Dosya içerisinde bulunan Mehir senedi incelendiğinde mehir senedinde davacı ve davalının imzalarının bulunmadığı, yalnızca nikah şahitlerinin imzalarının bulunduğu, imzasız senede dayalı olarak davalının sorumlu tutulamayacağı, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla; Davanın Reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....
Aile Mahkemesince; " Davacı talebinin mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak olmadığı, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu, uyuşmazlığın aile hukukuna dayalı alacak niteliğinde olmadığı, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğinde olduğu, bu nedenle davayı görmeye genel mahkemelerin görevli olduğu" gerekçesiyle ve davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 11....
Hukukumuzdaki sözleşme serbestisi ilkesi gereğince de kocanın yüklenmiş olduğu edimini yahut bağışlama yönündeki vaadini koca dışında bir üçüncü kişinin de üstlenmesine engel bulunmamaktadır. Ancak mehri müeccel, ileriye yönelik bağışlama vaadi niteliğinde olduğundan, koca dışında üçüncü kişinin durumu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 128. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. (BK’nın 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Somut olaya gelince; davacılar tarafından dosyaya sunulan 30.04.2010 tarihli “mehir senedi” başlıklı belgede sayılan mallar arasında çekişme konusu taşınmazların yer almadığı, sözleşmenin ise davacı ... ... ile davalı arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu taşınmazlarla ilgili iddianın 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanması zorunludur....
den, mehir senedindeki eşyalar 150 gr altın, yatak odası takımı, çamaşır makinesi, buzdolabı, mobilya, halı ve televizyonun bedeli olan 20.650.00 TL iki davalıdan müteselsilen faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; mehir senedindeki altınların çalındığını, soruşturmanın sürdüğünü, mehir senedindeki altınları davacıya teslim eden ve hırsızlık olayının olduğu tarihte Danimarka'da olan davalı ...'in sorumluluğunun olmadığını, mehir senedindeki diğer eşyaların Güven tarafından teslim edileceğini, davacının iddia ettiği kişisel altınların ise hiç olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı dava dilekçesinde mehir olarak vaad edilen ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve kendisinin aldığı eşyaların da iadesini talep etmiş, yargılama sırasında eşyalardan bir kısmına dair fatura ile birlikte ziynet eşyalarını gösterir video ve iki adet düğün fotoğrafını dosyaya ibraz etmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafından dosyaya herhangi bir mehir senedi ibraz edilmediği, bağışlama vaadinin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, TBK 288/3 maddesi gereğince, şekle uyulmaması sebebi ile geçersiz olan bağışlama sözü verme bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir. HMK 31 maddesi gereğince hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil göstermesini isteyebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davanın mehir senedinden kaynaklı alacak ve kişisel eşyanın iadesi talebine ilişkin olduğu, mehir senedi yönünden her iki davalıya, kişisel eşyanın iadesi yönünden ise sadece davalı Volkan'a davanın yönlendirildiği, davacının mehir senedinin ifa edilmediği iddiası ile açtığı işbu davanın dayanağı olan mehir senedi incelendiğinde herhangi bir ihtilaf halinde Konya Mahkemelerinin yetkili olacağının kabul edildiği, işbu davada yetkinin kesin ve kamu düzenine ilişkin olmaması sebebiyle tarafların yetki sözleşmesi yapabilecekleri, hal böyle olunca mehir senedinden kaynaklı talep yönünden yetkili mahkeme Konya Mahkemeleri ise de HMK'nın 110....
KÖKSAL DEMİR - Adliye Binası Karşısı Akdoğan İşhanı No:2 68400 Ortaköy/ AKSARAY ASIL DAVANIN KONUSU : Alacak (Bağışlama Vaadinden Kaynaklanan) BİRLEŞEN DAVANIN KONUSU : Manevi tazminat İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/03/2022 G. KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2022 İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Bu itibarla davacının sunduğu yazılı belge geçerlidir ve tarafların açık iradelerini ifade etmektedir.Bu yönde belgenin varlığını mehir alacağı olduğunu belirten davacı ispat etmiştir....
Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, 6098 sayılı TBK. nun 128. (818 sayılı BK. nun 110.) maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp,6098 sayılı TBK. nun 288. (818 sayılı BK. nun 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Esasen taşınmazın sicil kaydı (mülkiyeti) da davalıya intikal ettirilmiştir. (TBK. nun 288/1.). (4.HD. 18.2.1985 - 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802). Bu durumda değinilen ilkeler çerçevesinde iddia ve buna ilişkin olgular birlikte değerlendirildiğinde anılan olguya değer verileceği kuşkusuzdur (TBK 288/ son). Bu açıklamalar karşısında temlikin gerçekleştirilme sebebinin mehir olduğu kabul edildiği takdirde murisin mirasçısından mal kaçırma iradesiyle hareket ettiği düşünülemez....
Noterliğinin 30/07/2010 tarih ve 11990 yevmiye numaralı mehir senedinin düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir. Davadaki uyuşmazlık, mehir senedi ile bağışlanan ziynet ve eşyalar yönünden bağıştan rücu koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295 /2. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 244/2) maddesinde bağışlananın, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması halinde bağışlayanın bağışlama sözünü geri alabileceği ve bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında görülüp kesinleşen ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2010/953 E., 2012/844 K. sayılı kararında; tarafların eşit oranda kusurlu oldukları kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Bu durumda, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 295/2 maddesinde düzenlenen bağışlamanın geri alınması koşullarının gerçekleştiğinden sözedilmesi mümkün değildir....