H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davacı/ davalı kadın ve davalı/ davacı erkeğin istinaf başvurusunun AYRI AYRI KABULÜ ile; Kaş Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 07/10/2021 tarih, 2020/172 Esas ve 2021/723 karar sayılı kararının HMK 353/1- b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, "1- Denizli 3....
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının evi terk ederek başka bir kadınla yaşamaya başladığı, boşanma davası açtığı, davalının kandırarak boşanmadan vazgeçirdiği ancak davalının davacıya ve müşterek çocuğa bakmadığı ileri sürülerek eş için 1500,00 TL; küçük için 500,00 TL tedbir nafakası bağlanmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı kadının asgari ücret ile çalışması nedeniyle eş için istemin reddine; müşterek çocuk için 250,00 TL tedbir nafakasının tahsili cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır....
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davası üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının açtığı Samsun 2. Aile Mahkemesi 2013/307 Esas ve 2014/171 Karar sayılı boşanma davasının kusurlu olması nedeniyle reddedildiğini, davalının ayrı yaşamı sonlandırmak için hiçbir çaba harcamadığını, tarafların ayrı yaşamaya devam ettiklerini, davalının evin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek 1.200TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Sayılı ilamı ile aylık 200,00 TL tedbir nafakasının hüküm altına alındığını, davalının işe girdiğini, yoksulluk halinin ortadan kalktığını belirterek, mahkemece hüküm altına alınan tedbir nafakasının kaldırılmasına olmadığı takdirde bir miktar indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ise cevap dilekçesinde; ayrı yaşamakta haklı olduğundan mahkemece kendisi için tedbir nafakası bağlandığını, ayrı yaşamaya başladıktan sonra asgari ücretle çalışmaya başladığını, asgari ücretin kendisini yoksulluktan kurtarmadığını, davacı yanın ekonomik durumunun müvekkilinin ekonomik durumundan çok daha iyi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu bilgiler ışığında, davacı eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunu kabul etmek mümkün değildir.Başka bir anlatım ile, davacı, ayrı yaşamakta haklılık olgusunu kanıtlayamadığı gibi ayrı yaşamaya kendi kusuru ile sebep olduğundan davalıdan tedbir nafakası talep edemez. Mahkemece; davacı kadın yönünden tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmaya gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2019/144 değişik iş sayılı önleyici tedbir kararı ile davalı- karşı davacı erkek hakkında 01/03/2019 tarihinde 6284 Sayılı Kanunun 5/1 a, b, c,d maddelerine göre 1 ay önleyici tedbir kararı verilmiş ise de, bu olaydan dolayı davalı- karşı davacı erkeğin şikayetçi olmadığı gibi davacı- karşı davalı kadının şikayetini geri çektiği ve tarafların bir süre kadar birlikte yaşadığı anlaşıldığından 28/02/2019 tarihinde yaşanan olayların en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulünün gerektiği, öte yandan Samsun 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 20/05/2022 tarihli ara karar ile; "İhtiyati tedbir talebin kabulü ile davalı kurumca davacıdan 'yersiz ödeme' adı altında istenen ödemenin tedbiren durdurulmasına", 15/09/2022 tarihli ara kararı ile de, Kurumun tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tedbir kararı verilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediğini, teminatsız tedbir kararı verilemeyeceğini, denetmen raporları incelenmeksizin tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür....
Boşanma davasında (TMK. 169. md. gereğince) hükmedilen tedbir nafakası red kararının kesinleşmesi ile sona ereceğinden davacı eşin ayrı yaşamaya dayalı açtığı tedbir nafakası davasında ayrı yaşama olgusunun kanıtlanması halinde mükerrer olmayacak şekilde mahkemece; davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu istemin tümüyle reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın yaklaşık ispatı aranmıştır. Somut olayda; dosya kapsamı, yargılamanın bulunduğu aşama, mevcut delil durumu, delillerin henüz toplanmamış bulunması, davanın niteliği, tedbir talebinin reddi veya kabulü halinde tarafların uğrayacakları zarar, ilk derece mahkemesinin kanaat ve takdiri hep birlikte değerlendirildiğinde; verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden yerinde bulunmayan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....
TEMYİZ EDEN:Taraf vekilleri HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, eş için tedbir, çocuk için reşit olana kadar iştirak, reşit olduktan sonra yardım nafakası istemine ilişkindir. Davacı, davalı eşinin kendisini sadakatsizlikle suçlayıp, hakaret ettiğini bu nedenle ayrı yaşamaya başladıklarını müşterek çocuk için aylık 1.200.00 TL, kendisi için aylık 500.00 TL tedbir, iştirak ve yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....