Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, taraflarca imzalandığı ve mehir senedinde mihri müeccel şeklinde 200 gram 22 ayar bileziğin yazılı olduğu, anlaşılmaktadır. Bu durumda; davalının icra takibi ile talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davacı mehir senedinde yazılı bulunan altını vermeyi taahhüt etmiş olup, somut delillerle davalıya teslim ettiğini iddia ve ispat edemediğinden, davacı tarafça dayanılan İzmir 11....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı T5 yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının babasının da davalı ile beraber mehir senedini üstlendiğini, oğlu ile beraber sorumluluk altına girerek mehir senedindeki belirtilen tutarları üstlendiğini mehir senedini imzalayarak onayladığını, mahkemenin davalı T5ın mehir senedindeki sorumluluğuna ilişkin duyduğu şüpheler bakımından herhangi bir usuli işlem gerçekleştirmeden, mehir senedindeki şahitlere başvurmadan, yemin delilini kullanmadan davanın reddine karar verdiğini, mahkeme bir şüpheye düşüyor ise, mehir senedindeki şahitlerin bu hususta dinlenmesini talep edebileceğini, mehir senedindeki şahitlerin, şahit olmalarındaki amaçlardan birisininde bu olduğunu, bu tür ve buna benzer şüphe durumlarında bilgi ve görgülerini paylaşmalarının gerektiğini, ilgili mehir senedi geleneklere göre oturmuş ve içtihat olarak kabul edilmiş olan ve şartlarını sağlayan bir mehir senedi olduğunu, davalı...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı T5 yönünden davanın reddine karar verildiğini, davalının babasının da davalı ile beraber mehir senedini üstlendiğini, oğlu ile beraber sorumluluk altına girerek mehir senedindeki belirtilen tutarları üstlendiğini mehir senedini imzalayarak onayladığını, mahkemenin davalı T5ın mehir senedindeki sorumluluğuna ilişkin duyduğu şüpheler bakımından herhangi bir usuli işlem gerçekleştirmeden, mehir senedindeki şahitlere başvurmadan, yemin delilini kullanmadan davanın reddine karar verdiğini, mahkeme bir şüpheye düşüyor ise, mehir senedindeki şahitlerin bu hususta dinlenmesini talep edebileceğini, mehir senedindeki şahitlerin, şahit olmalarındaki amaçlardan birisininde bu olduğunu, bu tür ve buna benzer şüphe durumlarında bilgi ve görgülerini paylaşmalarının gerektiğini, ilgili mehir senedi geleneklere göre oturmuş ve içtihat olarak kabul edilmiş olan ve şartlarını sağlayan bir mehir senedi olduğunu, davalı...
Aile Mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıya takılan değil, takılması vaadedilen takılara ilişkin olduğu, bu hususun mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve bu nedenle de TBK 286 ve devamı genel hükümlere dayalı olarak açılan bir alacak davası olduğu, bağıştan rücuya yönelik karşı davaya ilişkin olarak da Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/26750 E-2016/12334 K sayılı ilamı uyarınca talebin 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş,Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4.maddesinde yer alan Aile Hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu ifade edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 1....
Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, davalı koca tarafından, mehir senedinde yazılı bulunan dava konusu eşyalar ile altının ileriye yönelik olarak davacı kadına bağışlanacağı sözünün verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının talebi, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davalı koca, mehir senedinde yazılı bulunan eşyalar ile altını vermeyi taahhüt etmiş olup somut delillerle davacıya teslim ettiğini ispat edememiştir. Senet metninden de davalının bahsi geçen eşya ve altınları teslim ettiği anlaşılamamaktadır. Ne var ki, davalı taraf delil listesinde yemin deliline dayanmış, mahkeme tarafından yemin delili hatırlatılmadan hüküm kurulmuştur....
Bu durumda; davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Bu sebeple, uyuşmazlık, aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı ( TBK 286 vd.) alacak istemi niteliğindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....
Bu nedenle, mahkemenin kabulünde olduğu gibi mehir sözleşmesi geçerlidir ( 02.....1959 günlü, .../30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi ). Mehri müeccel, ileriye yönelik (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulması haline kadar) bir bağışlama vaadidir. Başka bir ifade ile ödenmesi keyfiyeti belirli bir zamana bırakılabilen veya bir olayın gerçekleşmesi sonucuna bağlı tutulan kazanılmış haktır. Borçlar Kanunu'nun 238. (6098 sayılı yeni TBK'nu 288.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadi niteliğindedir. Bağışlama vaadinin geçerliliği ise yazılı olma koşuluna bağlıdır ( BK m. 238/... (Yeni TBK 288/...) ( .... HD ....02.1985 - 1984/9153 E., 1985/1223 K., YKD 1985 Sayı, sh. 802 ). Bu alacağın muaccel olması için ise vadenin gelmesi veya şartın gerçekleşmesi şartı aranacaktır. Somut olayda, ... .......
Ancak bu durum BK'nun 110.maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, BK'nun 238.maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği yazılı olma koşuluna bağlıdır. (BK m.238/1) Somut davanın dayanağını, taraflar arasında düzenlenen 03/10/2010 tarihli mehir senedi oluşturmaktadır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; mehir senedine konu bir kısım ziynet eşyaları yönünden bağışlama vaadinden; bir kısım ziynet eşyaları yönünden ise ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Somut olayda incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, taraflar arasındaki 11.01.2001 tarihli mehir senedinde yazılı bulanın talep konusu ziynet eşyalarının davacı tarafından teslim alındığının bildirilmesine göre dava dilekçesinde belirtilen teslim edilmediği iddia edilen ziynet eşyaları açısından talebin reddi kararı yerindedir. Öte yandan davacı vekilinin mehir senedinde davacıya teslim edilip davalı tarafından borç alındığına ilişkin iddiası ise ödünç sözleşmesi kapsamındadır. Taraflar arasındaki gelin-kayınbaba ilişkisi nedeniyle HMK'nın 203/1- a maddesi uyarınca ödünç sözleşmesi tanıkla ispatı mümkündür....