, müvekkilinin çıkma fara ödediği bedel olan "14.300,00 TL'nin" iadesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkilinin uğradığı gizli ayıp nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin de bulunduğunu, müvekkilinin davalı oto tamir servisine gizli ayıbı bildirmek için gittiğini ve sözlü olarak beyanda bulunarak üzerine düşen bildirim külfetini yerine getirdiğini, tüm bu nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haklı davanın kabulü ile eser sözleşmesinden kaynaklanan gizli ayıp nedeniyle sorumluluk hükümleri uyarınca; maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin aracına orijinal yerine çıkma takılan farın ayıpsız misli ile değişimi, değişim mümkün değilse orijinal far ile takılan çıkma far arasındaki bedelin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,00 TL'sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, her türlü yargılama gideri ve arabuluculuk vekalet...
Davacı dava dilekçesinde 150.000,00 TL tazminat talep ettiğini, bunun maddi ve manevi tazminat talebi olduğunu belirtmiş, 17/05/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinde 150.000,00 TL manevi tazminat talebinden bahsetmiş ancak maddi tazminata ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda gerekçe kısmında maddi ve manevi tazminat talebinin reddi yazıldığı halde hüküm kısmında ''açılan davanın reddine'' şeklinde karar verildiği tek ve nispi vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Duruşma zabıtlarında bu hususta davacı veya vekilinden beyan alınmadığı, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin miktarlarının ayrı ayrı belirlenmediği bu nedenle ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu düşünülmüştür....
Dosyanın incelemesinde; davacının 34 XX 884 plakalı aracı 04/11/2019 tarihinde davalıdan 48.000,00 TL'ye satın aldığı, davacının araçta gizli ayıp olduğunu ileri sürerek ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediği, aracın iadesi ile ödemiş olduğu bedelin tarafına iadesini ve manevi tazminat talep ederek dava açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, ilk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişi ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, bu bilirkişi raporunda aracın gizli ayıplı olarak satılmış olduğu, gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile arasındaki farkın 7.200,00 TL olduğu, bu bilirkişi raporuna binaen davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden dönme hakkı yerine ayıp oranında indirim hakkını kullanmak istediği, söz konusu satış nedeniyle araçtaki gizli ayıplardan kaynaklanan 7.200,00 TL maddi tazminat ve 7.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda davacı tarafça ayıplı ve bozuk çıktığı iddia edilen bu şekerlerin kendilerine teslim tarihi olan 04.10.2007 tarihinden itibaren yasal 2 ve 8 günlük süreler geçirildikten sonra 16.10.2007 tarihinde davalı şirkete ayıp ihbarında bulunduğu, bu sebeple söz konusu malı yani şekerleri kabul etmiş sayıldığı dolayısıyla süresinde yapılmayan ayıp ihbarına ve iddiasına dayanarak, ayıp nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş , hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 9.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunu’ndaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. Borçlar Kanunu’na göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Ayıp; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesi niteliğinde video çekiminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacılar vekili müvekkili Zeynep ile Emre'nin düğünleri için davalının işletmiş olduğu düğün salonu ile anlaşıldığını, ücretin tamamının verildiğini, düğün hizmetine dahil video çekimine ilişkin CD'nin izlenmesinde düğünün yarısının çekiminin olmadığının fark edildiğini belirterek maddi tazminat olarak 700,00 TL ve her bir müvekkil için 9.000,00'ar TL manevi tazminat talep etmiş; Davalı vekili ise süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde; ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını, olayda kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; dava konusu otomobili ile 11/09/2013 tarihinde seyir halinde iken aracın frenlerinin tutmaması nedeniyle kırmızı ışıkta bekleyen araca arkadan çarparak gerçekleşen trafik kazasında açılmayan hava yastıkları nedeniyle yaralandığını, aracı davalı ... den satın aldığını, bakımlarının davalı ... nin acentası olan diğer davalı ... Tic. A.Ş. tarafından yapıldığını, aracın hava yastıklarının açılmamasının gizli ayıp olduğunu, bu nedenle davalı ... nin sorumlu olduğunu, aracın periyodik bakımının düzgün yapılmaması nedeniyle davalı ......
Dava, ayıp nedeniyle TBK'nın 475/1 maddesi ile taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden dönme ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 07/07/2014 tarihli teklif yazısı ile 180.000 TL+ KDV bedel karşılığında Tente Kolu Toplama Makinası yapılması ve en geç 2014 Eylül ayı sonunda teslimi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, söz konusu makinenin Temmuz 2015 tarihinde teslim edildiği, davacının bedele ilişkin olarak 105.000 TL ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında davacı tarafa teslim edilen makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ayıp nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı ile ayıp nedeniyle davacının zararı olup olmadığı noktasında çıkmaktadır. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK'nın 474- 478 maddeleri arasında düzenlenmiştir....
GEREKÇE : Dava, davacı tarafından satın alınan aracın ayıplı olması nedeniyle satıcı ve ithalatçı firma tarafından ayıpsız misli ile değişimi ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalılarca istinaf edilmiştir. Davacı tarafın talebinin, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ve uğranılan maddi zararlar için tazminat verilmesi olduğu dikkate alındığında; dava yığılması söz konusu olup (HMK md. 110), her bir bağımsız talebin ayrı ayrı incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, davacının, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebine yönelik hüküm tesis edilmiş ise de; aracın ayıplı olması nedeniyle uğranıldığı iddia olunan maddi zararlarının ne olduğu hususu açıklattırılmadığı gibi maddi tazminat istemi konusunda bir karar da verilmemiştir. HMK'nın 26/1 maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....