Dava, davacının 34 XX 148 plakalı 2018 model aracı T3 Anonim Şirketinin yetkili satıcısı ve yetkili servisi olan Teknik Oto Servis Akaryakıt Turizm Sanayi A.Ş'den 03.01.2019 tarihinde satın aldığı, aracın motorundaki arızanın teknik servis tarafından arızanın giderilememesi sebebiyle üretimden kaynaklı ayıptan dolayı bedel indirimi ve serviste kaldığı süreye ilişkin zararın tahsili için talepte bulunmuştur. 6502 sayılı TKHK sisteminde ithalatçının ayıptan sorumluluğu sınırlandırılmış olup, ithalatçı tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden doğrudan sorumlu değildir. Bu yaklaşımın benimsenmesinin altında yatan gerekçe ise, sözleşmenin nispiliği ilkesidir. Buna göre, tüketici satış sözleşmesini satıcı veya bayi ile yapmakta olup, anılan sözleşmenin tarafı olmayan ithalatçının sözleşmenin tarafıymış gibi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, ki bu talep sözleşmenin tarafına yöneltilebilir taleplerinden olup, ithalatçının sorumlu olması kabul edilmemiştir....
Tekstil firmasının sahibi olduğunu, davalı firma ile beraber mal alım ve satımı yaptığını, davalı ile aralarında eser sözleşmesi bulunmadığını, müvekkili firmanın davalı firmaya vermiş olduğu mallar ve bunlara ilişkin düzenlenen faturalarda toplam 65.398,00 TL satımı yapıldığını ve davalı tarafça kendilerine sadece 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, hali hazırda bakiye 35.398,00 TL fatura alacaklarının bulunduğunu, ancak davalı tarafın bunu ödemediğini ve kendilerinin alacağın tahsili amacıyla davalı taraf aleyhine İstanbul ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak yaptıkları itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında cari hesap ilişkisi ve faturaya dayalı olarak iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı vekili, ürünlerin eksik ve hatalı gönderildiğini, bu nedenle kendisinin ve ürün ve hizmet verdiği firmaların zarar uğradığını, bahse konu faturalara süresinde itiraz edildiğini, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle davacıya 4 adet iade faturası kesilip ihtarname ile tebliğ edildiğini, ayrıca söz konusu ürünlerin iade alınmasının da istendiğini, davacı geri almayınca ürünleri kargoyla gönderildiğini ancak davacının teslim almadığını, ayrıca eksik kalan miktar için 03/08/2016'da 7.642,00 TL ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
O halde Mahkemece, aracın ayıplı olduğunun ve bedel iadesi hakkının doğduğunun kabul edilmesi nedeni ile davacının araç için ödediği bedelin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde değer kaybı düşülmek sureti ile tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Davacı, bedel iadesi yanında araca taktırdığı H logo çıta, alarm ve işçilik için yapılan 500,00 TL masraf, aracı teslim aldığı gün arızalanması nedeni ile kullanamadığından araç için ödediği ve ödeyeceği zorunlu trafik sigortası ve kasko bedeli ile motorlu taşıtlar vergisinin ve 3.000 TL menfi ve müspet zararının davalıdan tahsilini istemiştir. Her ne kadar Mahkemece, araç vergisi için ödenen 1.964,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil T1 davalı şirketten almış olduğu ürünlerin teşhir çıkması, ürünlerinin söylenen özelliklere sahip olmaması sebebi ile ayıplı mal bedelinin iadesi için açılan davada davanın reddine karar verildiğini, Avrupa menşeili olduğu ileri sürülerek müvekkile satılan ürünlerin Hindistan'dan ithal edilmiş ürünler olduğunu, bu ürünler için davalı firma tarafından talep edilen rakamın fahişliğinin bu ürünlerin kaliteli ve değerli bir ürün iddiası ile müvekkile satıldığının göstergesi olduğunu, yerel mahkeme kararının bozulmasına, davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanan bedel iadesine istemidir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarihinin 26/09/2018 olduğu dikkate alınarak uygulanacak yasanın 6502 sayılı TKHK olduğu tartışmasızdır....
avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davacının davalı şirketten satın aldığı ürünlerin anjiyografiye uygun olmadığı, tıbbı malzeme olarak bozuk ve ayıplı olduğu, ayıbın tespiti üzerine davacının davalıya noter kanalı ile ihtarname çekerek bildirimde bulunduğu, ancak davalı tarafın ürünlerin bedelini ödemediği gibi ürünlerin değiştirilmesi ile ilgili herhangi bir işlem yapmadığı, davacının ayıplı mal bedelini istemekte haklı olup, alacağının 14.690.70.-TL.olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 14.690.70.-YTL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı yandan tahsili ile davacı yana ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayıplı ürünlerin talep halinde davalı yana iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı malların ayıplı olduğunu ileri sürerek, ödediği bedelin tahsilini istemiştir....
Arabuluculuk numarası ile yapılan görüşmeler anlaşamama şeklinde sonuçlandığını, davalı tarafın müvekkiline ayıplı olarak verilmiş olan ürünlerine karşılık olmak üzere ayıplı ürünlerin bedeli olan 11.773,00-TL nin ticari faizi ile birlikte tespit tarihinden itibaren, tespit masrafı ve bilirkişi ücreti için ödenen 1.069,90-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, tespit vekalet ücreti için 906,00-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, toplamda 13.748,90-TL nin davalıdan tahsiline, tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır....
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda davalı tarafından davacı aleyhine 8 adet faturaya dayalı olarak 85.866,00 TL asıl alacak, 1.878,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 87.764,96 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının asıl alacağın 8.723,93 TL lik kısmı dışındaki borca ve ferilerine itiraz ettiği ve dava değerini 77.162,07 TL göstererek borçlu olmadığının tespiti talebi ile işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davacı, davalıdan aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ederek ... bir firmaya ürünlerin ayıplı ollmasından dolayı yaptığı 12.600,00 USD indirimi davalıya yansıttığını, ayrıca ayıplı malların iadesi konusunda davalıyla mutabakata vardıklarını, iade edilecek ürünlerin 3208 kg ... olduğunu, ayrıca davalı tarafından davacıya fatura edilen 4.007,00 TL borcu da kabul etmediğini beyan etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/248 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 24/09/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili firma ile davalı arasında davalının ürettiği ambalaj sargı malzemesi vb. gibi malzemelerle alakalı olarak bir ticari ilişki gerçekleştiğini, ancak davalının ürettiği ürünlerin ayıplı çıkması karşısında tarafların arasındaki ticari ilişkinin sonlandığını, müvekkilinin ayıplı ürünlerin ederi miktarınca iade faturası düzenleyip davalı tarafa gönderdiğini, ayıplı ürünlere mahsus iade ilişkisinin yanında yine bu ayıplı ürünlerden ötürü müvekkilinin SUDAN menşeli bir firmaya yapmak zorunda kaldığı 12.600,00 USD meblağlı indirimin de davalı firmaya yansıtıldığını ve bu hususun davalı tarafından kabul edilmiş olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa 8.723,93- TL cari borcu varken davalı tarafın müvekkili...