Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, bağışlama vaadi niteliğindeki mehir senedinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19/07/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında düzenlenen nikah sözleşmesi ile 250 gram altın mehr-i müeccel olarak kararlaştırıldığı, mehr-i müeccelin, evliliğin boşanma veya ölümle son bulması haline kadar ileriye yönelik bağışlama vaadi olup, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019/482 Esas 2019/3079 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere uyuşmazlığın Aile Hukukundan kaynaklananlardan alacak niteliğinde olmayıp Genel Hükümlere dayalı olacak istem olduğundan görevsizlik kararı verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde özetle; tarafların düğününde davacı müvekkiline takılan altınlar ile müşterek çocuğun doğumunda ziyaretçilerce takılan altınların davalılardan, dini merasim sırasında mehir olarak taahhüt edilen 41 altının ise davalı ...'den aynen iadesini, olmazsa bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2019/482 Esas 2019/3079 Karar, 8.Hukuk Dairesinin 2014/22932 Esas 2016/4548 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. (B.K. m. 238/1). (4.HD. 18.2.1985- 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802). Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, herhangi bir ayrılık halinde ödeneceği taahhüt edilen bağışlama vaadi şeklinde (mehri muaccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi vardır. Uyuşmazlık, Aile Hukukundan dayalı alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd., eBK m. 234 vd.) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca, davayı görmeye genel mahkemeler görevlidir....
Davalı savunmasında: davaya dayanak teşkil eden mehir senedinin, düğünden bir hafta önce, müzayaka altında davacı tarafça imzalatıldığını; söz konusu mehirin bağışlama vaadi olduğunu, davacının aile yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile bağıştan rücu edilebileceğini; bu nedenle, alacak hakkının doğmadığını, talep edilen eşyaların davacı tarafından giderken götürüldüğünü beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu nedenle eski hükümlere göre kurulmuş mehir, M.K.nu tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (02/12/1959 tarihli 14/30 sayılı İBK) Mehir mueceel ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında 3.bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak bu durum 6098 Sayılı TBK'nun 128, (818 sayılı BK'nun 110.) maddesinde yazılı 3.kişi yararına borç altına girme olmayıp 6098 sayılı TBK'nun 288 (818 sayılı BK.'nun 238) maddesinde düzenlenmiş bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. (Y. 1.H.D.'nin 2013/7586 e. 2013/10272 K.) Muris muvazaasının koşullarından birisi de mirasçılardan mal kaçırma kastı ile hareket etme iradesinin varlığının söz konusu olmasıdır. Somut olayda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli olmayıp, delillerin değerlendirilmesinde de açıklayıcı gerekçe bulunmamaktadır....
mehir senedinde olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, TMK tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez (2.12.1959 günlü 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehir, sözleşmeleri bu gün için de geçerlidir. (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı). Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak bu durum, 6098 sayılı TBK. nun 128. (818 sayılı BK. nun 110.) maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp,6098 sayılı TBK. nun 288. (818 sayılı BK. nun 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Esasen taşınmazın sicil kaydı (mülkiyeti) da davalıya intikal ettirilmiştir. (TBK. nun 288/1.). (4.HD. 18.2.1985- 1984/9153 E, 1985/1223 K. YKD. 1985 Sayı Sh. 802)....
Davacı vekilinin mehir senedinden kaynaklanan alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince, davacı 21.11.2008 tarihli mehri müeccel senedinde belirtilen ziynet eşyalarının kendisine verilmediğini iddia etmiştir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Mehri müeccel ise ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Somut olayda davacı tarafından imzalanan 21.11.2008 tarihli senette kararlaştırılan altınların davacıya verilmediği davalının savunması ve tanık beyanları ile sabittir....
in babası olduğunu, mehir senedinde davalı ...'in borçlu olmadığı gibi kefil sıfatının da bulunmadığını, bu nedenlerle davalı ...'e husumetin yönlendirilemeyeceğini, boşanma davasında davacının kusurlu olduğunu ve bağışlama niteliği olan mehir senedinin iptal şartlarının oluşacağından davanın reddinin gerektiğini, sahte bilezik iddiasının doğru olmadığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir....