Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, taşınmazın 11.9.2009 tarihinde eksiksiz olarak teslim edildiğini, eksik ve ayıplı işlerin olmadığını, süresinde ihbar yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

    Ltd.Şti ile ...aleyhine ayıplı imalatların giderilmesi ya da tazminat istemi ile dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda ... İnş.Taah. Tic. Turizm. Ltd.Şti aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalılar ... ve ...aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, dava konusu ... ... mah. 1363 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın 5 nolu bağımsız bölümünün dış cephesinde oluşan ve bilirkişinin 19.03.2008 tarihli raporunda belirtilen ayıplı imalatların davalı ... tarafından giderilmesine, ayıplı imalatların 60 günlük süre içerisinde giderilmemesi halinde 8.216,26- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ...ve ...'tan tahsiline karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır....

      Toplu Konut Projesinden” 22.12.2006 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile C 2-1 Blok, 10 no’lu daireyi satın aldığını, taşınmaz teslim edildiğinde tüm imalatın arızalı, boyaların bozuk, işçiliğin kalitesiz ve malzemelerin standart dışı ve ayıplı olduğunun anlaşıldığını, teslim tutanağında eksikliklerin tespit edildiğini, kullanımla birlikte de pek çok ayıpların ortaya çıktığını, eksik ve ayıpların giderilmesi için davalılara yapılan müracaatın ise sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, daire içindeki ve bloklardaki eksik ve ayıplı işler ile site ortak alanlardaki ayıplı ve eksik imalatlar nedeni ile ortaya çıkan bedel farkının ( semen tenzilinin ) tespit edilerek, teslim tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        Mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman bilirkişi ya da bilirkişiler kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılmak suretiyle, ayıplı olduğu savunulan imalâtlar üzerinde inceleme yapılmak, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişle rapor almak, bu çerçevede sözleşme kapsamını belirlemek, imalatların ayıp derecesini belirlemek ve buna göre Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde öngörülen haklardan hangisinin kullanılması gerektiğinin mahkemece takdir edilmesi; imalâtların kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğunun saptanması halinde ise varsa eserin ayıplı haliyle değerinin belirlenmesi, değer ifade ediyor ise; davacının iş bedeli alacağından mahsubunun yapılması ve tüm bu değerlendirmeler ışığında karar verilmesinden ibaret olmalıdır. Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır....

          Kabule göre de her bir davada ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken kararın gerekçe kısmında yüklenici alacağının mahsubu sonucu birleşen davada alacaklı kalmayacağından sözedilmesi doğru olmadığı gibi, ayıplı kalemlerin bedeline asıl davada hükmedildiği halde, ayıplı kalemlerin davalı yükleniciye iadesine karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır....

            Ne var ki, bilirkişi eserde kullanılan malzemenin davacı tarafından seçildiğini ve eserdeki ayıpların bu malzemenin kötü olması sebebiyle ortaya çıktığını belirterek, ayıplı işlerin toplamında indirim yapılması gerektiğini kabul etmiş, bu görüş mahkemece de benimsenmiştir. ./.. 2011/8890 - 2011/9630 -2- Borçlar Kanununun 361.maddesine göre yapılan şeyin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça beyan ettiği mütalaaya aykırı olarak iş sahibinin verdiği emir sonucu meydana gelmişse veya ayıbın nedeni herhangi bir sebeple iş sahibine ait ise “iş sahibi o şeyin kusurlu (ayıplı) olmasından mütevellit haklarını dermeyan edemez.” Yasada “iş sahibinin verdiği emirlerden” söz edildiği için işin seyri sırasında iş sahibinin olası tavsiyeleri yükleniciyi bağlayıcı bir talimat sayılmaz....

              Tüm bilirkişi raporlarında ajandaların ayıplı ve ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu konusunda görüş bulunmaktadır. Birinci ve üçüncü raporlar birbirini doğrulamakta olup, ajandaların kabul edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğu konusunda uyuşmaktadır. İkinci bilirkişi raporunda da ajandaların ayıplı olduğu kabul edilmiş, %15 nefaset uygulanmasının yerinde olacağı bildirilmiştir. Dosyadaki bilgiler ve bilirkişi raporları ile yapılan eserin niteliği dikkate alındığında, davalı yüklenici tarafından imâl edilen ajandaların kabul edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı şirketin ajanda imali için verdiği bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti isteminin kabulüne ve davacı şirketin elinde olduğu anlaşılan ajandaların davalı yükleniciye iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                Müh.Ltd.Şti. vekili cevabında,dava konusu jeneratörün ayıplı olmadığını, bir an için ayıplı olduğu kabul edilse bile yasal süre içerisinde bir ayıp ihbarı olmadığı gibi, 6 aylık zamanaşımı süresinde de davanın açılmadığını, malın satışından itibaren yaklaşık olarak 2 yıl geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                  İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile taşlarda gözle görülür imalat hatalarının bulunduğu, davacının ayıplı taşlar nedeniyle malzeme, sökme, tekrar döşeme ve nakliye olmak üzere toplam 22.873,6.- TL zararı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın takas talebine istinaden tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu tespit edilen 3.855,84.-TL davalı alacağı, 22.873,6.-TL tazminattan mahsup edildiği gerekçesiyle 19.017,76.-TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ticari satımdan kaynaklanan ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. T.T.K.’nun 23/c maddesi hükmü uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür....

                    Davacı, davalı tarafından imâl edilerek kendisine teslim edilen villa ve eklentilerinde ayıplı işlerin bulunduğunu ileri sürerek ayıpların giderim bedelini dava etmiştir. Yanlar arasındaki sözleşmenin 5. maddesi hükmünde, yapının statik ve demir yapısına ilişkin yer tesliminden itibaren 10 yıl, diğer yapı malzemeleri için ise 5 yıl garanti süresi kabul edilmiştir. Dava ise, garanti süresi içinde açılmıştır. Ayıp, yasa ve sözleşme hükümleri gereğince, eserde bulunması gereken niteliklerin bulunmaması; bulunmaması gereken bozuklukların ise bulunmasıdır. Sözleşme konusu işlerin ayıplı yapılması durumunda, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince, iş sahibi, ayıplı işlerin giderim bedelini dava edebilir. 20.01.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile bu rapora ek 27.06.2011 tarihli rapor incelendiğinde; villadaki ayıplı işlerin giderim bedelinin 21.700,00 TL tutarında olduğu sonucuna varılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu