Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava; ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını ve ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, araçtaki arızaların kullanım hatasından ve kötü yakıt kullanımından kaynaklandığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....

    Dava; ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın giderimi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarına dayanılarak, davaya konu araçtaki boya kusurunun kullanıcı kaynaklı olmadığı, üretim kaynaklı olduğu tespiti ile belirlenen değer kaybı itibariyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Ayıplı araç satışı nedeniyle davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Davacı gizli ayıplı (KM si ile oynanmış ) araç satışı nedeni ile bedelden 10.000TL indirim talebi ile takibe girişmiş, itiraz üzerine eldeki dava açılmıştır. Davalı yan, ayıptan dolayı indirim yapılarak davacıya aracın 22.500,00TL'ye satıldığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve kararı davalı istinaf etmiştir. Davalı adına vekilleri, yasal istinaf süresi geçtikten sonra ek istinaf dilekçesi vermişler ise de bu dilekçe ayrıca incelenmeyecek davalının süresindeki itirazları nazara alınacaktır. Davanın temelini TBK'nın 219 maddesi oluşturmaktadır....

      Davacıların desteğinin ceza kanunda suç teşkil eden eylem nedeniyle vefat ettiği anlaşılmakla ceza kanununda öngörülen zamanaşımı süresi davada uygulanacağından, davalı vekilinin ölenin kendi kusuru nedeniyle açılan davalarda Ceza Kanunu'nda öngörülen zamanaşımı süresinin davada uygulanmayacağına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davalının, meydana gelen zarardan ZMMS kapsamında sorumlu olmadığına ilişkin istinaf talebi yönünden ise; davacılar 31/12/2009 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle gelen zarar nedeniyle tazminat talep etmiştir. Davalının sorumluluğu, poliçe tanzim tarihindeki genel şartlara ve kanun hükümlerine göre belirlenir....

        Davacı eldeki dava ile satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle satış bedelinden indirim yapılarak davalıdan tahsilini istemiş davalı ise davacıya hasarın bildirildiğini ve bu nedenle de aracın rayicinden daha düşük bedelle satıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi, raporunda araçta açık ve gizli ayıplar bulunduğu, dava tarihi itibariyle aracın hasarsız bedelinin 29.500,00 TL hali hazır hasarsız araç ile pert durumda olan araç arasında 18.500,00 TL fark olduğu şeklinde görüş bildirmiştir. Davaya konu aracın 14/06/2013 tarihli satış sözleşmesinde satış bedeli 31.000,00 TL olarak yazılmış olup aracın 19/09/2009 tarihinde meydana gelen kaza neticinde ağır hasarlı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı .... ..AŞ tarafından üretilen davalı ......AŞ'nin davalı .....A:Ş'ye satmış olduğu dava konusu aracın 31.12.2010 tarihinde müvekkilince satın alındığını, aracın ayıplı çıktığını ileri sürerek ayıplı aracın iadesine, araç bedeli olarak ödenen 51.500 TL.nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ....AŞ vekili, müvekkilinin dava konusu kamyon cinsi araçların üreticisi veya ithalatçısı olmayıp bu aracın üreticisi ve ithalatcısının .....AŞ olduğunu ileri sürerek, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir. Davalı .......

            Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz." Konuyla ilgili Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 8, 9, 10, 11 ve 12'inci maddelerine göre; Ayıplı mal MADDE 8-(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı; davaya konu aracı noterde araç satış sözleşmesi ile 30.700,00 TL ye satın aldığını, aracın 2. el kazasız rayiç bedelini ödemesine rağmen aracın pert olduğunu öğrendiğini, davalıya çektiği ihtardan sonuç alamadığını ileri sürerek, gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönerek 30.700,00 araç bedelinin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak davacı, 13.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle dava konusu aracı 24.000,00 TL bedelle sattığını belirterek 6.700,00 TL zararın tazminini talep etmiştir....

                (Yargıtay HGK----- esas, -----karar sayılı ilamı)Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2022 tarih ----- sayılı kararına göre; Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır....

                  Yine munzam zararın tazmin edilebilmesi için davacı - zarar gördüğünü iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır.-------------- sayılı kararına göre; Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez....

                    UYAP Entegrasyonu