Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası şartlarını taşımadığından incelenmeksizin reddi gerektiğini, alacak miktarının belirlenebilir nitelikte olması halinde belirsiz alacak davası açılamayacağını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, TBK 231 maddesinde düzenlenen zaman aşımı süresinin dolduğunu, aracın değerinin meydana gelen trafik kazası nedeniyle düştü ise kazaya müvekkilinin neden olmadığını, aracının değerinin iddia edilen gibi hava yastıklarının açılmaması nedeniyle düşmüş ise bu durumda da nedensellik bağı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, aksi halde davanın hak düşürücü süre ve zaman aşımı süreleri dolduğundan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .. Esas, .....

    Davalı ...Ş. vekili, davaya konu aracın ticari araç olup, dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, husumetin müvekkiline yöneltilemiyeceğini, araçta üretimden kaynaklanan bir sorun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ayıplı maldaki ayıbın üretim hatası olduğu, davacının değişim talebinde haklı olduğu, ayıplı araç üzerinde bulunan aksesuarlar ile oto teyp ve hoparlör sistemlerinin iadesinin gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ise maddi tazminat talebine ilişkin talebini ispat edemediği, manevi tazminat talebi yönünden ise ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar, davacının iç huzurunu bozacak bir nitelikte olgu olmadığından manevi tazminat istemi kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aracın yenisi ile değişimine, araç aksesuarlarının iadesine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

      Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasındaki araç kira sözleşmesi gereğince davalıya araç kiralandığını ve 04/10/2010 tarihinde hasarsız olarak teslim edildiğini,davalının kiralamış olduğu aracı 05/10/2010 tarihinde iade ettiğini, kiralama bitiminde yapılan kontrol ve tespitler sonucu araç motorunun kilitlenmiş olduğu ve motordaki arızaya aracın hararet gördükten sonra kullanıma devam edilmiş olmasının sebep olduğunun tespit edildiğini,davalı tarafından sözleşmeden doğan kira konusu eşyayı özenle kullanma yükümlülüğüne aykırı hareket edilerek müvekkili şirketin zarara uğratıldığını belirterek, söz konusu kullanım hatası kaynaklı hasar nedeniyle müvekkili şirkete ait araçta oluşan 1.000 TL değer kaybı,1.534 TL kazanç kaybı ve 5.679,97 TL yapılan masraf olmak üzere toplam 8.213,97 TL zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir....

        Dava konusu uyuşmazlık ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı satın alınan malın ayıplı olduğundan bahisle uğranılan zararın tazminine ilişkin alacak davasıdır. Mahkememizce yargılama yapılmış, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar odası ile yazışma yapılmış, ilgili belge ve kayıtlar temin edilmiştir. Bursa Esnaf Odasına yazılan müzekkere cevabında, davacının kaydının bulunduğu bildirilmiştir....

          Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satın alınan ürünün ayıplı çıkması nedeniyle açılan davadan sonra araç için yapılan iyileştirme ve diğer masraflar ve kredi için ödenen masraflar ile araçtan mahrum kalınması sebebiyle zarar tazminine ilişkindir. Mahkemece, "... 7....

            Ürün ile üretici (üreticinin fiil ile üründeki ayıp nedeniyle meydana gelen zarar) arasında uygun illiyet bağı bulunduğu takdirde üretici- ithalatçı meydana gelen zararı tazminle yükümlüdür....

              İcra Müdürlüğü’nün 2017/7438 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, araçtaki ayıbın satış esnasında var olduğundan ve davalının hileli davranışları nedeniyle davacının iradesi sakatlanarak satılanın vasıfları hususunda aldatıldığından araç bedeli olarak ödenen 41.000,00.-TL ile araç satışı için ödenen 125,89.-TL noter masrafı, 200,00 TL araç ekspertiz bedeli, 1.600,00 TL lastik ve araç bakım gideri, 161,75 TL noter ihtar gideri olmak üzere toplam 43.087,64 TL asıl alacak ve 1.165,26 TL işlemiş faizi ile 44.252,90 TL takip çıkışı ile başlatılan icra takibine davalı tarafından 11.12.2017 tarihinde itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

              Maddi tazminatın talep edilebilmesi için gereken unsurlardan birisi meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağının kurulması gerekliliğidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda, meydana gelen gelen zararın davalıdan satın alınan büfe raf ünitesinin hatalı montajından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda bir inceleme yapılmadığı gibi mahkemece de bu husus üzerinde de durulmamıştır. Mahkemece bu konularda bilirkişiden ek rapor alınarak meydana gelen zarar ile davalının kusuru arasındaki illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Diğer taraftan davalı vekili rapora itiraz etmiş ancak mahkemece; vekilin rapora itirazı dikkate alınmayarak; araca son antifiriz ilavesinin davalı yetkili servis tarafından konulduğu, bu işlemden 3 ay sonra araç motorunda arıza meydana geldiği yönündeki yanlış değerlendirme ile davalı servisin araçta meydana gelen arızadan sorumlu olduğuna karar verilmiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait fabrikada kullanılmak üzere davalıdan kablo satın alındığını, kabloların döşendiğini, ancak elektrik kablolarının gizli ayıplı olması nedeniyle patlamalar meydana geldiğini, fabrikanın çalışır hale getirilememesi nedeniyle maddi zarara uğranıldığını belirterek, kabloların davalı yanca iade alınmasına, şimdilik 10.000.00 TL maddi zararın davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya satılan kabloların TSE belgeli olduğunu meydana gelen zararın kabloların yanlış döşenmesinden kaynaklandığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre, hasarın kabloların usulüne uygun döşenmemesinden kaynaklandığı, imalattan kaynaklanan bir ayıp olmadığından davalının kusuru bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu