Davacı, davalıdan satın aldığı aracın aynı şirket tarafından 21.4.2006 tarihinde yapılan onarım ve bakım ile parça değişikliklerinden sonra meydana gelen kaza sonrası yapılan tespitle alınan bilirkişisi raporu ile verilen hizmetin ayıplı olduğunun saptandığını ileri sürerek, ödediği tamir bedeli ile diğer masrafları talep etmiş, davalı ise, verilen hizmetin ayıplı olmadığını ve tespit bilirkişisi raporuna itiraz ettiklerini savunmuştur. Mahkemece, tespit bilirkişisi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. HÜkme esas alınan 28.8.2006 tarihli tespit bilirkişisi raporunda, aracın davalının servisinde kaza nedeni ile sol ön kısmındaki mekanik arızanın onarımı esnasında şanzıman yağının kaçırıldığı ve daha sonra ikmalinin unutulduğunu ve kazada verilen ayıplı hizmet nedeniyle davalı şirketin 2008/12653-2807 kusurlu olduğu açıklanmıştır. Bu raporda aracın 38.439 km'sinde olduğu anlaşılmaktadır....
tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2012/5384-23361 2-Dosya içinde bulunan bilgi ve belgeler ile alınan bilirkişi raporundan davaya konu buzdolabının teşhir ürünü olduğu, LCD ekranında çiziklerin bulundğu ve bu haliyle ayıplı mal niteliğini taşıdığı anlaşılmakta olup, esasen mahkemeninde kabulü bu yöndedir. Tüketici yasası gereği ayıplı mal nedeniyle davacının seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan 4 seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir....
Mahkemece, ilama konu araçtaki gizli ayıp nedeniyle taraflar arasında bir süredir uyuşmazlık bulunduğu, bu nedenle ilamın karşılıklı edim içeren bir sözleşme gibi infazının mümkün olmadığı, aracın ayıplı olduğunun mahkeme kararıyla tespit edilmesi karşısında ayıplı mal sahibinin ilamlı takip başlatmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, ilamlı takibin başlamasından sonra ayıplı aracın iadesinin ve misli ile değiştirilmesinin ve hatta misli ile değiştirme mümkün değilse aracın bedelinin tahsilinin gündeme gelebileceği dikkate alınarak, borçlunun ileri sürdüğü nedenle icra emrinin ve takibin iptalinin mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
KARAR Davacı, 18/06/2010 tarihinde ...marka notebook bilgisayar satın aldığını, kendisine satılan bu ürünün ayıplı olduğu, durumu satıcıya bildirdiği halde bir sonuç alamadığı, ileri sürerek fatura bedeli olan 2.609,99 TL'nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıdan satın aldığı notebook bilgisayar ayıplı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmış olup, davacının talebiyle ... Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyetince bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, bu rapora göre ürünün ayıplı olduğu kabul edilerek fatura bedelinin iadesine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yargılama sırasında davacının bu iddiaları kapsamında dava konusu notebook bilgisayarın ayıplı olup olmadığına ilişkin alınan 03/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda, ......
VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının malların ayıplı olduğunu ve bu ayıbın dava konusu parkelerin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıktığını belirttiğini, bu durumun taraflarınca kabul edilmediğini, davacının iddia ettiği gibi mallarda teslim anına kadar herhangi bir ayıbın bulunmadığını, davacının da malları görerek ve ayıplı olmadığını bilerek satın aldığını, davacının işbu davayı açmadan önce mallarının ayıplı olduğunu ispat etmesinin, en azından buna ilişkin tespit yaptırmasının gerektiğini, fakat davada hiçbir delile dayanmayan iddialarla ve malların ayıplı olduğundan hareketle tazminat isteminin haksız ve kötü niyetli olduğunu, dosyada bulunan teslim fişinin mahkemece incelendiğinde malların ayıplı olduğuna dair hiçbir şerhin vb gibi durumun olmadığının açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bilirkişi raporunda tespit edilen ve hesaplamaya dahil edilen ayıplı işlerin tespit föyünde yer almadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 21.02.2010 tarihli konut tespit föyünde yer verilmeyen ve davalıya bildirilmemiş olan açık ayıplı işler yönünden davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilemez. Bu itibarla davacı süresinde davalıya ihbar edilmeyen açık ayıplı işler nedeniyle tazminat talep edemeyecektir. Hal böyle olunca mahkemece bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak davacı tarafından tespit föyü ile davalıya bildirilen açık ayıplarla sınırlı olarak hesaplama yapılmak suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan tarihte davacıya ait bağımsız bölümleri iskânı alınmış şekilde teslim etmediği gibi eksik ve ayıplı olarak imal ettiğinden sözleşmenin feshi gerektiği, davacıya ait bağımsız bölümlerde eksik ve ayıplı imalat bedelinin 11.340,00 TL olduğu ve sözleşmede öngörülen teslim tarihi ile dava tarihine kadar işleyen yoksun kalınan kira bedelinin 30.750,00 TL olduğu ve bu meblağlara işleyecek en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi, yoksun kalınan kira alacağı ile eksik ve ayıplı işler bedelinin tazmini istemlerine ilişkindir....
Göğüs hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sattığını, fakat bir süre sonra bu malların gizli ayıplı olduğunun, yeterince oksijen ve ilaç vermediğinin tespit edilmesi üzerine bu durumun davalıya keşide edilen ihtarname ile bildirilerek gereğinin yapılmasının istendiğini, aradan geçen süre zarfında davalının verdiği zararı telafi etmediğini, müvekkilinin gizli ayıplı malları başka bir firmadan daha pahalı ürünler temin ederek değiştirmek zorunda kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ödenen ve ayıplı çıkan mal nedeniyle sözleşmenin iptali ile mal bedeli 35.100,00 TL.'nin ticari faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiş, 09.11.2009 tarihli ıslah dilekçesinde, davalının söz konusu malların 4.050 adetini bedelsiz olarak değiştirdiğini, bu sebeple 45.950 adet mal için 32.256,90 TL' nin tahsilini talep ettiğini bildirmiştir....
Diğer yandan, ayıplı ürünlerin kabul edilmeyecek derecede ayıplı olması sebebiyle bedelinin istenemeyeceği mahkemece kabul edildiği halde; ayıplı ürünlerin yükleniciye iadesine karar verilmemiş olması da kabul şekli bakımından yanlış olduğundan, bozma nedenidir. Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AŞ'den satın aldığını, aracın teslimi esnasında boya kalınlığının olması gereken değerlerinin çok üzerinde olduğunun ve farklı bölgelerde farklı değerlerde çıktığının anlaşıldığını, aynı zamanda firmada satışı yapılmış bulunan eşdeğer 10 aracın değerlerinin ölçüldüğünü ve ölçüm sonrasında araçların hepsinin boya kalınlıklarının 110-120 mili... çıkmasına rağmen kendisine satılmış olan aracın boya kalınlığının 130-290 mili... aralığında değiştiğini, aracın ayıplı olduğunu ve ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebi ile davalılara 30.10.2013 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini ileri sürerek ayıplı aracın iadesi ile eşdeğer 0 km ayıpsız başka bir araç ile değiştirilmesine, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, aracın ayıplı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....