Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

alacağı, değer artış payı alacağı, katılma alacağı, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı ve sair ekonomik talebim ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını, davalı tarafa nafaka, ziynet eşyası, kişisel eşya, maddi manevi tazminat ve mal rejiminden kaynaklı katılma alacağı, katkı payı ve değer artış payı alacağına karşılık olmak üzere 300.000,00 TL ödediğini, beyanı ve protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katkı payı alacağı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 239/3.maddesi hükmüne göre; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına faiz yürütülür. Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi buna ilişkin mahkeme kararının verildiği tarihtir. Katkı payı alacağına da dava ve ıslah tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağı ve katkı payı alacağının toplam miktarına göre dava tarihinden itibaren faiz hükmedildiği, alacağın 13.136.40 TL katkı payı alacağı kalan 35.130,00 TL sinin de katılma alacağı olduğu, davacının dava dilekçesinde faiz talebi olmadığı, ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin 2018/1342 E. sayılı ana dosyasından tefrik edilen karşı davanın yeni duruşma günü verilmeden dosya üzerinden karara bağlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın konusunun aslen ortaklıktan çıkarma olup, ortaklıktan çıkarılma şirketin hukuki durumunu doğrudan etkileyen inşai davalardan olduğunu, ayrılma payının ise buna bağlı tali bir unsur olduğunu, ticari arabuluculuğa tabi olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Asıl dava dosyasında açılan karşı davada, davacı/karşı davalının şirket ortaklığından çıkarılması ve ayrılma payının tespiti ile belirlenecek ayrılma payının davacı/karşı davalıya ödenen ayrılma payından fazla olması halinde ödenen bedelden mahsubuna karar verilmesi istenmiştir....

      Bu meblağın 20.920TL kısmı davacı kadının babası tarafından verilen çekle karşılandığından bu kısım için kadın lehine değer artış payı alacağı hesaplanması doğru ise de, 150.000 TL alım bedelinden 93.000TL’nin evlilik içinde ödendiği kalan kısmın ise ödenmediği anlaşılmakla, mahkemece ödenen 93.000TL'den 20.920TL kısmı yönünden davacı kadın lehine hesaplanan değer artış payı alacağı çıkarıldıktan sonra, kalan kısım yönünden davacının lehine katılma alacağı hesaplanması, boşanmadan sonraya sarkan ödemenin ise davalı lehine denkleştirmeye tabi tutulması gerekirken, yazılı şekilde bedelin tamamının evlilik içinde ödendiği kabul edilerek katılma alacağı hesaplanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        gerektiği, Bu açıklamalar ışığında, ayrılma payı alacak tutarı ve yürütülecek faizin başlangıcı yönünden asıl dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve 08.11.2013 tarihinde verilen dilekçe gözönünde bulundurularak mahkememizce aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır..." şeklindeki gerekçe ile; "1-Davacı tarafından bankaya, ......

          ayrılma akçesini tamamen tahsil edemeyeceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, ayrılma akçesinin en yakın karar tarihine göre değil dava tarihine göre hesaplandığını, bu hususun TTK'nun 636/3 ve 531. maddelerine aykırı olduğunu, ayrılma akçesinin eksik ve hatalı hesaplandığını, ayrılma akçesinin sadece şirkete ait bilanço değerleri üzerinden belirlendiğini, bu yapılırken özellikle muhasebe kayıtlarında şirket pasiflerine eklenen fiktif kalemlerin gözden kaçırıldığını, bu nedenle çok düşük belirlendiğini, diğer ortağın bir takım muhasebe oyunlarıyla şirket pasiflerini fiktif olarak artırmış olduğu mahkeme tarafından görmezden gelindiğini, "ortaklara borçlar" kısmında yer alan 262.423,00 TL'nin tamamen fiktif bir borçlanma kalemi olduğunu, şirket aktiflerinin 520.804,26 TL, şirket pasiflerinin de 520.804,26 TL olarak kaydedildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, banka kredilerinin davalı şirketin diğer ortağının şahsi ihtiyaçları için alındığını, şirketin kasasına girmediği...

          ayrılma akçesini tamamen tahsil edemeyeceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, ayrılma akçesinin en yakın karar tarihine göre değil dava tarihine göre hesaplandığını, bu hususun TTK'nun 636/3 ve 531. maddelerine aykırı olduğunu, ayrılma akçesinin eksik ve hatalı hesaplandığını, ayrılma akçesinin sadece şirkete ait bilanço değerleri üzerinden belirlendiğini, bu yapılırken özellikle muhasebe kayıtlarında şirket pasiflerine eklenen fiktif kalemlerin gözden kaçırıldığını, bu nedenle çok düşük belirlendiğini, diğer ortağın bir takım muhasebe oyunlarıyla şirket pasiflerini fiktif olarak artırmış olduğu mahkeme tarafından görmezden gelindiğini, "ortaklara borçlar" kısmında yer alan 262.423,00 TL'nin tamamen fiktif bir borçlanma kalemi olduğunu, şirket aktiflerinin 520.804,26 TL, şirket pasiflerinin de 520.804,26 TL olarak kaydedildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, banka kredilerinin davalı şirketin diğer ortağının şahsi ihtiyaçları için alındığını, şirketin kasasına girmediği...

            Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin ortaklarının bir kısmının paylarını diğer ortaklara devretmek suretiyle 2011 yılı içerisinde şirketten ayrıldıklarını, yapılan ayrılma protokolü çerçevesinde ayrılan ortaklar tarafından müvekkili şirketin kurulmuş olduğunu, ayrılma sırasında sahip olunan taşınmaz ve taşınır malların anlaşmak suretiyle paylaşıldığını, ayrılma öncesinde davalı şirket tarafından ektirilmiş olan yaklaşık 5.000 dönümlük arazideki ekin ayrılma sırasında henüz biçilebilecek yetişkinlikte olmadığından ekinlerin tamamının davalı şirket tarafından biçtirilerek satılması, yapılacak masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın davanın tarafları arasında eşit şekilde paylaşılmasının kabul edildiğini, tüm ekinleri biçtirerek satmış olan davalı şirketin müvekkili şirkete ödemesi gereken 1...

              Hukuk Dairesi'nin 2016/6769 E.- 2017/7373 K. sayılı kararı) Mahkemece şirketin feshi yerine 6102 sayılı Kanun'un 531 inci maddesi uyarınca alternatif çözümlerden biri olan ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesi halinde, bu yönde verilecek kararın, " davacıya ait payların davalı şirket tarafından satın alınması" şeklinde oluşturulması gerektiği, (TEKİNALP, Sermaye Ortaklıkları, N. 14-13a, s. 340; AYOĞLU, s. 244; NOMER ERTAN,s. 431.) buna göre Mahkemece davacının ortaklıktan ayrılma payının davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, davalılar ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davacının ortaklıktan ayrılma payının tüm davalılardan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalılar ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının şirketin tasfiyesi talebinin reddine, davacının ortaklıktan ayrılma payı olarak 186.384.71 TL'nin...

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının iş akdinin 18.06.2009 tarihinde sona erdiği, bu tarihin aynı zamanda iflas tarihi olduğu, dolayısıyla davacının iş akdinin iflas nedeniyle fesih edildiği, davacının dosyada mevcut bilirkişi raporunda hesaplanan ihbar tazminatı alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve kıdem tazminatının 1. sırada iflas masasına kaydının yapılması gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının 2.622,36 TL alacağının ... İflas sayılı dosyasındaki sıra cetvelinin 1. sırasına kaydının yapılmasına, işten ayrılma tarihi olan 18.06.2009'dan itibaren ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı toplamı olan 1.232,15 TL'ye yasal faiz, kıdem tazminatı olan 1.390,21 TL'ye ise mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın işletilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı ...’ne alacak kaydı için müracaat ettiği sırada, kendisine yapılan tebligat için masraf yatırmadığı....yazısından anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu