DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Satılan ürünlerin tesliminden 7 ay geçtikten sonra ayıplı ürün şikayetinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda ürünlerin hatalı kullanımı ile bu hale gelip gelmeyeceği hususunun üzerinde bir değerlendirmede bulunulmadığını, ürünlerde kullanılan malzemelerin kalitesi ile ilgili herhangi bir tespitte yapılmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu belirtip, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazlar doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Yazılı beyanlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME-GEREKÇE: Dava, ayıplı ürün satışından kaynaklı bedel iadesi isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355....
Maddesi gereğince seçimlik hakkını kullanarak bedel iadesi talebinde bulunabileceği, davacının ürünleri geldiği gün davalıya iade ettiği, bu haliyle bedel iadesi talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 22.641,09 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi kararı verilmiştir....
Ön Bilgilendirme Formu ve Mesafeli Satış Sözleşmesindeki cayma hakkını düzenleyen hüküm uyarınca müvekkil şirketin ürünlerin ayıplı olduğuna dair bir gerekçe göstermesine dahi gerek olmadan sözleşmeden cayması ve bedel iadesi talep etmesi mümkündür. Somut durumda ise ürünlerin ayıplı olduğu açıkça ortadadır ve müvekkil şirket ürünleri teslim aldığı gün ayıp bildiriminde bulunmuştur. Hal böyleyken, ayıplı olduğu açıkça ortada olan ürünlerin davalılar tarafından iade alınmaması ve müvekkil şirkete bedel iadesi yapılmaması hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırıdır....
Somut olayda davacı, davalı şirketten satın aldığı soğutucu sisteminin ayıplı olduğunu ileri sürerek bedel iadesine isteminde bulunmuş, davalı ise ürünün ayıplı olmadığını servisin soğutucu sisteminin onarmasını bizzat davacının engellediğini savunmuş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi isteminin reddine, satış bedelinden 3.000,00 TL indirim yapılmasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Taraflar arasında malın satışı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, malın ayıplı olup olmadığı, bedel iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Mahkemece,yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde ürünlerin ayıplı olduğu ve tüketicinin kullanımından beklediği faydayı önemli ölçüde azalttığı kanaatine varılmış, ürünlerin özel imalat olması ve tamamının iade edilmesinin satıcı aleyhine aşırı dengesizliğe sebep olacağı ancak tüketiciden de daha yeni almış olduğu ürünleri tamir edilmek sureti ile kullanmak zorunda bırakılmasının beklenemeyeceği anlaşılmakla dava konusu ürünlerden sadece ayıplı olanların ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesine göre ayıplı mal satın aldığı anlaşılan tüketici bedel iadesi, ücretsiz onarım, bedel indirimi veya ayıpsız misli ile değişim yönündeki seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir....
zararın meydana geldiğinin değerlendirildiği, Davacının ayıplı ürün nedeniyle 27.03.2020 tarihli iade gönderisi gözetildiğinde, süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun değerlendirildiği, ayıplı mal nedeniyle davacının ayıplı ürünün misli ile değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ürün bedelinin iadesi taleplerinin yerinde olduğu, esas itibarı ile bilgisayar emtiasının dava dışı Lise Müdürlüğü için tedarik edildiği gözetildiğinde, davacının bilgisayar kullanımı olmamasına dayanan 1.000 zarar iddiasının somut olaya uymadığı, davacı ancak kendisine zarar tazmin ettirilecek olursa, bunu davalı tarafa yansıtmasından söz edilebileceği, bu aşamada böyle bir kullarım yoksunluğu zararınırı sabit olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır....
ürün karşısında tüketiciye seçimlik hakları sunulmasına karşın davacının -ürün değişimi, bedel indirimi veya onarım talep etmek yerine bedel iadesi talebinde bulunduğunu, bu noktada üzerinde durulması gereken en önemli hususun, Yargıtay'ın birçok içtihadında değindiği tüketicinin objektif iyi niyet kuralı olduğunu, *Her ne kadar Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Yargıtay kararlarında değinilen bu durum üzerinde açık bir hüküm içermemesine rağmen, uygulamada hakim olan görüş önemsiz ayıplarda, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağı yönünde olduğunu, zira kanunun sayılan seçimlik haklardan bedel iadesine bir sınırlama getirmemiş olmasının, tüketicinin kötü niyetle hareket etmesine zemin hazırladığını, bunun da dolaylı yoldan, Türk Medeni Kanunu’nun 2....
Mahkemece, davanın kabulüne, 3.485,00 TL'nin dava konusu ürünün davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı tarafından ayıplı mal satışı sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı mal bedelinin iadesi istemli davada, satışa konu malın ayıplı olması nedeniyle mahkemece malın ayıbının tespiti hususunda yapılan incelemenin yeterli olmadığı açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve ihbar olunan avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 02.07.2007 tarihinde satın aldığı motosikletin ayıplı çıktığını ileri sürerek ürünün geri alınıp satım bedeli olan 4.600 YTL.nin dava tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, motosiklette arıza olmadığını, davacının kullanmaya devam ettiğini, 4077 sayılı kanundaki bedel iadesi koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
CEVAP : Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı'nın seçimlik haklarını kullanabilmesi için ürünün ayıplı olması gerekmekte olup, somut olayda ürün ayıplı olmadığını, davacı'nın satın almış olduğu Ürün'de herhangi bir ayıp mevcut olmadığından ve Ürün Davacı tarafından açılmış olduğundan Ürün yasal garanti kapsamı dışında sayıldığını. Bu sebeple Davacı tarafından açılmış olan ilgili Ürün'ün iadesi mümkün olmadığını, Davacı'nın talebinin reddi gerektiğinin kabul edilmesi halinde Davacı'nın sebepsiz zenginleşeceğini, bu yönüyle de davanın zira iadesi talep edilen Ürün Davacı tarafından aktif hale getirildiği ve açılmış kodların iptal ya da iadesi mümkün olmadığından Davacı'nın sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep etmesi söz konusu olamaz bu sebeple işbu davanın reddi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....