olmadığı, böylelikle ayıp nedeniyle bedelle indirim seçimlik hakkının şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacının ayıp oranında bedelde indirim talep edemeyeceği kanaatine varılarak, davacının terditli olarak açtığı davasında sözleşmesinden dönme hakkının kullanılmasına ilişkin taleplerinden feragat ettiğinden diğer talebi yönünden bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2022 NUMARASI : 2021/333 ESAS - 2022/6 KARAR DAVA KONUSU : Ayıp Nedeniyle Bedelde İndirim KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Dava konusu Samsun ili, Atakent TOKİ, 8532 ada, 3 parsel, C-3 Blok , 36 nolu konutu satın aldığı, ancak müvekkilin aldığı konutta zaman içerisinde dairelerin içinde tavan , duvar , taban döşemelerinde ve taşıyıcı duvarlarda çatlakların oluştuğu gözlemlendiği ve durumun tespiti için Samsun Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/40 değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, söz konusu çatlakların davalı kurumun ağır kusurun ile gizlenmiş ayıp niteliğinde olduğunu, bu nedenle ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine dair davalıya ihtar gönderildiğini, davalı iaderin yazı cevabında dava...
KARAR Davacı, davalıdan 18.2.200 tarihinde 104.295,00 TL bedelde konut satın aldığını, konutun bodrum katının su alması nedeniyle zarar gördüğünü bu hususun gizli ayıp olduğunu belirterek satış bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000,00 TL’nin tahsilini istemiştir. Islah ile talebini 10.000,00 TL’ye artırmıştır. Davalı, taşınmazı ayıpsız olarak teslim ettiğini, savunarak davanın reddini dilemiştir....
Noterliğinin 23.11.2016 tarih ve ... y.nolu ihtarname içeriğinden, alıcının seçimlik haklarından, ayıp oranında bedelde indirim hakkını kullandığı anlaşılmaktadır. Yine TBK.m.227/2 gereğine alıcının seçimlik hakkının yanı sıra genel hükümlerden doğan tazminat hakkı da saklıdır. Diğer ifadeyle, alıcı ayıp sebebiyle ortaya çıkan değer kaybını talep edebileceği gibi ayıp sebebiyle uğradığı zararların tazminini de isteyebilir. Açıklanan sebeplerle, dava konusu dairedeki imara/projeye aykırı imalatların satıcıların/davalıların bilgisi ve onayı dışında yapılamayacağı tespit edildiğinden ve alıcının bu aykırılıkları bilerek satın aldığına dair bilgi ve belge bulunmadığından, sonradan ortaya çıkan gizli ayıp sebebiyle oluşan değer kaybından ve ayıp sebebiyle davacının uğradığı zararlardan davalı şirketler sorumludur. Davalı şirketlerin ticaret şirketi olup tacir sıfatı taşıdıkları açıktır....
nin arızanın kullanımdan kaynaklanmadığını ve motorun üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunu kabul ettiklerinin anlaşıldığı, Ancak davacı/alıcı, bedelden indirim hakkı ile birlikte, araçta meydana gelmiş olan değer kaybı nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini talep edebileceği, zira davacının bu talebi, seçimlik haklarından birini kullanılması olmayıp, ayıp nedeniyle uğranılan zararın genel hükümlere göre tazmini talebi (...md,227/2) niteliğinde olduğu, ayrıca bu talebi genel hükümlere, yani ...md.112 ve devamı hükümlerine dayandığı için, doktrinde haklı olarak kabul edildiği üzere, ...md.231'deki 2 yıllık ayıp zamanaşımı süresine (özel zamanaşımı süresine) tabi olmayıp, ...md.146'daki 10 yıllık genel alacak zamanaşımı süresine tabi olduğu, ayrıca böyle bir tazminat talebinde bulunabilmek için yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunma zorunluluğunun olmadığı, bu sebeple davacının davalıda araçta meydana gelen değer kaybı nedeniyle uğradığı zararın tazminine, TBK 227/2 uyarınca...
nin arızanın kullanımdan kaynaklanmadığını ve motorun üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunu kabul ettiklerinin anlaşıldığı, Ancak davacı/alıcı, bedelden indirim hakkı ile birlikte, araçta meydana gelmiş olan değer kaybı nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini talep edebileceği, zira davacının bu talebi, seçimlik haklarından birini kullanılması olmayıp, ayıp nedeniyle uğranılan zararın genel hükümlere göre tazmini talebi (...md,227/2) niteliğinde olduğu, ayrıca bu talebi genel hükümlere, yani ...md.112 ve devamı hükümlerine dayandığı için, doktrinde haklı olarak kabul edildiği üzere, ...md.231'deki 2 yıllık ayıp zamanaşımı süresine (özel zamanaşımı süresine) tabi olmayıp, ...md.146'daki 10 yıllık genel alacak zamanaşımı süresine tabi olduğu, ayrıca böyle bir tazminat talebinde bulunabilmek için yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunma zorunluluğunun olmadığı, bu sebeple davacının davalıda araçta meydana gelen değer kaybı nedeniyle uğradığı zararın tazminine, TBK 227/2 uyarınca...
, bu eksiklik ve arızaların yapılabilmesi için kapsamlı bir tamirat görmesi gerektiğinin belirtildiğini, davacının servis tarafından yapılan araştırma nedeniyle iş makinesinin ayıplı olduğunu öğrendiğini ve derhal bu durumu ihtarname ile davalıya bildirdiğini, davacıya satılan iş makinesinde birçok eksiklik, hata ve ayıbın bulunduğunu, bu ayıpların göz ile yapılan incelemede görülmeyecek derecede gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının satış bedelinde ayıp oranında indirim talep ettiğini, yapılacak yargılama neticesinde satış bedelinde ayıp olarak indirim yapılmasına karar verilerek davacı tarafından davalıya fazla ödenen şimdilik 1.000,00TL nin ihtar tarihi olan 04/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıya bir kısım ürün teslimi yaptığını, davacı tarafından teslim edilen ürünlerin sözleşmede kararlaştırılan niteliklere haiz olmadığını, bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığını, teslim edilen ürünlerin daha düşük kalite olması nedeniyle davacıdan bedelde indirim talep edildiğini, bedelde indirim talebinin davacı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle taraflar arasında teslim edilen ürünlerin tutarı konusunda anlaşmazlık çıktığını, her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olarak takip başlattığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; tacirler arası ticari satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kabulünün yerinde olmadığını, şikayetlerin (ayıpların) bir kısmının organizasyon devam ederken şifahi olarak davacı-karşı davalı tarafa iletildiğini, ancak organizasyon 3 gün sürdüğü için mecburen otelde kalınmaya devam edildiğini, hizmeti alan müşterinin daha sonra diğer ayıplarla ilgili de şikayette bulunması nedeni ile müvekkili şirketin diğer ayıplardan haberdar olduğunu, hemen ihtarla karşı tarafa durumun bildirildiğini, ayıpların açık ayıp olmadığını, ayıp sebebi ile bedeldi indirim yapılması gerektiğini, davacının indirim hususunu görüşmek bir yana derhal icra takibi başlattığını, gelinen noktada müvekkili şirketin de dava konusu bedeli ödemediğini, kaldı ki müvekkili şirketin de kendi müşterilerine karşı sorumlu olduğu için söz konusu organizasyona istinaden tam ödeme alamadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kabulünün yerinde olmadığını, şikayetlerin (ayıpların) bir kısmının organizasyon devam ederken şifahi olarak davacı-karşı davalı tarafa iletildiğini, ancak organizasyon 3 gün sürdüğü için mecburen otelde kalınmaya devam edildiğini, hizmeti alan müşterinin daha sonra diğer ayıplarla ilgili de şikayette bulunması nedeni ile müvekkili şirketin diğer ayıplardan haberdar olduğunu, hemen ihtarla karşı tarafa durumun bildirildiğini, ayıpların açık ayıp olmadığını, ayıp sebebi ile bedeldi indirim yapılması gerektiğini, davacının indirim hususunu görüşmek bir yana derhal icra takibi başlattığını, gelinen noktada müvekkili şirketin de dava konusu bedeli ödemediğini, kaldı ki müvekkili şirketin de kendi müşterilerine karşı sorumlu olduğu için söz konusu organizasyona istinaden tam ödeme alamadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....