Her ne kadar davalı vekili tarafından söz konusu ayıbın aracın sürüş güvenliğine etkisi olmadığını ve onarılabilir nitelikte olduğunu iddia ederek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiş olsa da; aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın satın alındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıktığı, ülkemizdeki tüketicilerin gelişmiş ülkelere nazaran çok yüksek bedeller ödeyerek araç satın aldıkları, buna bağlı olarak da araçtan bekledikleri faydanın arttığı, davacının satın aldığı sıfır araçta kısa sürede böyle bir ayıbın çıktığı, bu haliyle tüketiciden bu aracın kullanımının beklenemeyeceği, keza ayıp cüzi bir miktar ile tamir edilse dahi araçta bu sorunun tekrar edip etmeyeceğinin kesin olmadığı, tamir edildiği takdirde aracın ikinci el değerinin önemli derecede düşeceği hususları tamamı beraber değerlendirildiğinde; tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının hakkaniyete uygun olduğunu, kanaat getirilerek...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görev itirazlarının olduğunu, Dava Konusu Araçta İddia Edilen Arızaların Hiçbiri Üretim Kaynaklı Ayıp Olmayıp, Ufak Nitelikte ve Basit Bir Onarım İle Giderilmiş Olan Arızalar olduğunu, davacının, dava konusu araçta muhtelif zamanlarda arızalar verdiğini ve beklenen faydanın sağlanamadığından söz ettiğini, ancak, iddia edilen arızaları önemsiz nitelikte, kullanıcı kaynaklı ve kullanımı etkilemeyen ve ücretsiz onarım hakkı kullanılmak suretiyle giderilmiş olan arızalar olduğunu, bunun da ötesinde arızaların üretim kaynaklı mı yoksa kullanım kaynaklı mı olduğunun ayırt edilebileceği herhangi bir belge ya da bulgu mevcut olmadığı, bir aracın ayıplı olduğunun ve misli ile değişiminin veya bedel iadesinin talep edilmesi için, malın ayıplı olması, ayıbın önemli ve sürekli olması ve maldan yararlanmamanın süreklilik arz etmesi gerektiği, dolayısıyla, muhataba ait araç ile ilgili olarak, belirtilen koşullar var olmadığından muhatabın araç değişim...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2023 NUMARASI : 2022/626 ESAS, DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davalının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 387.000,00 TL' nin % 10' u (38.700,00 TL) oranında teminat karşılığı araç kaydına tedbir konulmasına, teminat yatırıldığında entegrasyon sistemi üzerinden araç kaydına tedbir konulmasına yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Sabiha Savaşçı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP...
A.Ş'den satın aldığını, ancak bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle satış bedelinin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ayıplı bilgisayarın davalılara iadesine, satış bedeli 2.034.21 YTL'nin dava tarihinden değişen oranlarda yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılarca temyiz edilmiştir. Dava konusu bilgisayarın ayıplı olduğu ve davacı tüketicinin 4077 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereği bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ayıplı bilgisayarın halen davacı yedinde olduğu dosya içeriği ile sabit olup, mahkemeninde kabulü bu yöndedir. Davacı sözleşmeden dönme hakkını kullanarak bedel iadesini istediğine göre kendi yedinde olan bilgisayarı da davalıya iade ile yükümlüdür. Bilgisayarı iade etmedikçe bedelin istirdadınıda isteyemez....
Tüketici Mahkemesinin 18/01/2017 tarihli ve 2015/905 Esas 2017/15 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile, davaya konu ... Plaka sayılı, 2015 model ... marka, ticari adı ... 1.4 Sport 140 HP MT6, gövde tanımı heçbek, yakıt türü benzinli olan davaya konu otomobilin davalı tarafından ayıpsız misliyle değiştirilerek davacı tüketiciye teslim edilmesine karar verilmiştir. Bu karar, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan gizli ayıplar olduğu iddiası ile terditli olarak ayıplı ürünün ayıpsız misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemi ile eldeki davayı açmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/11/2021 tarih, 2021/187 Esas ve 2021/553 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca yeniden karar verilmesi gerekmekle, 2.1- Davacının ayıptan doğan haklardan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin KABULÜ İLE; Yenimahalle 1....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemidir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
Noterliği 22 Ekim 2015 tarih ve ..... yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek, davalıdan satın aldığı ... marka ayıplı aracı kabul etmediğini, 6102 sayılı TTK'nun 23 ve 6098 sayılı TBK'nun 227 uyarınca giderilmeyen gizli ayıp sebebiyle ayıplı aracın ayıpsız araç ile değiştirilmesi talebinin kabul edilmemesi halinde ayıplı araç geri alınarak 123.946,26 TL araç bedelininin iadesini, ayıplı aracı, iş bu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 1 hafta içinde ayıpsız yenisi ile değiştirmediğiniz veya aynı süre içinde ayıplı aracı firmamızdan geri almadığınız ve araç bedelini iade etmediğiniz takdirde, ayıplı malın iadesi ve bedelinin tahsili amacıyla eda davacı açılacağının ihtar edildiğini, davalı bu ihtarnameye cevap vermediğini, aracı değiştirmediğini, bedel iadesi de yapmadığını ve 02/11/2015 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü belirterek müvekkilinin seçimlik hakkını, ayıplı olan otomobile ilişkin satım sözleşmesinden dönme şeklinde kullandığı dikkate alınarak davalıdan olan...
------- bedel farkı talep ettiğini, malın aynıyla değişiminin davalılar tarafından derhal yapılmaması sebebiyle sözleşmeden dönme ve edaların iadesi haklarının doğduğunu, aracın,----- tarihinde iade kapsamında davalı ------ teslim edildiğini, açıklanan nedenlerle, davacı tarafından satın alınan aracın ayıplı olması ve davalıların malın misliyle değişim imkanının bulunmadığını bildirmesi ve fark ücreti talep edilmesi sebebiyle sözleşmeden dönülerek malın davalılara iadesine, davacının ödediği --- dava tarihi --- üzerinden denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak değer kayıpları ve işleyecek ticari faiziyle şimdilik ------ iadesine, aracın şu anki değerinin artmış olması ve davacının bu değerden mahrum kalmış olması ve aynı aracı dava tarihi itibariyle satın almak istese daha fazla bedel ödemek zorunda olacağı nedeniyle şimdilik ---- menfi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi ile güvence altına alınan dürüstlük kuralının ihlaline sebebiyet vermekte olduğunu, keza Medeni Kanunla güvence altına alınan "hakkın kötüye kullanılmaması" kuralının, özel kanun mahiyetinde olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da bu yönde bir hüküm bulunmaması nedeni ile zarar görebileceği ve bu kuralın tüketiciler tarafından ihlal edilebileceğinin açık olduğunu, bu nedenle, herhangi bir hukuk ve hak ihlaline sebebiyet vermemek adına, Türk Medeni Kanunu tüketicinin ayıplı ifa karşısında sahip olduğu sözleşmeden dönem-bedel iadesi hakkı bakımından da bir sınır teşkil etmesinin gerektiğini, dolayısıyla, uygulamada ve Yargıtay kararlarında "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabildiği hallerde tüketicinin, diğer seçimlik haklarını kullanmak zorunda olduğu" görüşünün hakim olduğunu, *Tüm bu hususların yanı sıra bilirkişi ek raporunda dresuar mobilya kapaklarının çekmece ayarlarının yeniden yapılmasının mümkün olduğunu;...