WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların anlaşmalı olarak Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/447 Esas, 2005/51 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, davacı ...'nun dava dilekçesinde karşı taraftan eşya, tazminat, nafaka talebi olmadığını bildirdiği, 15.02.2015 tarihli yargılama oturumunda tarafların birbirlerinden hiçbir talebi bulunmadığını beyan ettikleri, boşanma hükmünde de "Tarafların anlaşmaları gereği birbirlerinden nafaka ve tazminat konusunda talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği anlaşılmaktadır. TMK'nin 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir....

    Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda davacılar, murislerinin ... A.Ş.'den tüketici kredisi çektiğini, bu esnada murisleri adına hayat sigortası poliçesi tanzim edildiğini, murislerinin vefat etmesi nedeniyle davalıya başvuruda bulunmalarına rağmen kendilerine ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tazminat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedirler....

      Mahkemece, maddi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....

        KARŞI OY (X) : Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, 13.02.2024 tarihli ara kararında; "...davacı tarafından davalılar aleyhine TTK 553.maddesi kapsamında yöneticinin sorumluluğu nedeniyle tazminat davası açtığı, sorumluluk davasının konusunun tazminat olduğu, davalıların tedbire konu mal varlıklarının HMK 389/1 maddesi kapsamında dava konusu olmadığı, kanunun açık düzenlenmesine göre uyuşmazlık konusu hakkında..." gerekçesiyle Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin tedbire konu mal varlığının HMK 389/1 maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu olmadığından reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

            a velayeten) ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 18/02/2009 gününde verilen dilekçe ile taksirle ölüme neden olma eyleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 22/05/2012 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, cami minaresinin yıkılması sonucu gerçekleşen ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili; davacıların desteği...'...

              HMK'nın 389. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu olan mal, hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olup, dava tazminat istemine yönelik olduğundan, ölüm nedeniyle davacıların maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle açılan davada, davacılar vekilince davalıların araçları ve taşınmazları ile 34 XX 323 plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş ise de tedbir konulması istenen menkul ve gayrimenkul malların açılan tazminat davasının konusu olmadığı, talebin dayanağını oluşturan HMK'nın 389 ve devamı maddelerindeki yasal koşulların da somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamıştır. HMK'nın 355....

              Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulü ile, tarlada oluşan zarar tutarı olan 7585,82 TL maddi tazminatın ve davacının oluşan zarardan derin üzüntü duyması nedeniyle 1500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, ,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Maddi tazminat isteminin kabulü yönünden; Borçlar Kanununun 41.maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir....

                reddine, zaman aşımı süresi geçmiş olmakla davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 01/12/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; davacı ......

                  Dava konusu aracın henüz 39.500- km'de turbo arızası verdiği düşünüldüğünde aracın turbo kısmının GİZLİ AYIPLI olduğunun kabulü gerekir. Dava konusu aracın geçmişinde hasar olmaması ve bakımların da bizzat davalı şirket tarafından süresinde yapıldığı göz önüne alındığında turbo arızasının kullanımdan kaynaklı olamayacağı ve ÜRETİMDEN KAYNAKLI GİZLİ AYIPLI olduğunun kabulü gerekir. Araçtaki üretimden kaynaklı ve gizli ayıp niteliğindeki turbo arızasının davacı tüketici tarafından anlaşılması mümkün olmadığı gibi ancak kullanım sonrası zamanla ortaya çıkacağı göz önüne alındığında gizli ayıbın davacı tüketiciden hile veya ağır kusur ile gizlendiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 19.H.D. 2003/1215 E., 2003/10021 K. Sayılı kararında da; "........

                    UYAP Entegrasyonu