Dava, ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Gerek yerel mahkemece, gerek istinaf mahkemesince davalı tarafından davacıya gönderilen 28.11.2013 tarihli e-posta iletisinde açıkça satın alınmış su sayaçlarının kullanım amacına uygun olmadığı, malın ayıplı olduğunun kabul edildiği sonucuna varılmış ise de, davalı tarafından davacıya gönderilen yukarıda belirtilen 28.11.2013 tarihli e-posta iletisindeki beyanı açıkça satıma konu malların ayıplı olduğunun kabulü niteliğinde değildir. Müşteri memnuniyeti açısından mallar üzerinde inceleme ve tespit yapılabileceği varsa satıcıdan kaynaklanan bir sorumluluğun yerine getirileceği belirtilmiş, ancak davacı tarafından davalının bu istemi yerine getirilmemiştir....
Söz konusu açıklamayı somut uyuşmazlığımız bakımından değerlendirdiğimizde; mahkemece yargılama aşamasında bilişim uzmanı bilirkişiden rapor alınarak bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de; az yukarıda açıklandığı üzere alınan bilirkişi raporunda belirtilen işin ayıplı iş olup olmadığı, ayıplı iş ise, açık ayıp mı yoksa gizli ayıplı iş mi olduğu konusunda değerlendirme yapılmadığı gibi, ayıplı işin süresinde ihbar edilip edilmediği konusunda da mahkemece bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. İş bu nedenle mahkemece yapılacak iş; bilirkişiden ek rapor alınarak bedeli hesaplanan işin ayıplı iş olup olmadığı, ayıplı iş ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesi, kapalı devre güvenlik sisteminin davacılara fiilen teslim edildiği tarih itibarıyla açık ayıplarla ilgili teslimden sonra yükleniciye TBK'nın 474....
Dosyanın incelenmesinde; teknik bilgi gerektiren konuda görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından dosyaya sunulan rapor ile dava konusu aracın imalat hatasına dayalı gizli ayıplı olduğu mütalaa edilmiş ve herhangi bir ayıplı hizmetten bahsedilmemiştir. Yine davacının dava dilekçesinde ifade ettiği ve ilk derece yargılama makamınca karar gerekçesinde değinildiği üzere, davalı ....'nin diğer davalı ... Otomotiv Ltd. Şti. ile hukuki öncelik sonralık bağına veya birlikte hareket ederek davacı asile aracın satımında yer almış olmasına ilişkin dava dilekçesinde yer verilen iddiadan başka dosyaya yansımış herhangi bir delil/belge de yoktur. Somut olayda uyuşmazlığın çözümü sözleşme tarihi itibariyle 4077 sayılı yasa uygulamasına tabi olup; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4'üncü maddesine göre ayıplı mal ve hizmetlerden kimin sorumlu olacağı düzenlenmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 27.07.2010 tarihinde rabotlu kaynak sistemi alışverişi yapıldığını ancak sözkonusu sistemin kurulumu ve faal olarak çalışır duruma getirilmesi yükümlülüğünün karşı tarafa ati olmasına rağmen bu hususun yerine getirilmediğini, davalı ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını ayrıca noter vasıtasıyla karşı tarafa edimlerini yerie getirmediklerini belirtir ve malın ayıplı olması nedeniyle iade edildiğini, teslim alınmasını bildirir ihtarname keşide edildiğini davalının aleyhlerine icra takibi yaptığını, müvekkilinin robotlu kaynak sistemini 128.000,00 TL bedel karşılığında alıp ödemelerini çeklerle yaptığını iddia ederek malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmenin feshine ayıplı malın iadesine ve ödenen bedelin sözleşme tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dairemizin bozma ilâmında ayıplı olduğu savunulan imalâtlar üzerinde inceleme yapılmak, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişle rapor almak, bu çerçevede sözleşme kapsamını belirlemek, imalâtların ayıp derecesini belirlemek ve buna göre Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde öngörülen haklardan hangisinin kullanılması gerektiğinin mahkemece takdir edilmesi; imalâtların kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğunun saptanması halinde ise varsa eserin ayıplı haliyle değerinin belirlenmesi, değer ifade ediyor ise; davacının iş bedeli alacağından mahsubunun yapılması ve tüm bu değerlendirmeler ışığında karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir....
Davalı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler 13.02.2014 tarihinde teslim alınmış olup, 15.02.2014 tarihli e-mail ile ayıp ihbarında bulunulduğu gibi yeminle dinlenen davalı tanıkları da davacıya ayıp ihbarında bulunulduğu ve davacı şirket yetkililerinin gelip ayıplı ürünleri geri aldıklarını beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarının beyanları ve e-mail yazışmalarından 22 Mayıs 2012 tarihli ihtarnameden çok önce süresi içinde davalı tarafça ayıp ihbarı yapıldığı ve ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlerin davacı tarafından geri alındığı anlaşılmaktadır....
BK'nın 126/son maddesi hükmünce de yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç 5 yıllık zamanaşımına tabi olacaktır. Buna göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu haller madde kapsamı dışında bırakıldığından bu gibi durumlarda BK'nın 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dava konusu kumaşların ayıplı olduğunu, davacının ......
Anılan Kanun'un 4/3. maddesinde, imalatçı/üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı... ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur... Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar" denilerek, ayıplı malda sadece satıcının değil, ayıplı malı imal edenin de tüketiciye karşı zarardan müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Davaya konu somut olayda; davacıya sigortalı konutun 21.04.2011 tarihinde ... Yapı Koop. adına tescilinin yapıldığı ve 01.08.2013 tarihinde, tüketici konumunda olan davacı sigortalısına dava dışı 3. kişi tarafından satıldığı tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davacı yan, sigortalı tarafından satın alınan konutun su tesisatının ayıplı yapımı nedeniyle dahili su hasarı oluştuğu ve davalı ...'...
Mahkemece yapılacak iş, ayıplı olduğu iddia edilen kumaşların nerede bulunduğu tespit edilerek HMK'nın 281/3. maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu ile kumaşların tamamı üzerinde keşif yapılıp kumaşların ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise giderim bedelinin tespiti ve sonucuna göre hüküm kurulması, kumaşların temin edilememesi durumunda ise bu durumda ayıpların niteliği ve onarım bedeli konusunda inceleme yaptırılması imkânı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi ayrıca tarafların icra inkâr ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinden ibarettir (Emsal Yarg. 15. H.D. 2015/4587 E. 2016/389K. 25.1.2016 T.; Yarg. 15. H.D. 2013/3498 E. 2014/2912 K. 28.4.2014 T.; Yarg. 15. H.D. 2011/90 E. 2011/2933 K. 16.5.2011 T.; Yarg. 15. H.D. 2005/3385 E. 2005/7184 K. 29.12.2005 T.)....