünden reddine, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

    Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyaya sundukları cevap ve rapora karşı itiraz dilekçeleri ile davanın esasına yönelik dilekçelerinin incelenmeden, davacı tarafından dilekçesinden alıntı yapılarak karar tanzim edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının mehir senedi adlı bağışlama sözleşmesine dayalı olarak Rize Aile Mahkemesi'nin 2018/44 esas ve 2018/71 karar sayılı ilamının 11/06/2018 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle 200 gram altının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tazminini talep ettiğini, davacının bu iddialarının asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddinin gerektiğini, davacının dayanak olarak gösterdiği mehir sözleşmesinin aslının dosyaya sunması gerektiğini, istenilen altının ayarının davacı tarafından açıklanmadığını ve açıklanması gerektiğini, görevsizlik itirazında bulunduklarını, davaya dayanak belgenin bir senet olmadığını, kabul anlamına gelmemekle davacının anılan belgenin niteliğini kabul ettiği gibi bir bağışlama sözleşmesinin...

    Aile Mahkemesince; mehir senedinden kaynaklanan alacağın aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m.286 vd.) bir bağışlama talebi niteliğinde olduğu, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacıya evlilik nedeni ile hediye edilecek olan ve davacının boşandığı eşi ile eşinin babası olan davalıların imzaladıkları mehir senedinde gösterilen ziynet ve eşyaların bedellerinin davalılardan tahsiline yönelik olduğu, 4787 Sayılı Kanun'un 4. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 179. ve devamı maddelerinin açık düzenlemeleri doğrultusunda davaya bakma görevinin Aile Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir....

    vaadinin geçerli olduğu, ancak, bu durumun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 128. maddesinde ( 818 sayılı BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. maddesinde (BK 238. maddesi) düzenlenmiş bağışlama vaadi niteliğinde olduğu, bağışlama vaadinin geçerliliğinin, yazılı olma koşuluna bağlı olduğu, (TBK m. 288/1) bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının tarafların evlenirken düzenlendiğini iddia ettiği mehir senedine dayalı olarak alacak talebinde bulunduğu, dosyaya ibraz edilen belgede davalının imzasının olmadığı, dolayısıyla davalı için bağlayıcı olmayacağı, TBK 288 maddesi gereğince bağışlama sözü vermenin geçerliliğinin yazılı olması koşuluna bağlı olduğu, bu nedenle mehir senedine dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, çocuğa doğumunda takılan altınlar konusunda dinlenen tanık beyanlarının davacıdan duyuma dayalı olduğu, davacı her ne kadar delil dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yemin deliline dayanmadığı, bu nedenle davacıya yemin delilinin hatırlatılmamasında da isabetsizlik olmadığı, davanın reddi kararının doğru olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    Davacını talebi incelendiğinde dava konusunun davacıya takılan değil takılması vaad edilen takılarla ilgili alacağının olduğu, bu hususun mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

    UYAP Entegrasyonu