Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEMESİ Dava; ayıplı olduğu iddia olunan sulama sisteminin bedelinin davalıdan tahsili, bu mümkün olmaz ise bedelden ayıp oranında indirim yapılması ve ayıp nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 03.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu aracın; ayıpları olarak satıldığı, bu kapsamda 43.820,00 TL ayıp oranında indirim talep edebileceği belirtilmiş, ancak uğranılan zarar yönünden hiçbir delil sunulmadığından bu husustaki talebi reddedilerek, raporun bilimsel veriler, emsal ve piyasa araştırması yapılarak hazırlandığı anlaşılmakla Mahkememizce bu rapora itibar edilerek, davanın ayıp oranında indirim yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı yan dava dilekçesinin netice-i talep kısmında; "ayıp nedeniyle 10.000,00 TL indirim bedeli ve 1.000,00 TL maddi zarar" üzerinden davasını açmış ve 15/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 32.820,00 TL üzerinden bedel artırmak suretiyle ıslah ettiği görülmekle asıl alacak ve ıslah dilekçesi üzerinden 42.820,00 TL bedele hükmetmek, ispatlanamayan 1.000,00 TL maddi zarar talebi reddederek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

      Diğer bir anlatımla dava konusu aracın çekme belgeli olduğu ve davalı tarafından bilindiği halde davacıya bildirilmediği,araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır.6098 Sayılı TBK'nun 223/2.fıkrasına göre satılandan olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde satıcıya hemen bildirilmesi nedeniyle davacının ayıp oranında satış bedelinde indirimde bulunma hakkı mevcuttur. Somut olayda ayıp oranı,indirim tutarı; konusunda uzman bilirkişi tarafından değer kaybının hesaplanmasında kullanılan fark kriteri yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır.Dava konusu aracın çekme belgeli (ağır hasarlı) olduğu da gözetilerek emsallerine satış tarihi itibariyle 24.000.00 TL değerinde olduğu,davacının bu aracı sadece (çekme belgesi dışında kalan) hasarlı ve tamir edilmiş olduğunu bilerek 26.000.00 TL'na aldığına göre davacının isteyebileceği indirim oranı da 2.000.00 TL'ndan ibarettir....

      Sayılı ilamında da belirtildiği şekilde nispi metoda göre rapor alınmış araçta gizli ayıbın bulunup bulunmadığı konusunda rapor düzenlenmesi istenmiş, araçta bulunan ayıpların gizli ayıp olduğu tespit edilmiş ve alınan rapor gereğince araç bedelinde indirime dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği" gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 7.814,70 TL ayıp oranında bedelden indirim miktarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

      nedeni ile bedelde indirim tutarı ve ayıp ihbarı için ödenen 127,17- TL ihtarname bedelinin en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

      Alınan her iki bilirkişi raporuna göre davalının gerçekleştirdiği imalâtların ayıplı olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde, eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibinin kullanabileceği seçimlik haklar, eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme olarak sayılmıştır. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dava dilekçesinin tamamı dikkate alındığında davalı yüklenicinin gerçekleştirdiği iş ve imalâtın davacı iş sahibince tümden reddedilmediği, iş sahibinin asıl amacının bedelden indirim yapılmasını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır....

        Eldeki davada; Mahkemece araç üzerinde keşif ve otomotiv mühendisi bilirkişiden rapor alınarak davacının davalının sorumluluğu davacı tarafından ispat edilmediği gerekçesiyle davanın reddi şeklinde hüküm tesisi cihetine gidildiği görülmüş ise de, dava konusu otomobildeki elektrik tesisatına ve diğer arızaların neden kaynaklandığı, arızaların davacının kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, araçtaki bütün arızaların ayrı ayrı olmak üzere satıştan önceye veyahut sonraya dayanıp dayanmadığı, ayıpların gizli ayıp mahiyetinde olup olmadığının tespiti ile yukarıda belirtilen Yargıtay içtihatlarına göre davacı tarafça da talep olarak ileri sürülen ayıp oranında indirim bedelinin nispi metoda göre usulüne uygun hesaplanması amaçlı bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, makine mühendisinden alınan hakim ve taraf denetimine olanak sağlamayan, yukarıda belirtilen hususlara ilişkin eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı, usulünce nısbi metoda göre ayıp oranında indirim bedelinin...

        CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının tacir olmadığı, mahkemenin görevli olmadığı, davacının hangi seçimlik hakkını kullandığının dilekçe içeriğinden anlaşılamadığı, araçta bulunan kusurların davacı tarafından bilindiği, ayıp iddiasının haksız ve kötüniyetli olduğu, araçta ayıp bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DAVA: Dava araç satım sözleşmesinden kaynaklanan gizli ayıp iddiasına dayanan bedelde indirim, araç mahrumiyet ve munzam zararların tazmini isteğine ilişkindir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir....

          Somut olayda, davacı arsa sahibinden bağımsız bölüm satın alan dava dışı ..., 10.11.2010 tarihinde açtığı dava ile gizli ayıp nedenine dayalı olarak tazminat isteminde bulunmuş, yapılan yargılama sırasında davalı yükleniciye davanın ihbarı yapılmamış, davanın kabulü üzerine dava dışı üçüncü kişi ..., 11.05.2012 tarihinde ilamlı icra takibine girişmiş, bu takip sırasında da davalı yükleniciye ihbarda bulunulmamış, yapılan ödeme üzerine 16.04.2013 tarihinde bu dava açılmış, dava dilekçesinin tebliğ edildiği 25.04.2013 tarihinde davalı yüklenici gizli ayıptan haberdar olmuştur. Bu durumda, mahkemece, gizli ayıptan dava dışı ...'in açtığı dava sırasında haberdar olan davacı arsa sahibinin, 6098 sayılı TBK'nın 477/3 maddesine uygun bir şekilde davalı yükleniciyi haberdar etmediği ve eseri kabul etmiş sayılacağı anlaşılmış olmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalılardan satın aldığı dairenin ayıplı ve geç teslim edildiğini ileri sürerek ayıp oranında bedelde indirim ve kira tazminatı talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; dava dilekçesinde dava değeri 10.000,00 TL olarak gösterilmesine rağmen ne kadarının kira tazminatı ne kadarının ayıp oranında bedel indirimi karşılığı olarak istenildiği gösterilmediği gibi mahkemece, davacıya bu yönde bir açıklama da yaptırılmamıştır. HMK'nın 26/1. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....

              UYAP Entegrasyonu