Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozma ilamına uyan mahkemece, kesinleşen davada, oluşan hasarlara ilişkin ayıbın giderilmesine ilişkin olarak izolasyon ve tamirat bedelleri ile kira kaybı bedeline hükmedildiği, işbu karardan sonra yeniden bir ayıp ve ayıba dayalı kira kaybı oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Ayıba ilişkin bu genel açıklamalardan sonra hemen belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da "ayıba karşı tekeffül" denmektedir. Ayıba karşı tekeffül şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcıya Borçlar Kanunu'nun 202 ve 203. maddelerinde seçimlik haklar tanınmıştır. Buna göre alıcı sözleşmeden dönebileceği gibi semenin indirilmesini ya da malın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini de isteyebilir. Tüketicinin korunmasına ilişkin düzenlemeler de alıcının malın onarılmasını isteme hakkına sahip olduğu da benimsenmiştir ( 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.11/c). Ayıba karşı tekeffüle ilişkin kuralların uygulanabilmesi için satıcının kusurlu olması şart değildir. Gerçekten de Borçlar Kanunu'nun 194 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre satıcı, ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Alıcı ihbar külfetini yerine getirmişse artık alıcının ayıpları bildiği ya da bilmesi gerektiği konusunda ispat yükü satıcıya aittir....

      Hal böyle olunca; satın alan davacı açısından, o maldan elde edeceği faydanın, dava konusu menkule resmi makamlarca kamu gücüne dayanılarak el konulması tarihinde ortadan kalktığının kabulü gerekir ve böylece ortaya çıkan hukuki ayıptan -satıcının ayıba karşı tekeffülüne ilişkin hükümlere göre- davalı satıcı şirket sorumludur; burada davalının hukuki ayıbın ortaya çıkmasında kusurlu olup olmaması da sonuca etkili değildir. O halde, ... 1. Ağır Ceza mahkemesinde davaya konu aracı ithal eden firma yetkilileri hakkında açılan kamu davasında verilecek kararın- ki bu dava satıcı hakkında olsa dahi- satıcının ayıba karşı tekeffülüne dayalı eldeki davaya herhangi bir etkisi bulunmamaktadır....

        Bu durumda BK.nun 194. maddesi gereğince satıcı bulunan davalı şirket ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumludur. Esasen bu konuda gerek mahkeme gerekse dairemiz arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca zararın belirlenmesinde ise az yukarıda açıklandığı üzere yerel mahkemece hesaplama yapılırken bayındırlık birim fiyatları baz alınmıştır. Ne varki burada artık BK.nun 98/2. fıkrası uyarınca BK.nun 41 ve 42. maddeleri uygulanarak zarar miktarı belirlenmelidir. B.K.nun 98. maddesinin 2. fıkrası; “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler, kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur.” Düzenlemesi uyarınca artık tazminat miktarı belirlenirken BK:nun 41 ve 42. maddelerinin gözetilmesi gerekir. BK.nun 41. maddesi uyarınca ; haksız filin doğabilmesi için diğer bir kimseye zarar ika edilmesi ve o fiili işleyenin de kusurlu bulunması gerekir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, internet sitesinde davaya konu aracı gördüğünü, verilen ilanda aracın 130000 km olduğunun belirtildiğini, 15.08.2011 tarihinde 20.900,00 TL bedelle aracı satın aldığını, 22.09.2012 tarihinde aracı muayeneye götürdüğünde aracın kilometresinin 152.086 olduğunu ve bir önceki muayene tarihinde kilometresinin 178.309 olduğunu öğrendiğini ileri sürerek satış bedelinin iadesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231 maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır....

            Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Bu nedenle davacının sözleşmeden dönmesi haklı nedene dayanmakta olup ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacının dava konusu aracı satın aldığı tarihte 68.000 km’de olduğu ancak yapılan araştırmada satın alma tarihinden önceki tarihlerde daha yüksek km de olduğu ve hasar kayıtlarının mevcut olduğu dosya kapsamından anlaşılmış olup, aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Araç davalının elindeyken kilometresiyle ile oynanmamış ve hasar görmemiş olması ayıpta tekeffülü ortadan kaldırmaz. Ayrıca davacının talebi terditli dava mahiyetindedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesinde alıcıya tanınan haklar yenilik doğurucu yani tüketilen haklardan olup alıcı bunlardan ancak birini kullanabilecek, başka bir anlatımla terditli olarak talepte bulunamayacaktır....

              Anılan yasa maddesinde; bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler, zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz biçiminde düzenleme yer almaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta, ayıplı malın neden olduğu zararın giderilmesi istenmiş olduğuna göre, 4077 sayılı Yasa'nın 4. maddesine göre uygulanması gereken zamanaşımı süresi üç yıldır....

                Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne yönelik kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.12.2014 tarihli 2014/12746 E. 2014/18758 K. sayılı ilamı ile "Dava finansal kiralamaya konu malın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıba karşı satıcının tekeffülü hükümlerine dayanılarak açılmıştır. Davacı ... kiralama konusu malın kiracısı olup, kiracının satıcıya karşı ayıp hükümlerine dayanarak dava açabilmesi için kendisine, finansal kiralama konusu malın kiralayanı durumundaki davalı ... Kiralama ...'nin yetki vermesi gerekmektedir. Aksi halde davacı alıcı, malı satan firmaya karşı ayıba dayanarak dava açamaz. Mahkemece öncelikle bu husus üzerinde durularak, böye bir yetkinin verilip verilmediği ar...tırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur....

                  Davacı BK 194 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece, davacının talep edebileceği tazminat miktarının konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde araştırılıp tespit edilerek hasıl olacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Bilirkişinin yeterli olmayan raporuyla ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu