İhtiyati hacze itiraz eden vekili, tarafların yerleşim yerinin İzmir olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, sadece faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilemeyeceğini, söz konusu satım ilişkisi sebebiyle müvekkili tarafından ayıplı mal teslimi nedeniyle açılan tazminat davasının müvekkili lehine sonuçlandığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, tarafların yerleşim yerinin Ümraniye olmadığı, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından muterizin açmış olduğu tazminat davasında haklı bulunarak ayıplı mal satıldığının kabul edildiği gerekçeleriyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir....
Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava dışı Kaptanlar Enerji Doğalgaz Isı Sistemleri İnşaat T5'nden aldığı bağımsız bölümü yapan yüklenici davalı şirketten ayıplar nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi (I) bendinde "gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerini tüketici işlemi kapsamına almıştır. Kanunun 73/1. maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiştir. Davacı tarafından yükleniciye karşı açılan eldeki dava ile satın aldığı dairenin ayıplı olması nedeni ile tazminat talep etmektedir....
Mahkemece satın alınan komperösün ayıplı çıktığı, sözleşmenin 14.09.2006 tarihinde fesh edildiği; peşin olarak davacı tarafından 8.800.00 YTL ödendiği, kalan 3.000.00 YTL’nin davalıya ödendiğine dair herhangi bir belge ibraz edilmediği, davacı yanın kazanç kaybını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davacının alacak davasının kısmen kabulüne, 8.800.00 YTL’nin 23.09.2006 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu “yüksek basınç hava kompresörü (joy tipi) hava temizleme ünitesi, dolum sistemi ile azot dolum sisteminin davalıya iadesine, ayıplı kompresörün iadesi kararı verildiği için karşılıklı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık ayıplı mal satışı iddiasından kaynaklanmaktadır....
Davalı satıcı ayıplı mal satımı nedeniyle davalının uğradığı zararlardan TBK'nın 219.maddesine göre sorumlu olup, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre de davacının ayıplı mal nedeniyle toplam 8.380,36.TL zarara uğradığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Uyuşmazlık, satılan malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği ve buna göre süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmaktadır. Tacir olan taraflar arasında satım ilişki bulunmakta olup uyuşmazlığın TTK'nın 23. maddesi ile TBK'nın satım sözleşmesini düzenleyen hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. TTK'nın 23/1- c maddesinde ayıplı mal hakkında alıcıya ihbar yükümlülüğü getirilmiş olup alıcı muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden ayıp nedeniyle satıcıdan mal bedeli ve zarar gideriminde bulunamaz. Davalı alıcı, süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli ve 2015/5982 Esas, 2015/15327 Karar sayılı ilamı). TTK'nın 23/1- c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
Uyuşmazlık, satılan malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği ve buna göre süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmaktadır. Tacir olan taraflar arasında satım ilişki bulunmakta olup uyuşmazlığın TTK'nın 23. maddesi ile TBK'nın satım sözleşmesini düzenleyen hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. TTK'nın 23/1-c maddesinde ayıplı mal hakkında alıcıya ihbar yükümlülüğü getirilmiş olup alıcı muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden ayıp nedeniyle satıcıdan mal bedeli ve zarar gideriminde bulunamaz. Davalı alıcı, süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli ve 2015/5982 Esas, 2015/15327 Karar sayılı ilamı). TTK'nın 23/1-c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
Uyuşmazlık, satılan malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği ve buna göre süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmaktadır. Tacir olan taraflar arasında satım ilişki bulunmakta olup uyuşmazlığın TTK'nın 23. maddesi ile TBK'nın satım sözleşmesini düzenleyen hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. TTK'nın 23/1- c maddesinde ayıplı mal hakkında alıcıya ihbar yükümlülüğü getirilmiş olup alıcı muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeden ayıp nedeniyle satıcıdan mal bedeli ve zarar gideriminde bulunamaz. Davalı alıcı, süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli ve 2015/5982 Esas, 2015/15327 Karar sayılı ilamı). TTK'nın 23/1- c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülmekte olan ayıplı mal satışından kaynaklı alacak davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin süre yönünden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp,düşünüldü. - KARAR - Dava ayıplı mal satışı nedeniyle oluşan zararın davalılardan müştereken tazmini istemine yöneliktir. Davalı ... Soya ve Tekstil Sanayi A.Ş. vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... İç ve Dış Ticaret Paz.Ltd.Şti vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın her iki davalı yönünden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Mahkemece, aracın 22.52006 tarihinde satın alındığı eldeki davanın ise 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 4.6.2008 tarihinde açıldığı gerekçe gösterilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanunun 4.maddesinde belirtilen ayıplı mal satışı nedeniyle satıcı ve üretici/ithalatçıya karşı açılmış, ayıp nedeniyle uğranılan zarara ilişkindir. Anılan yasanın 4/4 maddesinde, “bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir” denildikten sonra, “ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz” şeklinde düzenleme yapılmıştır....
Tüketici Mahkemesi ve ... 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R - Dava, ayıplı akaryakıt satışı nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesi; olayda tüketici işlemi olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa uyarınca tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....