(X) KARŞI OY : Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibarıyla karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmeyi feshinin haksız olduğu,davacının uğradığı maddi zararlarının tazmini ile yükümlü olduğu, gerek kar kaybı gerekse sözleşme konusu malların daha fazla bir bedel ile başka bir yerden temini sebebi ile davacının uğradığı zararın 32.381,72-TL olduğu,manevi tazminat koşullarının ise oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 32.381,72 TL maddi tazminat alacağının fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacı, ancak fesih nedeniyle uğradığı zararı talep edebilir...
Davalı savunmasında, davacı yanca verildiği iddia olunan 13.10.2005 tarihli sözleşmenin şirketi temsil ve imzaya yetkili imzayı taşımadığı, bu nedenle geçersiz olduğu, tahsil edilen 3 adet çekin bedeline karşılık 7.860 TL mal teslimatı yapıldığını, diğer 3 adet çeki iadeye hazır olduklarını davacıya bildirdiklerini, mal alımı halinde teslim tarihindeki fiyat üzerinden fatura düzenleneceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, imzası temsil yönünden inkar edilen sözleşmedeki çeklerin tahsil edilerek kısmen mal tesliminin sözleşmeye göre yapılması nedeniyle akdin geçerli olduğu, davalının sözleşmeye göre mal teslim etmemesi nedeniyle davacının zararına neden olduğu, 3 adet çekin iade olunduğu gerekçeleriyle teslim edilmeyen mal için 6192 TL cezai şartın, 6192 TL mal bedelinin, 2870 TL fiyat farkı alacağının tahsiline fazla istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/01/2021 NUMARASI : 2020/137 ESAS - 2021/29 KARAR DAVA KONUSU : AYIPLI MAL NEDENİYLE BEDELDEN İNDİRİM KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 2017 model passat marka aracı 69.714 km.de satın aldığını,sonradan aracın km.sinin düşürüldüğünü öğrendiğini belirterek; gizli ayıptan dolayı 40.000 TL ayıp oranında indirim bedeli, 178,54- TL ihtarname bedeli, 500,84- TL. 2.ekspertiz ücretinin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. 2010/13920 2011/4971 Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta dava ,davacı tatil sitesi ile davalılar arasındaki su aboneliği nedeniyle alacak ve tazminat talebine ilişkin olup,su abonelik sözleşmesi 4077 sayılı kanunu kapsamı içindedir 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının imal ettiği klimayı satın alarak evinde kullandığını, olay günü klimadan çıkan yangın nedeniyle evdeki eşyaların zarar gördüğünü ileri sürerek maddi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan ... veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan ... yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır....
Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/09/2019 tarihli ve 2017/1-1273 Esas, 2019/911 Karar sayılı kararında da değinildiği üzere, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup, bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza elatması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği de kuşkusuzdur. Somut olayda, davacı vekili kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat dava tarihine kadar olan dönem için ecrimisil talep etmiş, Mahkemece dava reddedilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bu hükmün doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur....
AYIPLI MALESER SÖZLEŞMESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 360 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Davada istenen, eser sözleşmesi gereğince ödenen iş bedelinin iadesidir. Borçlar Yasasının 355 ve devamı maddelerinde yer alan eser sözleşmelerinde iş sahibi, imal olunan şeyin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkanını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve varsa kusurları müteahhide bildirmeye mecburdur. Ayıp ihbarının bildirimi bir şekle tabi değildir. Kuşku yok ki yazılı bildirim ispat kolaylığı sağlar. Ayıp ihbarının süresinde yapıldığı tanık anlatımlarıyla da kanıtlanabilir. Yargıtay'ın istikrar kazanan içtihatları da bu doğrultudadır. (15....