Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnşaat AŞ. tarafından istihkak iddiasında bulunulmasına rağmen davanın farklı kişilerce açıldığını, davacı 3.kişiler ile borçlu arasında alacaklıdan mal kaçırma amacıyla işlemler yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece haciz sırasında borçluya ait belgeler ile kapıda borçlu şirkete ait aracın bulunduğu, haciz sırasında işyerinin dava dışı ... İnş. AŞ.ne ait olduğunun beyan edildiği, bu şirket ile borçlu şirket yetkililerinin aynı kişiler olduğu, davacıların hacizn aypıldığı taşınmazın farklı katlarında kiracı olduklarının tanık tarafından açık- landığı, her iki davacının haczin yapıldığı adreste faal olamayacağı, hangi mahcuzların hangi davacı 3.kişiye ait olduğunun açıklanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişiler tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde Kastamonu nüfusuna kayıtlı ...ın aynı kişiler olduklarının tespitini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş olup, duruşma istemi konu itibariyle reddedilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme kararından sonra dosyanın incelenmesinde, mahkemenin gerekçeli kararının davaya katılanlar ... hükümlerine göre yöntemince tebliğ edilmediği görülmüştür. Adı geçenlere mahkemenin gerekçeli kararının Tebligat Yasası ve Tüzüğü hükümlerine göre, yöntemince tebliğ edilip, temyiz süreleri de beklendikten ve yapılan tebligatların yöntemine uygun olup olmadığının mahkeme hakimince denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ummehani'nin soyundan mı geldiklerinin tespiti, kızların soyundan geldiklerinin tespiti halinde ise öncelikle es-......’nin soyunun kesilmesi şart kılındığından bu hususun araştırılması, buna dair taraf delillerinin toplanması ile eski vakıf hukukunda uzman bilirkişiden denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna göre davacıların Abacı ... ...... Vakfı yönünden de galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespitine de karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde tapu kayıt maliki ile davacıların aynı şahıs olduğunun tespitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde davaya konu 232 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin tapudaki isim ve doğum tarihleri ile nüfus kayıtlarındaki bilgilerin uyumlu olmadığı ileri sürülerek tapu kayıt malikleri ile davacıların aynı kişiler olduklarının tespitine karar verilmesi istenilmiş, Mahkemece davanın bir kısım davacılar yönünden reddi, bir kısmı yönünden ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Bu hükme göre kesin hükümden bahsedebilmek için; a) davanın taraflarının aynı olması b) dava sebeplerinin aynı olması c) dava konusunun aynı olması gerekir. Tarafların aynı olmasından anlaşılması gereken; her iki davada da tarafların aynı kişiler olması anlamına gelir. Ancak bir hükmün daha sonra açılan bir davada maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmesi için şekli anlamda kesinleşmiş olması bir başka ifade ile derdest olmaması gerekir. Hükmün kesinleştiği de HMK'nin 302/4.maddesi gereği ilamın altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve başkan veya hâkim tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir. Kesin hüküm gibi derdestlik de taraflar ve tarafların küllî halefleri için olumsuz dava şartıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve özellikle UYAP kayıtlarının tetkikinde; dosyamız davacıları ve arkadaşları tarafından ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/218 Esas sayılı dosyası üzerinden 11.05.2010 tarihinde açtıkları dava ile "davacıların ......

            Co. şirketinin var olup vergi mükellefi olduğuna ilişkin belgeler, aynı şirket tarafından adres karışıklığının açıklandığı ve söz konusu hizmetin alındığına dair beyanlarını içeren belgeler, düzenlenen fatura dökümleri ile hizmet kalitesinin düşmesi nedeniyle çekilen ihtarname örneği, Focus İnternational L.P. adına düzenlenen faturalarda unvanın ve adresin düzeltildiğine ve banka aracılığıyla yapılan ödemelere ilişkin belgeler sunulduğu mahkemece savunma tarafından sunulan belgelerin teyit edilmediği anlaşılmakla; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, a) Öncelikle doğru unvan ve adresler belirtilmek suretiyle Focus İnternational L.P. ve Trade Services Ltd. Co. şirketlerinin var olup olmadığının Gelir İdaresi Başkanlığı yada ilgili ülkelerin yetkili makamlarından sorularak araştırılması, b) Var olduklarının tespiti halinde; Panama menşeli Trade Services Ltd....

              Bu sebeple mirasçıların, mirası ret haklarından mahrum olduklarının tespiti talebinde hukuki yarar olmadığı anlaşılmış olup hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Mahkemece de gerekçede atıf yapılan Yargıtay 17....

              ın 25.04.1994 tarihinde vefat ettiği, ancak aynı batında yer alan ... .....hayatta oldukları, buna göre davacıların hayatta olan ve galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarına karar verilen ....... ile... .....sonraki batında yer aldıkları, nitekim davacılar ile aynı batında yer alan 2013/625 esas sayılı dosya davacılarından .....yönünden batın şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla vakfiyede öngörülen batın şartını taşımadıkları gözetilerek davacıların galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Davada birden fazla istem mevcut olup, ilki; vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti, ikincisi; vakıfta yöneticilik yapabilmek gayesine matuf tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti, üçüncü istem ise; vakfa mütevelli atanma istemlerine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3. maddesinde, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun'un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği, Kanun'un (5737 sayılı Vakıflar Kanunu) yürürlüğe girmesinden...

                  Dava dilekçesinde, .....vakfının galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenilmiştir. HMKnın 26. maddesinin birinci fıkrası “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Davacıların, ...oğlu ... karısı ....Vakfı'nın gelir fazlasına müstehak evlatları olduklarının tespitine ilişkin istemleri bulunmamasına rağmen, talep aşılarak bu konuda da davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme itirazlarının kabulü ile (Kapatılan) 18....

                    UYAP Entegrasyonu