Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; anne babasının hem Suriye hem Türk vatandaşı olduklarını, kendisinin anne babasının Türkiye'deki kayıtlarında çocukları olarak görünmediğini belirterek Türkiye'de nüfusa kayıtlı bulunan ... ve ... ile Suriye kayıtlarında anne babası olarak görünen ... ve ...’ın aynı kişiler olduklarının tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince her iki kayıt arasında farklılıklar olduğu belirtilerek iki kayıt uyumlu hale getirilmeden belirtilen kişilerin aynı kişi olduklarının tespitine karar verilemeyeceği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Davacının istinaf istemi üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir....

    TC kimlik nolu ...’ın aynı kişi olduğunun tespiti ile ... TC kimlik nolu kaydın kullanılmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece davanın kabulü ile aynı kişi olduklarının tespiti ile ... TC kimlik nolu kaydın kullanılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olduğundan mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olup, somut olayda iddia ile ilgili olarak davacılar ile dosyaya veraset ilamı sunulan ... TC nolu ... arasında DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Mahkemece ... TC kimlik nolu ... ile ......

      Vakfı'nın tevliyetine ehil vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiş; Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili ile asıl dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07.03.2019 tarihli ve 2019/90 Esas, 2019/2410 Karar sayılı ilamı ile onanmasına dair kararının davalı ... vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir....

        Demirkol'un ise nüfusa anne baba ve kardeşleri ile kayıtlı olduğu, mahkemece adı geçenlerin aynı kişi olduklarının tespiti ile sözkonusu ikinci kaydın iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. 1. Yasal hasım olmaları ve dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; ..... bütün mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi, 2. Kamu düzeni ile yakından ilgili olan nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır....

          Dava, asıl ve birleşen davaların davacılarının dava konusu mülhak vakfın tevliyetine ehil vakıf evlatları olduklarının tespiti istemine ilişkindir. 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 3. maddesinde, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise, bu kanun uyarınca genel müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince T8nce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı kanunun 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların T8 tarafından yönetilip temsil edileceği, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağı hükme bağlanmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Galle Fazlasına Müstehak Vakıf Evladı Tespiti İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davacıların Diyarbakır'da kurulu Mülhak İskender Paşa Vakfı galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiş, mahkemece davanın kabulü ile davacıların galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Aynı yasanın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil, borçlu ile işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir. Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır....

              Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır. İİK’nın 283/II maddesine göre iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridir. Somut olayda dava konusu 298 sayılı parsel 22.11.2007 tarihinde borçlu davalı ... tarafından davalı ...'a, onun tarafından 15.01.2008 tarihinde ...'a, ... tarafından 08.07.2008 tarihinde ...'a, onun tarafından da 01.09.2009 tarihinde ...'a satılmıştır....

                sonra katılan şirket adına Yapı Kredi Bankası İkitelli Organize Sanayi Şubesine ibraz ettikleri, daha sonra yapılan araştırmada senette adı geçen kişilerin hayali kişiler olduklarının tespit edilip, senet bedellerinin tahsil edilemediği, bu surette sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda, Sanıkların suçlamaları kabul etmediklerine ilişkin savunmaları, suça konu senet asıllarının adli emanete alınıp üzerilerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle bozma öncesinde resmi belgede sahtecilik suçu açısından tefrik edilen dosyanın akıbetinin araştırılarak, bir örneğinin dosya içerisine alınmasına, özelikle suça konu senetlerin bu dosya içinde bulunup bulunmadığı ve herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmadığı hususunun tespiti, yaptırılmadığının anlaşılması halinde bankaya ibraz edildiği bildirilen suça konu senetlerin hangi tarihte ve kim...

                  Noterliği 27.09.1965 tarih 20369 yevmiye numaralı mirasçılık belgesinde baba adının ... olduğu, dava dışı 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazda ( aynı kişiler adına tespiti yapılan 18.10.1935 tarih 89 sıra nolu tapu senedine göre) ...’nin ... anası şeklinde kaydedildiği, 58 ada 2 parsel sayılı taşınmazda “... kızı ...” şeklinde düzeltme yapıldığı ve ...’nin nüfus kaydına rastlanmadığı gözetilerek tespit hükmü kurulması gerekirken iddianın ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, davacıların mirasbırakanı ... ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu