WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(taleple bağlı olarak) kıraç ve sulak arazi nedeniyle uğradığı zarar hesabının hatalı olarak yapılması nedeniyle hukuka aykırı olduğu; mal varlığına ulaşılamayan süre, sulak arazi için belirlenen birim fiyatları ve tespit edilen sulak arazi miktarı dikkate alınarak (9 yıl x 109,97....

    Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti sağlayıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlığın davalıya ait hamamdaki havuzda hizmet satışı nedeniyle davacılar ... ve ...'ın çocuğu,diğer davacının kardeşi ...'...

      Tüketici de, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda, davalı tarafından davacının sigortalısı olan dava dışı bankadan personel kredisi alınmış, davalının kredi borcunu ödememesi üzerine uğranılan zararın davacı tarafından emniyeti suistimal sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödenmesi nedeniyle, ödenen tazminatın davalıdan rücuan tahsili istenmektedir....

        un da kötü niyetli bulunduğunu ve çeklerin faktoring mevzuatına uygun şekilde temlik olunmadığını belirterek, takibe konu çekler nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, müvekkilinden tahsil edilen 33.900 TL'in ödeme tarihi olan 12.01.2009'dan itibaren başlayacak reeskont faiziyle 6.610 TL manevi tazminatın da yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... Ltd. Şti. ve ... vekili; müvekkillerinin içine düştüğü ekonomik sıkıntı nedeniyle çeklere konu mal teslimini gerçekleştiremediğini, müvekkillerinin kötüniyetli bulunmadığını ve davacıya mal teslimini en kısa sürede gerçekleştireceklerini bildirmiştir. Davalı ... AŞ vekili; müvekkilinin iyiniyetli hamil sıfatıyla çeklerin sahibi olduğunun ve faktoring mevzutına uygun şekilde üç adet çekin temlik alındığını bildirerek, davanın reddini istemiştir....

          Uyuşmazlık; sigorta şirketinin sigortalısı ve kendisi ile ilgisi olmayan bir kaza nedeniyle davalıya tazminat ödemek durumunda kalması sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Haklı bir neden olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşmeye "sebepsiz zenginleşme" denir. TBK'nın 77/I.madde ve fıkrası uyarınca sebepsiz zenginleşen kimse, bu zenginleşmeyi aleyhine zenginleştiği kişiye geri vermek zorundadır. Belirtmek gerekir ki haksız fiil ile nedensiz zenginleşmenin güttükleri amaç birbirlerinden faklıdır. "Nedensiz zenginleşme"de zenginleşenin mal varlığından alacaklı aleyhine oluşan zenginleşmenin alacaklıya verilmesi hedeflenirken, haksız fiil de ise mutazarrırın mal varlığındaki azalmanın telafisi amaçlanmaktadır. Yine sebepsiz zenginleşmede tazminat kapsamı davacının zarar miktarı ile sınırlı olmadığı gibi, bu davanın açılması için , tazminat davasının aksine, davalının kusurlu olması şart değildir....

            Davaya konu ayıplı mal satışı nedeniyle davacı şirketin itibarının sarsıldığına dair dosyada delil bulunmadığı, dinlenen davacı tanığının sadece olayın basına yansıdığını beyan ettiği, mal varlığı zararının meydana gelmesinin tek başına manevi tazminat için yeterli olmadığı, olayda manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar kısa kararda sehven "davacı ve davacın vekilinin yüzüne karşı" ibaresi kullanılmışsa da, duruşma zaptından da görüleceği üzere karar duruşmasına sadece davalı katıldığından, söz konusu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Mal. Tic. Paz. San. AŞ aleyhine 17/12/2009 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/09/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ...-... Dayanaklı Tük. Mal. Tic. Paz. San. AŞ vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...-... Dayanıklı Tük. Mal. Tic. Paz. San. AŞ vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalı ...-... Dayanıklı Tük. Mal. Tic. Paz. San....

                ne ödemediğini Dikili Mal Müdürlüğü'ne ödediğini, ancak Dikili Mal Müdürlüğü'nce davalı idareye bu durum bildirilmediğinden davalının bu ödemeden bilgisi olmadığını nitekim 03/12/2012 tarihinde de davacı başvurduğunda haciz ve yakalama şerhinin kaldırıldığını ve aracın teslim edildiğini, idarenin kast ve kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, davacıların maddi tazminat talepleri kabul edilmiş, kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylem bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davaya konu olayda; davacıya ait araç üzerine başka bir dava dosyası nedeniyle ödenmesi gereken 27,00 TL asıl ve gecikme zammı ile birlikte 43,00 TL yargı harcından dolayı haciz şerhi konulmuş, davacı bu durumu haricen öğrenince Dikili Mal Müdürlüğü'ne başvurarak söz konusu harcı 08/07/2012 tarihinde ödemiştir. Ancak bu ödeme sisteme işlenmemiş ve ilgili vergi dairesine de bildirilmemiştir....

                  a hakaret ettiğini ve karalama kampanyası başlattığını bu nedenle işyerinin zarar gördüğünü ileri sürerek karşı dava olarak davacıdan 10.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı-karşı davalının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar-karşı davacılardan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine, davalılar-karşı davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....

                    Davalı vekili, müvekkili şirketin finans sıkıntısını gidermek amacıyla hisse senetlerini rehin vermeleri kaydıyla bir kısım sanayici ve demir tüccarlarına öncelikli mal alma hakkı tanıdıklarını, davacının böyle bir uygulama için başvuru yapmadığını, bu uygulama nedeniyle talebin yoğun olduğu dönemlerde mal tesilmatlarında sürelerin uzadığını, mal sipariş veren firmalara teslimat süresi ve temini konusunda bir taahhütte bulunmadıklarını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının hisse senetlerini rehneden pay sahibi müşterilerine öncelikli mal verme kararının yasalara aykırı olmadığı, müşterilere mal teslim tarihi konusunda bir taahhüdünün de bulunmadığı, davacının ne şekilde zarara uğradığını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu