Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yönünde kullanan davacının misliyle değişim ya da sözleşmeden dönme ile bedel iadesi talebinde bulunamayacağı sabit hale geldiğini, davacının aracı iade etmeden faize hak kazanamayacağını, davacının terditli talepleri kabul edilemez olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

Uyuşmazlık; davaya konu araçta üretimden kaynaklı ayıp olup olmadığı, ayıbın gizli ayıp olup olmadığı ve davacının seçimlik haklarını kullanıp kullanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı TKHK'nın 8- (1) maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır" şeklinde tanımlandıktan sonra, ikinci fıkrada bir kısım ayıp halleri sayılmıştır. "Muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik" eksiklikler de ayıp kavramı içine alınmıştır. Burada; malın "ayıplı" ve "hatalı" olması kavramları üzerinde de durmak gerekir. Bu iki kavram birbiri ile aynı değildir....

olmaması halinde bedel iadesi talebinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı değerlendirildiğini bildirmiştir....

    Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca. 4077 sayılı TKHK'nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi (6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) uygulanacaktır. Anılan maddeye göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır....

      talebinin yerine getirilmesi imkansız olduğundan, yerel mahkeme kararının açıkça yasa hükümlerine aykırı olduğunu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesi uyarınca; ayıpsız misli ile değişim seçimlik hakkını kullanabilmesi, "imkan varsa" şartına bağlandığını, 6502 sayılı TKHK’nın 11/1.ç maddesinde, tüketicinin ayıpsız misli ile değişim seçimlik hakkını kullanabilmesinin "imkan varsa" şartına bağlandığını, yine 6502 sayılı yasanın 11/3 maddesinde; “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir" şeklinde düzenleme bulunduğunu, bu yasal düzenleme karşısında yerel mahkemenin gerekçesinin yasaya aykırı olduğunun da açıkça ortada olduğunu, bu kanun maddesiyle aracın ayıpsız misli ile değişiminin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirmesi halinde, tüketicinin ayıp oranında bedel indirimi hakkını...

      Davacı, satın aldığı bilgisayarın ayıplı olduğundan bahisle ödediği satış bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesi hükmü uyarınca tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir.Mahkemece yasal düzenleme çerçevesinde ürünün ayıplı olup olmadığına dair 2010/6351-13382 bilirkişi incelemesi yapılmamış olup, mahkemece konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan iddia, savunma ve mübrez belgelerde değerlendirilmek suretiyle bilgisayardaki arızanın üretim hatasından mı, yoksa kullanım hatasından mı ileri geldiği üzerinde durularak taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmalı, ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir....

        Dava konusu araçta herhangi bir ayıp ihbarı bulunmamasına rağmen davacının huzurdaki davayı ikame etmesi ve tazminat talebinde bulunması açıkça hakkın kötüye kullanımına örnek teşkil etmektedir. Davacının talebi olan değişim hususunun müvekkil şirket aleyhine doğuracağı sakınca, davacı lehine doğuracağı faydadan kıyaslanamayacak derecede büyük olup, müvekkil şirketin araçtaki arıza nedeniyle de hiçbir kusuru bulunmamaktadır. dava konusu aracın yenisiyle değiştirilmesine karar verilmesi ve müvekkil şirkete iadesi halinde; dava konusu araç üzerinde bulunan/sonradan ortaya çıkabilecek ve yükümlüsünün davacı olduğu; rehin, haciz, vergi borcu ve sair tahditlerin davacı tarafça kaldırılması hususuna hükümde yer verilmesi gerekmektedir. Davacı adına kayıtlı araçta davaya konu edilecek nitelik arz eden bir ayıp/gizli ayıp söz konusu olmayıp, misli ile değişim için gerekli teknik ve yasal koşullar oluşmadığından bedel iadesi talebi haksız ve hukuka aykırıdır....

          Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. maddeye göre, (818 sayılı BK'nun 198.maddesi), alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır....

            Somut olayda da iadesine hükmedilen araç bedeli ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybı da hesaplattırılmamıştır. Bu nedenle dosyada daha önceden görev yapan bilirkişi ile birlikte bir kimyager ve makine mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden,önceki rapora yönelik itirazların karşılanması ve mevcut boya ayıbının giderilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise ne kadarlık masraf gerektirdiği, aracın ikinci el piyasasında ne kadarlık değer kaybı yarattığı konusunda alınacak rapordan sonra davacının seçimlik haklarından misli ile değişim hakkını kullanmasının 6502 sayılı Yasa'nın 11/3. maddesi, TMK’nın 2 ve TBK’nın 227/4 maddeleri gözetilerek hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine uygun olup olmadığı ve araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirimi seçeneğinin değerlendirildikten sonra karar verilmek üzere kararın kaldırılması gereklidir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ: Dava; satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın; dava konusu araçta üretimden kaynaklı teslim anında bir ayıp olup olmadığı, ayıp olduğu ileri sürülen değişen parça ve boyanan kısımların teslim anında mevcut olup olmadığı, ayıp var ise bu sözleşmenin feshi ve bedel iadesini gerektirip gerektirmediği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu