Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

belirlendiğinden davacının misli ile değişim talebinin yapılan yargılama ve Mahkemenin taktiri ile belirlendiğinden davalı Mercedes Benz Türk A.Ş. açısından vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına, davalı Mengerler Ticaret Türk A.Ş. aleyhine açılan davanın bedel indirimi talebi olarak kabulü ile, 15.313,55 TL bedel indirimi tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın misli ile değişim talebi yönünden reddine, davanın bedel indirimi talebi olarak kabulü ile; 15.313,55 TL bedel indirimi tutarının davalı Mengerler Ticaret Türk A.Ş.'...

    , gizli ayıp niteliğinde bulunduğunun bildirildiği görülmüştür....

    Otomotiv vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satım sözleşmesinde aracılık yapması, üretici, satıcı, ithalatçı olmaması ve satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibariyle misli ile değişim ve bedel iadesi gibi yükümlülüklerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete davacı adına yapılmış bir ödeme bulunmadığını, müvekkilinin sadece aracılık yaptığını, davacının TTK ve TBK anlamında aracın güncel rayiç değerini talep gibi bir seçimlik hakkı bulunmadığından talebin reddinin gerektiğini, yasa gereği bedel iadesinin fatura bedeline ilişkin olup davacının aracın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili şeklinde seçim hakkı bulunmayıp talebin açıklatılması gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle beraber davacının yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüklerine uygun davranmadığını, delil tespitinin müvekkilinin gıyabında...

      Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin ayıplı olduğunu, bu nedenle dairede değer düşüklüğü meydana geldiğini ileri sürerek, değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen zararın satış bedelinden indirilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu dairenin 14.8.2008 tarihinde davacı tüketiciye teslim edildiği, davacı tüketicinin 18.12.2008 tarihli ihtarname ile davalıya ayıp ihbarında bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

        AŞ vekili, araçtaki ayıpların ücretsiz onarım ile giderildiğini, onarım hakkı kullanılarak seçimlik hakkın tüketildiğini, seçimlik hak tüketilmişken iade istenemeyeceğini, otomotiv dalında uzman kişilerden heyet raporu alınmadığını, var olduğu iddia edilen ayıpların aracın kullanımına engel olmadığını, misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, TBK hükümleri uyarınca karşılıklı olarak elde edilen menfaatlerin iadesi gerektiğini, davacının kullandığı süre nazara alınmadan değişim kararı verildiğini, kullanılan süre boyunca araçtaki değer kaybı hesaplanıp, faturada yazılı ücretten düşüleceğini, görevsizlik kararı durumunda vekalet ücreti verileceğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. Davalı Borusan Oto. Paz....

          davacıya yüklenmesini, izah etmiş olduğu nedenler ile Mahkemece dikkate alınacak nedenlerle birlikte, tespit edilen arıza davacının garanti kapsamında ücretsiz onarım hakkını kullanılması ile giderildiğini bundan dolayı davanın reddine, ayıbın üretimden kaynaklandığı sonucuna varılırsa bedel iadesi ya da misli ile değişim istenemeyeceğinin kabulü ile diğer seçimlik haklarından ücretsiz onarım ya da bedel indirimi yönünde hüküm kurulmasına, aracın ayıpsız misli ile değişimi ya da bedel iadesine karar verilirse, araçta davacının kusuru kapsamında meydana gelen değer kayıplarının tespiti ile davacıya yüklenmesine, araç müvekkili şirkete iade edilmek zorunda olacağından aracın trafik kaydmdaki her türlü takyidattan ari olarak iadesi gerektiğine dair hüküm kurulmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

          Dava konusu aracın arızalanması nedeniyle davacı tarafından ayıp ihbarında bulunduğu, davalının ayıptan dolayı sorumlu olacağı anlaşılmaktadır.------ ile değişim hakkının kullanılıp kullanılamayacağı hususunda ise; dava konusu aracın--------olduğu, davacının dava konusu araçtan üst düzeyde --------- beklentisi içerisinde olmasının doğal olduğu, dava konusu aracın araç çalışırken ve------------- yapıyor olmasının davacının araçtan beklediği ------ düzeyini oldukça düşürdüğü bu nedenle----------- talebinin hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı taraf her ne kadar aracın dava sürecinde kullanılıyor olması nedeniyle davacının misli ile değişim talebinde bulunamayacağını savunmuş ise de; davacının aracın arızasının giderilememesi üzerinde ------ yılında davalıya ---------ile değişim -------davayı açtığı, yargılama sürecinin uzamasından davacının sorumlu olmayacağından bu savunmaya itibar edilmemiştir....

            mevcut sorun nedeni ile ikinci el piyasada 5.000,00-TL civarında değer kaybı oluşacağı, bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişim hususunun hukuki nitelikte olduğundan takdirinin mahkemeye ait olduğu tespit ve rapor edilmiştir....

              mevcut sorun nedeni ile ikinci el piyasada 5.000,00-TL civarında değer kaybı oluşacağı, bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişim hususunun hukuki nitelikte olduğundan takdirinin mahkemeye ait olduğu tespit ve rapor edilmiştir....

                Davalılar, davaya konu aracın satılması dolayısıyla davanın konusuz kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir. Mahkemece, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, davalılardan satın almış olduğu aracın ayıplı olması nedeniyle öncelikle araç bedelinin iadesini istemiş, yargılama aşamasında da ıslah ile ayıp nedeniyle doğan değer kaybının hesaplanarak davalılardan tahsilini talep etmiştir . Mahkemece, dava sırasında davacının aracı satması nedeniyle malik olma sıfatını kaybetmiş olduğundan davaya devam etmesinde hukuki yararının bulunmadığı kabul edilerek davacının husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinin 2.fıkrası gereğince; Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür....

                  UYAP Entegrasyonu