Somut olayda anlaşmazlık konusunun; davalı tarafından 12.06.2020 tarihinde satılan ... plakalı, *...* şasi numaralı, ... motor numaralı, ... marka, ... tipi, 2020 model aracın gizli ayıplı olduğunun tespiti, ticari satıma konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, aracın misli ile değiştirilmesinin mümkün olmaması halinde aracın satış bedeli üzerinden değil sıfır km misli fiyatı üzerinden bedel iadesi, gizli ayıp nedeni ile davacının uğradığı zarar kapsamında şimdilik 52.021,05 TL araç kiralama ve araç kiralama nedeni ile ödenen ek bedellerin davalıdan ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte tahsili, gizli ayıp ve davalının kusuru nedeni ile davacının uğradığı zarar kapsamında şimdilik 56.499,36 TL araç tamir bedelinin davalıdan ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte tahsili taleplerinin hukuki şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin ayıbın nedeni ve niteliği noktasında toplandığı görülmüştür....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile araç bedelinin aracın davalı ...’a teslim tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, gizli ayıp hukuki nedenine dayalı ayıplı malın iadesi ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu aracın motor arızası nedeniyle davacı tarafından arızanın ortaya çıktığı ve davanın açıldığı tarih itibarıyla kullanılmasının mümkün olmadığı ve aracın motor aksamının bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı tarafından yapılan masraf üzerine yetkili servis tarafından açtırıldığı belge ile sabittir....
nden 07.07.2010 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, aracın ön camından ve kapılarından içeriye su aldığını, arka kapısının bir defasında seyir halinde iken kendiliğinden açıldığını, vitesinde zorlama olduğunu, rampalarda çekiş kuvvetinin anormal şekilde düştüğünü, bu sorunlar nedeniyle değişik zamanlarda servisçe yapılan müdahaleler nedeniyle bir takım arızaların giderildiğini ancak tüm problemlerin çözülemediğini ve aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek; sözleşmeden dönmek suretiyle aracın davalılara iadesine ve araç için ödenen 38.000.00 TL, kasko sigortası için ödenen 950.00 TL, aracın finansmanı için davacı tüketici tarafından kullanılan kredinin dava tarihine kadar ödenen faiz, vergi ve masraf gideri olarak 1.596.42 TL, dört kez servise gitme masrafı 400.00 TL, aracın ilk kez serviste kaldığı 16.10.2010 ile 23.10.2010 tarihleri arasında kiralanan araç için ödenen bedel 300.00 TL, navigasyon cihazı ücreti 2.750.00 TL, dört adet çelik jant bedeli 2.400.00 TL, ve motorlu...
e elden ödediğini, araca aynı gün chek-up yaptırdığını servisin araçta birtakım arızalar tespit ettiğini bunların davacıya bildirildiğini, aynı gün aracı bir yerden bir yere götürürken aracın bilinmeyen bir nedenle yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshine ödenen 19.000,00 TL. satış bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle alacağına 18/10/2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshi nedeniyle satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir....
Somut olayda, satın alınan aracın halen davacının elinde olduğu gözönünde bulundurularak ödenen bedel yönünden aracın iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece aracın iadesi ile 45.275.TL' nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir....
Dava konusu cep telefonunda gözlemlenen arızanın ilk başta gözle görülemeyen, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan bir arıza olması nedeniyle “ayıplı (gizli) mal” olarak değerlendirilebileceği, yönündeki oy ve görüşümü Sayın Mahkemenizin bilgi ve takdirlerine saygılarımla arz ederim." şeklindedir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ile ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı ... firmasından satın aldığı telefonun satın alınmasından hemen sonra arızalandığını ve kapandığını iddia ederek satılanın teslimi ile ödediği bedelin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiş, diğer davalı davaya süresinde cevap vermemiştir....
Otomotiv San A.Ş. vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; takibe dayanak ilamda xx xxx xx plaka sayılı ayıplı aracın davalı ... Otomotiv Tic ve San A.Ş'ye iadesi ile satış tutarının iade tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedildiğini, araç hukuken teslim edilmemiş olmasına rağmen İcra Müdürlüğü'nce bakiye dosya borcu belirlenirken faiz hesaplaması da yapıldığını, alacaklının ayıplı aracı arıza şikayetiyle servise getirip bırakmış olduğunu, aracın bu şekilde terk edilmesinin iade olarak nitelendirilemeyeceğini ileri sürerek 01.10.2014 tarihli bakiye borç muhtırasının ve dosya hesabının faiz bakımından iptal edilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili, ayıplı aracın 05.12.2012 tarihinde yetkili servise teslim edildiğini ve aynı tarihte alacaklılara bu durumu izah eden ihtarname gönderildiğini, bakiye borç muhtırası ve dosya hesabının her bakımdan hukuka uygun olduğunu beyanla şikayetin reddini savunmuştur....
bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsizdir. 3)Davacı taraf, dava dilekçesinde araç bedelinin tahsili halinde faiz talep etmiş olup,bu durumda aracın iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken,faize hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;cevap dilekçelerinde de belirttikleri üzere, dava konusu talepler yönünden uygulanacak olan 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu araçta ayıp bulunmamakta olup; yerel mahkeme kararı hukuka aykırı olduğunu değer kaybı tutarına hükmedilmesinin temelsiz olduğunu tüm sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılarak yeni bir hüküm kurulmasını talep etmiştir İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ayıplı aracın davalılara teslimi ile satış bedelinin aracı yargılama süresince kullanamadıkları göz önünde bulundurularak aracın taraflarına teslim edildiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesi, istemidir. Kararı davalı ve katılma yolu ile davacı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir....
Noterliğinin 09437 yevmiye nolu ihtarnamesi ile aracı iade edeceğini ve satış bedelinin kendisine ödenmesini ihtar etmesine rağmen davalı satıcının da bu ayıpları kabul etmiş olmasına karşın aracı geri alamayacağını ve satış bedelini iade etmeyeceğini müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun kapsamında seçimlilik hakkından ayıplı malın geri verme satış bedelinin iadesi hakkını kullandığını müvekkilinin dava konusu araç nedeniyle ödemiş olduğu 85.000,00 TL nin ödeme tarihi olan 20/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine ve davaya konu 34 XX 313 plakalı aracın da davalı adına tescilini talep ve dava etmiştir....