Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkeme tarafından gerekçeli kararda ıslah dilekçesi ile ayıpsız misliyle değişim talep edilmediğinin belirtilmesinin hatalı olduğunu, ıslah dilekçesinde öncelikle ayıpsız misliyle değişim istenildiğini, dava dilekçesinin açıklanmasına ilişkin dilekçede de misliyle değişim istenildiğini, buna rağmen mahkemece dava tarihindeki değer üzerinden tazminat kararı verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, araç değerinin keşif tarihinde belirlenen miktar üzerinden iadesine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir....
olup, mahkememizce alınan rapor ile tespit dosyasında alınan raporun birbirini doğruladığı ve söz konusu motor arızasına sebebiyet veren subap kesmesi durumunun üretim ve imalat kaynaklı olduğu, tüketicinin kullanımından kaynaklanan bir durumun söz konusu olmadığı ve davacının TKHK uyarınca seçimlik haklarından ayıpsız misliyle değişim yönündeki hakkını kullanabileceği, ayrıca araçtaki arızanın basit bir onarım işlemi ile giderilemeyeceği, aracın sıfır km olarak alındığı, tüketicinin seçimlik haklarından misliyle değişim talebinde bulunduğu, araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu ve tarafların edimleri arasında dengesizlik bulunmadığı da nazara alınarak tüketicinin onarım hakkını kullanması yönünde zorlanamayacağı ve aracın ayıpsız misli ile değişimi talebi yönünden hakkaniyete aykırılığın bulunmadığı anlaşılmıştır....
, dava dışı 3. şahısların müdahalesi sonucu ortaya çıkan hal nedeniyle ayıpsız misli ile değişim talebi ya da bedel iadesi ile kazanç kaybı talebinin kabul edilemeyeceğini, ayıp olduğu kabul edilse dahi ancak onarım sonrası değer kaybı talebinin yöneltilebileceğini, aracın davacı tarafça sorunsuz biçimde kullanıldığını iddia etmiş ve husumet yönünden itirazının dikkate alınarak davanın usulden reddini, aksi halde haksız davanın esastan reddinin gerektiğini iddia etmiş ve yargılama ücretlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Noterliğinin 07/09/2018 tarih ve 12794 yevmiye nolu ihtarnamesi ile ayıplı malın değişimi istendiği, ancak davalı şirketlerin müvekkili ile irtibat kurmadıklarını, 6098 sayılı TBK:nun 219. Maddesi gereğince " ... Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur " şeklinde olduğunu, 31/01/2017 tarihinde Honda A.Ş yetkili servisi Açılım Otomotiv San ve Tic. Ltd Şti'nden 2017 model Honda Cıvıc Elegance Eco Cvt cins ve niteliğindeki aracın sağ ve sol kapı üst kısımlarında ve tavan direklerinin bulunduğu metal C sütunu adı verilen bölümünde göçük ve dalgalanmalar sebebi ile satımı taraflarınca gerçekleştirilen aracın ayıp olduğunun tespitine, müvekkiline ait ayıphı iş bu aracın ayıpsız misli ile değişimine olmadığı takdirde araç için ödenmiş olan bedelin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı .... tarafından temyiz edilen bölüm karar tarihi itibariyle 1.890 TL.yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427.maddesinin 2.fıkrası gereğince Davalı ... nin temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle Davalı ... nin miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 3-Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan ayıpsız misli ile değişim ve mümkün olmazsa bedel indirimine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen KABULÜ ile, 1.878,87 TL'nin dava tarihi olan 10/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, karar verilmiştir. Oysa ki reddedilen kısım terditli talep olan ayıpsız misli ile değişime ilişkin olup gerçek anlamda reddedilen bir kısım bulunmamaktadır....
Yukarıda belirtilen hususlarda nazara alındığında, somut olayda, Davacı tarafça sunulan 19/11/2020 tarihli dilekçe ve 20/11/2020 tarihli duruşmadaki beyanlarında özetle, davacı taraf seçimlik haklarını ayıpsız misli ile değişim hakkına hasrettiklerini açıklamış olup, bu haliyle de, davacı dava konusu araç ile ilgili ücretsiz onarım hakkının kullanılmasına rağmen maldaki ayıbın giderilemediği/onarımın yapılamadığı, arızanın devam ettiği iddiasına dayalı malın ayıpsız misli ile değişimi, araç mahrumiyetinden kaynaklı kira alacağı ve manevi tazminat talebine ilişkin eldeki davayı açmıştır....
basit onarımla giderilmesinin mümkün olmadığı, araç sökülerek o bölgeye dolgu yapılarak müdahale edildiği takdirde ise aracın orjinalliğinin kaybolacağı dolayısıyla ayıbın ücretsiz onarım veya bedel indirimi ile telafi edilmesinin mümkün ve davacı tarafından kabul edilebilecek mahiyette olmadığı, davacı tarafından "0" km yeni bir araç alınmasındaki amaç ve beklentilerin karşılanmadığı, aracın ekonomik değerini azaltan böyle bir ayıba tüketicinin katlanmasının beklenemeyeceği, davacının seçimlik hakkını ayıpsız misli ile değişim yönünde kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, tarafların hak ve menfaatleri değerlendirildiğinde aşırı bir dengesizliğe neden olmadığı, tüketicinin aracı ücretsiz onarıma veya bedel indirimine zorlanamayacağı, davacının seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim talebinin yasal koşullarının oluştuğu" gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının asli talebi olan davaya konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde ise...
KARAR Davacı, 08.07.2014 tarihinde dava konusu aracı satın aldığını, bu otomobilin kullanıma başlandıktan çok kısa süre sonra başlamak üzere bir çok defa motor arıza lambası yanması nedeniyle servise götürülüp tamir edilmesine rağmen son olarak 20.10.2014 tarihinde tekrar arıza verdiğini ve servis tarafından turbo radyatör sisteminin yeniden onarılması gerektiği bilgisi verilmesi üzerine onarımın kabul edilmediğini, aracın bu haliyle gizli ayıplı bir ürün olduğunu ileri sürerek, dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 23.03.2018 tarihli dilekçesi ile seçimlik hakkın ayıpsız misli ile değişim olarak kullanıldığını beyan etmiştir. Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
GB cep telefonunun hatalar verdiğini bu hataların günlük kullanımda aksaklıklar yaşanmasına yol açtığını , dava konusu telefon 01/09/2021 tarihinde ...Yetkili Teknik servisine teslim edildiğini servis tarafından tamir gördükten sonra teslim edildiğini ancak hataların devam ettiğinden dava konusu şikayetin bir çok kez tekrar ettiği ve halihazırda giderilemediği belirtilerek ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ayıpsız misli ile değişim mümkün değil ise sözleşmeden dönme haklarını kullanarak telefon bedelinin 10/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile iadesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ISLAH: Davacı vekili 29/04/2022 harç tarihli ıslah dilekçesi ile misli ile değişim talebi yönünden aracın rayiç değeri olan 556.010-TL, ikame araç bedeli yönünden ıslah tarihine kadar işlemiş haliyle 230.000-TL olmak üzere dava değerini 786.010-TL'ye yükseltmiş olup, mahkemece, dava tarihinden sonra meydana gelen yeni durum ve olayların ıslah yolu ile davaya dahil edilemeyeceği gerekçesiyle ikame araç bedeli talebi davanın açıldığı tarihe kadarki döneme isabet eden 9.466-TL olarak dikkate alınmış, misli ile değişim talebi yönünden ise araç fatura değeri 97.284-TL esas alımıştır....