- K A R A R - Dava, 28.4.2007, 14.6.2007 ve 21.7.2007 tarihli üç adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı takibe itirazında borcunun bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir. Cevap dilekçesinde davacı ile ticari ilişkisi bulunduğunun doğru olduğunu, davacının özürlü mal gönderdiğini, icra takibinden sonra yaptırılan tespitte bilgisayar masasının ayıplı olduğunun belirlendiğini, bu nedenle davanın reddine ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin olarak verilen 31.7.2008 tarihli karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 12.10.2009 tarihli ilamı ile bozulmuştur. Bozmaya uyularak Düzce Sulh Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahmekesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tüketicinin korunması kanunundan kaynaklanan ayıplı mal bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı firmadan 09.07.2009 tarihinde satın aldığı koltuk takımının kumaşının zamanla yırtıldığı, davalının keşide edilen ihtara rağmen kullanım hatası olduğu gerekçesi ile değişim yahut bedel iadesi taleplerini karşılamadığını ileri sürerek, ayıplı mal için ödenen bedelin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Davacı taraf davalıdan 07.12.2009 tarihinden itibaren en yüksek faziyle araç bedelinin iadesini talep etmiş mahkeme davayı kısmen kabul ederek araç bedelinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar vermiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, ayıplı mal satımından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 14/01/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2012/240-2013/665 Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; gayrimenkul satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı mal satışı sebebiyle tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dosya içeriğine göre dava, ayıplı mal satımından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 12.02.2016 gün ve 1 sayılı kararı uyarınca Yüksek 13. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21/2.maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanunun 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.9.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı davaya konu malı davalıdan alarak dava dışı 3. kişiye satışından sonra ayıplı olduğunu, ayıbı gidermek için gerekli olan masrafı karşıladığını belirterek davalıdan tahsilini istemiştir. TTK 23.maddesine göre ayıplı malı teslim alan ayıp açıkça belli ise 2 gün içinde belli değilse 8 gün içinde inceleyerek satıcıya ihbarla yükümlü tutulmuştur. Davacı ürünün ayıplı olduğunun en geç ürünü sattığı dava dışı kişinin bildirimi üzerine öğrenmiştir. Bu tarih ile davalıya bildirim arasında yaklaşık 3 aylık bir zaman dilimi geçtiğinden TTK 23.maddedeki gereğe riayet ettiği söylenemez.Bu durumda ayıp ihbarı süresinde yapılmamakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeye istinaden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmauıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asıl dava yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının tasfiyeye konu yapılan 3977 ada 28 parsel sayılı taşınmazın davalı adına daha önce edinilen arsanın satışından elde edilen para ile alındığına yönelik beyanı doğrultusunda tasfiyeye konu taşınmazın ikame mal (TMK mad. 220/4) olduğuna yönelik mahkemenin kabulü yerindedir. Ancak davalı adına daha önce edinilen arsanın edinme tarihi ve kişisel mal olup olmadığının yeterince araştırılmadığı, edinme tarihi itibari ile arsanın satışından elde edilen paranın tasfiyeye konu yapılan 3977 ada 28 parsel sayılı taşınmazın bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden karar verildiği görülmektedir....
Eldeki davada; davalı tarafından davacıya satılan aracın satışından kaynaklanan ayıp nedeni ile var olan zararın tespiti ve tazmini talep edilmiştir. Somut olaya bakıldığında, galericilik yapan davacının, memur olan araç satımı işi ile ilgili olmayan davalıdan araç satın alması ve ayıplı çıkması üzerine açılan dava, nispi yada mutlak ticari dava değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih : Taraflar arasındaki ayıplı mal alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı taşınır mal satımından kaynaklanan alacak davasıdır. Davalı vekili, müvekkili şirketin ... ürünlerin satışına ve ithalatına 1.6.2005 tarihinde başladığını, bu tarihten önce satılan ürünlerden müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek husumet itirazında bulunmuştur. Mahkemece davacının ayıplı taşınır mal satımından kaynaklanan alacak davasının husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalının işletme devri nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu iddia ettiğine göre, mahkemece BK.'...