Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili; dava konusu aracın gizli ayıplı olarak davalı şirket tarafından davacıya satıldığını, davacının ailesi ile birlikte tatile çıktığı esnada yolda kaldığını iddia ederek 10.000,00 TL ayıp oranında indirim bedeli ile ayıp sebebiyle uğranılan 1.000,00 TL maddi tazminat ve 15.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

nun 219/2.maddesine göre de, satıcının ayıbı bilmese bile ayıptan sorumlu olmasına) ayrıca davalının cevap dilekçesi ile, ayıbın kendisine bildirilmiş olmasının kabul etmesi ve tüm dosya kapsamına göre, ayıp ihbarının süresinde olmadığına yönelik savunmanın yerinde bulunmaması ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bahsi geçen değer kaybının (bedelde indirim miktarı) Yargıtay 13. HD.'...

Araçta gizli ayıp olduğu tespit edilmekle birlikte aracın uzun süre kullanılmış olması nazara alındığında ayıpsız yenisiyle değiştirilmesine yönelik seçimlik hakkın hakkaniyete uygun düşmeyeceği, mahkemece ayıp oranında bedelde indirim tutarına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin seçimlik hakkın mahkemece belirlenmesinden kaynaklanmayıp reddedilen maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, bu nedenle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2014/40 D.İş Esas sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, taşınmazdaki mevcut ağır kusur ve gizli ayıbın taşınmazda meydana getirdiğini belirterek dairenin ayıpsız misli ile değişimine, mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000,00- TL TL ayıp bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; taşınmazın ayıpsız misli ile değişme imkanının bulunmama gerçeği ile taleplerinin satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme şeklinde değiştirilmesi,12.047,03- TL değer kaybı mevcut olup bu bedelin taşınmazın satış tarihi olan 26/12/2005 tarihinden itibaren (bu tarihte ödenmemesi gerekir iken fazladan ödenmiş olması sebebiyle) davalının tacir olması sebebiyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; taşınmazın ayıpsız misli ile değişme imkanının bulunmama gerçeği ile taleplerinin satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme şeklinde değiştirilmesi, taşınmazın satış tarihi olan 04/05/2006 tarihi itibari ile satış bedelinin 54.484,00- TL olduğu ve o tarih itibari ile mevcut ayıp nedeni ile %25 değer kaybının olduğu belirlenmiş olmakla, 13.121,00- TL değer kaybı mevcut olup bu bedelin taşınmazın satış tarihi olan 04/05/2005 tarihinden itibaren (bu tarihte ödenmemesi gerekir iken fazladan ödenmiş olması sebebiyle) davalının tacir olması sebebiyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline dair ıslah dilekçesi sunmuş olduğu görülmüştür....

Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; taşınmazın ayıpsız misli ile değişme imkanının bulunmama gerçeği ile taleplerinin satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme şeklinde değiştirilmesi, taşınmazın satış tarihi olan 02/05/2006 tarihi itibari ile satış bedelinin 46.200,00- TL olduğu ve o tarih itibari ile mevcut ayıp nedeni ile %25 değer kaybının olduğu belirlenmiş olmakla, 11.542,86- TL değer kaybı mevcut olup bu bedelin taşınmazın satış tarihi olan 02/05/2006 tarihinden itibaren (bu tarihte ödenmemesi gerekir iken fazladan ödenmiş olması sebebiyle) davalının tacir olması sebebiyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline dair ıslah dilekçesi sunmuş olduğu görülmüştür....

Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesi gereğince, davacının yine 4077 sayılı yasanın 4. maddesine göre aracın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesini veya ayıp oranında bedel indirimini, ücretsiz tamirini talep hakkı doğar. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde tüketiciye tanınan seçimlik haklar yenilik doğurucu bir haktır. Anılan bu yasa maddesi hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi tüketici, kendisine tanınan seçimlik haklardan sadece birini kullanabilecek, başka bir anlatımla terditli olarak talepte bulunamayacaktır. Dosyanın incelenmesinden davacı, 05.11.2013 tarihli duruşmada bedelde indirim seçimlik hakkını kullanmak istediğini ifade etmiştir. Hal böyle olunca davacının talebinin bedelde indirim olduğu da gözetilerek, yapılan tercihe göre, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeden infazda tereddüt uyandıracak şekilde terditli olarak karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    Mahkeme tarafından ayıbın niteliği, özelliği ve parasal değerine göre aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine yönelik seçimlik hakkın, hakkaniyete uygun olmadığı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu kanaatine varılırsa ayıp oranında bedelde indirim tutarına hükmetmesi de mümkündür. Bu nedenle mahkemece, konuda uzman bir otomotiv bilirkişisinden rapor alınarak aracın kilometresi oynanıp oynanmadığı, araçta gizli ayıp bulunup bulunmadığı belirlenerek ve davacı tüketicinin kullanmış olduğu malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi yönündeki seçimlik hakkın hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilerek, hakkaniyete uygun olmadığı sonucuna varılıyor ise, yargıtayca benimsenen nispi metoda göre ayıp oranında bedelde indirim tutarı belirlenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle, davalı T3 yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

    İnşaat bilirkişisi tarafından sözleşme bedeli ve m² oranlaması yapılarak hesaplama yapıldığı ancak davacı tarafın talebinin aradaki satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıp oranında bedelde indirime ilişki olduğu anlaşılmakla, bedel indirim miktarının Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin ve istinaf mahkemelerinin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere nispi metoda göre hesaplama yapılması için dosya inşaat bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi 21/10/2022 tarihli 2.ek bilirkişi raporunda özetle; "delil tespiti dosyasında belirtilen ölçülerle aynı m² ye sahip olduğu net alanının 74,5 m², brüt alanın 101,3 m² olduğu, dava konusu taşınmazın özellikler itibariyle 240.000,00 TL olabileceği, bağımsız bölümde mevcut kusur ve eksikliklerden dolayı kusurlu değerin ise 220.000,00 TL olabileceği, nispi metot yöntemine göre indirim bedeli hesabı yapılırsa indirim miktarı bedeli: Kararlaştırılan Bedel(Satış Bedeli) x (Ayıplı Değer/Ayıpsız Değer) İndirim bedeli: 155.000,00 TL-(155.000,00 TL x 220.000,00 TL...

    UYAP Entegrasyonu