kullanmaya devam ettiğini, yakından organik bağının bulunduğu ve bağlı şirketi ...Firması'nın müvekkilinin müşterilerinden bazı şirketler ile yaptığı yazışmalar ile satış fişlerinden bu durumun açık ve net olarak anlaşılacağını, somut olayın özellikleri gereği denkleştirme tazminatının ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin anlaşma yaptığı firmalara karşı taahhütlerini yerine getirememesi başta olmak üzere bir çok nedenle ticari itibarının sarsılmasına bağlı olarak davalının manevi tazminat ödemekle de yükümlü olduğunu, davalının sözleşmenin üçüncü maddesine aykırı davranarak üçüncü kişilere ürün satışı yapması nedeniyle sözleşmenin dördüncü maddesinde belirtilen cezai şartı ödemesi gerektiğini, müvekkiline tonlarca ayıplı mal satması nedeniyle ticari itibarına verdiği zarar nedeniyle manevi tazminat talep ettiklerini, davalı şirket ile birleştirilmesi talep edilen dosyadaki davalı şirket arasında yakın organik bağ bulunduğunu, her iki şirketle birebir aynı hükümleri içeren ve yine aynı tarihli...
Davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı, davacının davalıya makine satışı nedeniyle ödediği miktar olması gerekirken, mahkemece bu husus gözetilmeden, davacının kendi kusuruyla sebep olduğu zarar miktarını da kapsayacak şekilde alacağın tahsiline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabul şekline göre de, davacının dava dışı 3. kişiye ödediği ayıplı mal bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, birlikte ifa kuralı gereğince ayıplı malın davalıya iadesi konusunda da bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket yetkilisinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili, davacıya doğrudan kendileri tarafından araç satışı yapılmadığını, davaya konu aracın dava dışı şirkete satışı yapıldıktan sonra davacıya devir edilmiş olduğunu, araçta üretimden kaynaklanan açık ya da gizli ayıp sayılmasını gerektiren bir durumun olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davaya konu araç üzerinde ...Tüketici ...A.Ş lehine rehin hakkı bulunduğu, rehin hakkı nedeni ile davacı araç sahibine yapılacak tazminat ödemelerinin davacı tarafından davaya konu edilmesi ya da dava sonunda hüküm altına alınacak tazminatın davacıya ödenebilmesi için rehin hakkı sahibinin açıkça olur vermesi gerektiği, somut olayda rehin hakkı sahibinin açıkça olur vermediği için davacının davacı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olan aracın imalat hatası nedeniyle misli ile değişim veya bedelinin iadesine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre uyuşmazlık, ayıplı mal satımı iddiasıyla davacı aleyhine açılan sözleşmenin iptali ve alacak davası sonrasında kurulan hüküm nedeniyle davacıya yönelik olarak yapılan haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar aleyhine, davacının ayıplı mal satımına neden oldukları iddiasıyla dava açılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde sigorta hukukunun uygulanma yeri bulunmamaktadır.Bu nedenle temyiz inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olmakla beraber anılan dairecede gönderme kararı verilmiş olmakla temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU'NA gönderilmek üzere Yüksek Birinci Başkanlığa SUNULMASINA 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVANIN KONUSU : Tazminat KARAR TARİHİ : 07/05/2021 YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2021 Yukarıda belirtilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu uyuşmazlık; ayıplı mal satışı nedeniyle bedel indirimi ve tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce dosya incelendiğinde, davalı vekilinin davacı vekilinin istinaf dilekçesine verdiği cevap dilekçesinin sonuç bölümünde, davanın kısmi kabulüne yönelik kısmın kaldırılmasını talep etmiş olmakla, davalı taraf katılma yolu istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmış olup, dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile bu istinaf talebi hakkında da HMK'nun 344. maddesi gereğince eksik harcı yatırması için muhtıra çıkarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....
Belediyesi'ne ait yerleri site ortak alanı içinde göstererek satış yaptığını, sosyal alanların belediyeye ait alan üzerinde inşa edilmiş olması nedeniyle davacının yanıltıldığını, bu durumun taşınmazın değerinde düşmeye neden olduğunu, dava konusu bağımsız bölüm ve ortak alanlardaki ayıbın davalıların ağır kusuru hatta kastı ile gizlendiğini, bu nedenle gizli ayıplı ifanın söz konusu olduğunu, gizli ayıp ve eksik ifa ve taşınmazın iskan ruhsatının alınmamış olması nedeniyle hukuki anlamda daire tesliminin yapılmadığını ileri sürerek ıslahen 3.730-TL cezai şartın ve 69.560-TL gizli ayıp ve eksik ifalardan dolayı tazminat bedelinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kısmen kabul kararına karşı davacı ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 19....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/522 Esas , 2011/48 Karar sayılı kararında alıcının iğfal edildiği kabul edildiğinden ayıp nedeniyle aracı kullanamamaktan ve yapılan masraflardan dolayı maddi tazminat talebinin 818 Sayılı Borçlar Kanunun 207/3 maddesine göre zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılarak davanın esasının incelenmesine geçildiği, davacı 13.06.2007 tarihinden 21.12.2010 tarihine kadar dava konusu aracı kullanamadığını bu araç yerine 2 araç alındığını, aracın kullanılmadığı dönemde vergilerini ve sigorta primlerini ödemek zorunda kaldığını, ikame araçlar için 55.000.- TL harcandığını, bu paranın ticarette kullanılması halinde kar edeceğini ileri sürerek ıslahla birlikte toplam 35.241,50.-TL ayıplı araç satışı nedeniyle maddi zarar istediği, dava konusu aracın yerine iki adet araç alındığı ve bu yüzden 55.000....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılarnın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı ayıplı araç için ödediği bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece bir kısım mahsuptan sonra araç bedelinden bakiye 24.701,85.TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, aracın davalı ...'a iadesine karar verilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada Tüketici Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesi; taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı ve eser sözleşmesi hükümleri uyarınca uyuşmazlığın çözümleneceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Asliye Ticaret Mahkeme'lerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava ayıplı mal satışı nedeniyle satışın iptali, yapılan ödemelerin ve taşıma masraflarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tensip tutanağında alınan karar gereğince davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş ise de; dava konusu makinanın bilirkişi raporunda ticari maksatla kullanıldığı bildirilmekle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmesine karar verilmiş, bilahare HMK'nın 6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Mahkemece dava Ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesine karar verilmiş ise de; mahkemece bu konuda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir....