, T.T.K. gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, yine TTK’ya göre uzun süre kâr dağıtılmaması, genel kurulun toplanmamsı, ortakların bilgi alma ve denetim haklarının kullandırılmaması şirketin feshi sebeplerinden olduğunu, müvekkili ---------- şirkete ortak olduğu günden beri hiç bilgi ve kâr payı alamamış olmasına rağmen şirketin ödenmeyen borçları nedeniyle mağdur olduğunu, --- bulunan parasını şirketin ------- olan borçları nedeniyle kullanamayan müvekkilinin, şirketin ne kadar borcu olduğunu ve bu borçların neden ödenmediğini de bilmediğini, bu konuda da diğer ortaklardan ve şirketten bilgi almak istemişse de kendisine bilgi verilmediğini, bu nedenlerle müvekkili -----kendisine çıkmaya bağlı tüm haklarının verilmesi (dağıtılmayan kâr payı, ayrılma akçesi, şirket gerçek hisse bedeli) ile ortaklıktan çıkmak istediğini, müvekkili ---- çıkma istemini şirketin---- bulunan, bildirilen son adresine ---------- yevmiye numarası ile ihtarname göndererek bildirmek...
Noterliğinin 09.02.2016 tarih 03426 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkiline kâr payının ödenmesi ve şirketten ayrılma talebinin davalıya bildirildiğini ancak davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini beyanla, müvekkiline ödenmesi gereken kâr payı ile birlikte ayrılma akçesinin müvekkiline ödenmesini ve bunun sonucunda TTK md.636/3 gereğince müvekkilinin şirketten çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının şirketin faaliyet adresinde benzer unvanla şirket kurduğu, böylelikle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, hiç kimsenin kendi kusurundan istifade edemeyeceği,şirketin kâr payı dağıtma kararı almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce, mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi KARAR TARİHİ :26.2.2009 ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava mihir senedi uyarınca 8.000 Euro'nun tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalılardan ... aleyhine açılan davanın reddine, ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından redde ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Davacı tarafından dayanılan ve hükme esas alınan "mihir senedi" başlıklı belge de "ilerde taraflar arasında bir uyuşmazlık meydana gelip ayrılma olursa bu parayı noksansız ödemeyi taahhüt ediyorum" şeklinde taahhütte bulunulmuştur....
Davacının istifası anasözleşmenin 13'ncü maddesindeki hüküm nedeniyle 2010 yılı için sonuç doğuracağından ve 2010 yıl sonu bilançosu da 2011 yılında toplanan genel kurulda kesinleşeceğinden, aynı genel kurulu izleyen bir ayın bitiminde çıkma payı alacağı muaccel olacak; aynı genel kurulda anılan, 17'nci maddeye uygun ertelemeye ilişkin karar alınması ve ertelememenin kooperatifin varlığını tehlikeye düşüreceğinin bilirkişi raporu ile saptanması halinde erteleme sonuç doğuracak ve 3 yılı aşmamak üzere karar verilen erteleme süresinin sonunda çıkma payı muaccel olacaktır....
ın müvekkilini darp ettiğini, ceza davasının halen derdest olduğunu, müvekkili ve diğer ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, ortaklıktan çıkma konusunda anlaşma sağlanmışsa da hisse bedeli konusunda mutabakat sağlanamadığını, şirketin kuruluşundan bu yana neredeyse hiçbir zaman kar payı dağıtımı yapılmadığını, müvekkilinin haklarının korunması için şirkete yönetim kayyımının atanmasının bir zorunluluk olup ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini bildirmiş, müvekkilinin haklı sebeple şirket ortaklığından çıkmasına, şimdilik 80.000,00 TL ayrılma akçesinin dava tarihinden ve 2017-2018-2020 ve 2021 yıllarına ait şimdilik 20.000,00 TL ödenmemiş kar payı alacaklarının her birinin fiili ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; merhum ...'ın, şirketteki %5 hissesini vasiyetname ile torunu ...'...
Yargıtay uygulamasına konu olmuş bir olayda da, şirketten bir ortağın ayrılması ile ilgili şirketteki pay durumunun tespiti ve tescil istemli bir davada da Yargıtay tarafından kabul edildiği üzere ; şirketin ayrılan ortağın paylarını devretme veya esas sermayenin azaltılması yoluna gitmesinin mümkün olduğu, çıkan ortağın paylarının şirketçe iktisap edilip edilmeyeceği veya şirket tarafından üçüncü şahıslara veya diğer şirket ortaklarınca devralınıp alınmayacağı hususlarının şirket ortaklar kurulunun yetkisinde olduğu, davacı ortağın ortaklıktan ayrılma davası sırasında talep etmediği ayrılma payı için sonradan dava açarak talepte bulunması mümkün olup nitekim ortak tarafından çıkma payı alacağı için açılan davanın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/338 Esas sayılı dava dosyasında devam ettiği, kesinleşen hükümde payların kime devredileceği hususunun belli olmadığı ve davalı şirketin kaçınma sebepleri bildirdiği ileri sürülerek mahkemeden re'sen tescil talebinde bulunmanın yasal dayanağının...
Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulması sonucunda meydana gelen usulü müktesep haklar gereğince, davacı vekilinin bozmadan önce bilirkişi olarak görevlendirilen ... tarafından düzenlenen bilirkişi raporlarında yer alan ve bozmadan önce verilen ayrılma payı talebinin reddine ilişkin karara dayanak yapılan, “dava tarihi itibariyle çıkma talep olunan davalı şirketin, özvarlığının olduğu, davacıya ödenmesi gereken kar payının ve şirket payının mevcut olmadığı” yönündeki tespite yönelik itirazları dikkate alınmak suretiyle, davacının davalı şirketten talep edebileceği ayrılma payının, karar tarihine en yakın rayiç değer verilerine göre şirketin reel özvarlığı hesaplanarak belirlenmesi gerekmektedir....
ün ortaklıktan çıkarılmasına, ayrılma payı karşılığı 504,85 TL'nin karar tarihinden itibaren ticari faizle birlikte davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, davacı şirkete teslim edilen 533 231 54 22 numaralı telefon hattının davacıya devrine ve karar kesinleştiğinde davacı şirket adına kaydına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, davalının, davacı şirket ortaklığından çıkarılması ve çıkma payının hesaplanması istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ortağın payı karar tarihine en yakın tarihteki şirket sermayesinin rayiç değerinin belirlenmesine göre yapılması gerekir....
Bu durumda, mahkemece usulüne uygun erteleme kararı olmadığından uyuşmazlığın esası incelenip anılan 17/1. ve 15/1. madde hükümleri uyarınca tespiti gereken çıkma payı alacağı ile ilgili bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. b)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Davacı vekili, 25.02.2016 tarihli ıslah ve artırım dilekçesi ile, birleşen 2013/68 Esas sayılı dosyaya konu araç bedelinin ayrılma payına eklenmesi ile 1.288.297,38 TL ayrılma payının 31.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, birleşen 2013/69 Esas sayılı dosyaya konu talebi yönünden 71.607,21 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir....