Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunu’ndaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. 18 sayılı Borçlar Kanunu’na göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Ayıp kavramı ile eksik iş birbirinden farklıdır. Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Eksik iş ise; sözleşme konusu işlerin yapılmamasıdır. Öteki deyişle, hiç yapılmayan iştir. Eksik ifa ise, Kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır. Ayıp; maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Maddi ayıp; bir malda madden hata bulunmasıdır (Ör: Malın yırtık, lekeli olması gibi)....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ağır kusur ve hileli ayıplarda ihbar süresine bakılamayacağını, mahkeme bilirkişi raporuna aykırı karar verdiğini, yasada ihbar için belirli bir süre konmadığını, dolayısıyla ihbarın süresinde olup olmadığı her olayda ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili aracını mevzuaata uygun hale getirmek için yaptığı masrafları istediğini, bu sadece ayıp hükümlerine göre değil, genel hükümlere göre de haklı bir maddi tazminat talebi olduğunu, şayet tüm bunlar bir yana bırakılsa dahi müvekkilinin talebi yapmış olduğu masraflar, uğramış olduğu maddi zarar olduğunu, bu talep ayıba karşı tekeffül hükümleri dışında haklı bir maddi tazminat talebi olduğunu, genel hükümlere uygun olduğunu, bu anlamda genel hükümlere göre de taleplerinin kabul edilebilir durumda olduğunu, ihbara ilişkin delillerin ayrıca taraflardan sorulması ve karar verilmesi gerektiğini, mahkemece buna ilişkin delil...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava kiralanandaki ayıp nedeniyle tazminat davasıdır. Borçlar Kanunun TBK'nun 301 maddesine göre kiraya veren “....kiralananı kullanmaya uygun tam ve eksiksiz bir şekilde kiracayı teslim etmek ve kira müddeti boyunca bu halde bulundurmak ile mükelleftir...” TBK'nun 304- 305 ve 306.maddeleri gereğince “... kiralananın tam ve eksiksiz sözleşmenin amacına uygun şekilde teslimi ya da kullanımı mümkün olmazsa kiracının akdi feshedebileceği gibi kiranın tenzilini isteyebileceği...” düzenlenmiştir. Ancak kiracı kiralanandaki ayıbı,eksikliği derhal kiralayana bildirmelidir. Kiralananın ayıplı olarak teslimi nedeniyle kiralananın kullanılmasında imkansızlık veya derecesinde düşüklük meydana gelmiş ise bu durumda kiracının 6098 sayılı TBK'nun 123. ve 125.maddeleri dairesinde hareket ederek mevcut ayıbı uygun bir sürede kiraya verene ihbar etmesi gerekir....
İddia, savunma, bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı iş sahibi tarafından eser sözleşmesine dayalı ayıplı imalat iddiasında bulunularak ayıpların giderilmesi bakımından yapılmak zorunda kalınan masraf bedellerinin konu edildiği maddi tazminatın davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesi istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, ------dosyasından yapılan tespit ile mahkememizce re'sen alınan bilirkişi tarafından yapılan tespitlerin uyuştuğu ve raporda talep edilen ayıp giderme bedeli ile maliyetin yerinde olduğunun belirtildiği, alınan raporun somut olay özelliklerine, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, ------- yapıştırma harcının yetersiz olduğundan mekanik bağlantının sağlanamadığı ve bütün parçalar halinde sarkıp, düşmesi" şeklinde dile getirilen ayıp iddiasının kullanımla ortaya çıkan "gizli ayıp" niteliğinde olduğundan TBK 474....
nedeniyle uğramış olduğu manevi zararın da karşılanması gerektiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, kitap basım işinin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların tazmin edilmesini; ayıplı olan kitapların ayıpsız olanlarla ayrıştırılması için müvekkili şirket yetkilisinin harcamış olduğu mesaiden ötürü uğranılan asgari işçilik maliyeti tutarında maddi zararın tazmin edilmesini; yine müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararların tazmin edilmesini talep etmiştir....
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.------ ilamlarında belirtildiği üzere; Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır ----Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır---- Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır. Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır....
Hava İkmal Bakım Komutanlığı' nın kesin teminat bedelini irad kaydetmesi nedeniyle de davacının maddi tazminat talebinde haklı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Ayıplı mal verilmesi nedeniyle davacının kişilik haklarının herhangi bir saldırıya uğramadığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2003 yılında satın aldığı dairenin fiilen teslim edildiği , davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 09.05.2012 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır....
aracında da gerekli tüm kontroller ve incelemeler yapıldıktan sonra davacıya aracın ayıpsız şekilde teslim edildiğini, davaya konu araçta ayıp olarak nitelendirilecek maddi bir hasar ya da eksiklik söz konusu olmadığı gibi, üretimden kaynaklanan bir ayıp da bulunmadığını, Davacının aracında ayıp olduğu iddiasını kabul etmemek kaydıyla, müvekkil şirketin aracı üreten veya ithal eden firma olmadığını, müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmayıp, davanın müvekkil şirket bakımından husumet yönünden reddi gerektiğini ve talep edildiğini, Esasa ilişkin olarak; Davacının dava dilekçesi ile ileri sürdüğü iddialar ve taleplerin haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu araçta ayıp olarak nitelendirilebilecek maddi bir hasar ya da eksiklik söz konusu olmadığı gibi araçta herhangi bir ayıp da bulunmadığını, Dava konusu araçta gizli ayıp olduğu hususunun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirket tarafından davacıya ait aracın tüm kontrollerinin yapılıp, tesliminin...
Dava, davaya konu aracın kilometresi ile oynanmasından kaynaklı ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalının aracın kilometresinin düşürülmesi nedeniyle gizli ayıptan haberdar olmaması, kusuru bulunmaması halinde sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Dava, konusu itibariyle tüketici yasası hükümlerine tabi olmayıp taraflar arasındaki meselenin halli için 6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Davacı 6098 sayılı TBK 219 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır....