"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve ihbar olunan avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 02.07.2007 tarihinde satın aldığı motosikletin ayıplı çıktığını ileri sürerek ürünün geri alınıp satım bedeli olan 4.600 YTL.nin dava tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, motosiklette arıza olmadığını, davacının kullanmaya devam ettiğini, 4077 sayılı kanundaki bedel iadesi koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili, davacı yanca satılan malların ayıplı çıktığını sözlü olarak müvekkilince ayıp ihbarında bulunulmuş ise de, davacının mallarını geri almadığını, ayıplı mal satışı nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı yanca ayıplı mal savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu malların davalıda kalması şartıyla davalının itirazının iptaline, takibin talepteki koşullarla devamına, takip konusu 8.773.52.-YTL.ye takipten sonra % 25 oranını geçmeyecek şekilde reeskont faizi uygulanmasına, % 40 oranında 3.509.40.-YTL.icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Tüketici ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zarar bedelinin ödenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. HUMK’.nun 25. maddesinde, Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayini için Yargıtay’a başvururlar. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir hükmüne yer verilmiştir....
Dava, ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, malın ayıplı çıktığını ve yeniden gönderilen malın da ayıplı çıktığını ileri sürmüş, davalı kullanıcı hatası olduğunu savunmuştur. İncelenen dosya içeriğine göre, tespit raporunda dava konusu serada oluştuğu belirtilen zararın neden kaynaklandığı, dava tarihi ile tespit tarihi arasında iki aylık bir zaman olması ve bu zaman zarfında zirai mücadelenin ve fizyoloji şartların gerektiği gibi sağlanıp sağlanmadığının belirtilmediği anlaşılmıştır. Yine dava sırasında yapılan keşif sonrası aldırılan bilirkişi raporunda, dava konusu serada davacının iddia ettiği hususlar ile ilgili bir bulgu olmadığı, keşif sırasındaki araştırma ve incelemeler sonucu elde edilen bilgilerden ve bulgulardan hareketle bir değerlendirmenin yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir....
O malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu düzenlenmiş olup; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusuru veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılanmayacağı, açıkça ifade edilmiştir. Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi yapacak ve bu muayene sonucu, mal ya da hizmetle ilgili saptadığı ayıplara, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süresi içinde, kendisine mal ya da hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim ödevi ihmal edildiğinde tüketici, ayıba karşı yasal haklarını kaybedecektir. Türk Borçlar Kanunu 223. maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır....
nin üreticisi olduğu hazır betonu konut amaçlı inşaatında kullanmak üzere diğer davalıdan satın alıp, aldığı betonun isteği kalitede olmayıp ayıplı olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek ayıplı mal satışı nedeniyle 4.200 Tl maddi zarar, 300 Tl kira kaybı ile 5000 Tl manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2. maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....
Davalı vekili savunmasında, konservelerin uluslararası standartlarına göre üretildiğini, bozulmasının saklama koşulları ve nakliyenin hatalı yapılması sonucu oluşabileceğini, malda ayıp bulunmadığını, üretilen ve depolarında 1.662.500 TL daha mal bulunduğunu, ayrıca davanın yetkisiz yerde açıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, satım konusu konservelerin ayıplı olması nedeniyle ihraç edilenlerin yurt dışında, davacı deposunda bulunanların yurt içinde imha edildikleri, konservelerdeki ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 339.102 TL depodaki mal bedeli, 50.000 TL iki adet çek ile borçlu olmadığının tespitine, 600.764 TL ayıplı mal için ödenen bedel, 52.877 TL kâr kaybı, 8.357 TL nakliye masrafı zararın davalıdan tahsiline oy çokluğu ile karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
-K A R A R- Dava, davacının faturalar karşılığı davalıya satıp, teslim ettiği mal bedellerinden kalan tutarın tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından bir kısım malın teslim edilmediğini, teslim edilen malın bir bölümünün de ayıplı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalılardan .... Bilgisayar AŞ nin ithal ettiği Toshiba marka dizüstü bilgisayarı diğer davalıdan satın aldığını,ürünün ayıplı olduğunu, mevcut ayıp nedeniyle tezini yazamadığını ve kadın doğum hastanesinden mezun olamadığını ileri sürerek ayıplı ürünün iadesini ve ödediği 3.576 YTL nın tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
- KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin sipariş üzerine davalıdan satın aldığı malların kararlaştırılan sürede teslim edilmediğini, teslimatın bir yıllık süreye yayıldığını, iki defa gönderilen malların ölçülere uymaması üzerine iade edildiğini, iade malların bedelinin ödenmediği gibi karşılığında mal da verilmediğini, müvekkilinin elinde bulunan davalı tarafından satılan malların kusurlu olduğunun tespit dosyasından alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini belirterek defolu mal bedeli, mahrum kalınan kar bedeli, tespit dosyası masrafı ve faizi olmak üzere toplam 73.419 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının muhtelif zamanlarda mal satın aldığını, malların ayıplı olduğuna dair bildirimin yapılmadığını, davacının mal iadesi yapmadığını, muayene ve ihbar sürelerine uyulmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....