Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, maddi tazminat yönünden davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden ... için 20.000,00 TL, anne ... için 10.000,00 TL ve kardeşler ..., ..., ..., ... için 5.000,00'er TL manevi tazminatın 21/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... mirasçıları, ..., ... ..., ... Day. Tük.Mal. Ltd Şti'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ... Day. Tük. Mal. Ltd. Şti, ... vekilleri ile davalılar ... mirasçıları ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

    Mal. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2)Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle açılan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. HMK'nın 26. Maddesine göre; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."...

      Bu durum karşısında olmayan bir boşanma davası için feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının karşılık davası mal paylaşımına ilişkindir. Davalı-karşı davacı kadının mal paylaşımı davası ile tazminat ve nafaka talepleri yönünden de geçerli bir feragat beyanı olmadığı halde tüm bu talepleri de kapsayacak şekilde karşı davanın feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru değildir. O halde; davalı-karşı davacı kadının mal paylaşımına ilişkin davası ile tazminat ve nafaka talepleri yönünden herhangi bir feragat beyanı olmadığından, bu taleplerin esas yönüyle incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davada İzmir 8. Asliye hukuk ile İzmir 2....

          Somut olayımızda; davacının şahsiyet haklarına bir saldırı bulunmadığının açık olduğuna göre; davaya konu satış sözleşmesine konu aracın gizli ayıplı olmasının şahsiyet haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. 4- Sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 8. maddesinde ayıplı mal şu şekilde tanımlanmıştır;" (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalı belediyenin düzenlediği fuar nedeniyle gösterilen yerde diğer davalıların kurduğu ve hizmete açtığı lunaparktaki eğlence araçlarına binen murislerinin koltuğun kırılması sonucu düşerek öldüğünü bildirerek, maddi ve manevi tazminat alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

            Bir başka anlatımla mal rejimi boşanma davası ile sona eren evlilikte, boşanma davasından verilen hükmün kesinleşmesi koşuluyla geriye etkili olarak, boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona erer. Evlilik sona ermeden mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili olarak yapılan anlaşmalar hükümsüzdür. Mahkemenin davanın reddine gerekçe yaptığı, davacının tek taraflı olarak düzenlediği 10.08.2011 tarihli ibraname başlıklı belgede, davacı boşanma davasından verilen nafaka ve maddi tazminat alacaklarının tahsili yanında mal rejimine ilişkin tasfiye niteliğinde açıklamada da bulunduğu, aldığı alacaklar karşılığında mal rejiminden kaynaklanan hakları da dahil her türlü alacağından davalıyı ibra ettiğini beyan etmişse de; bu ibraname, mal rejimi yönünden evliliğin devam ettiği süre içinde yapılmış olduğundan hükümsüz olup mal rejiminin tasfiyesi yönünden hukuki sonuç doğurmaz....

              nun maruz kaldığı elim olay nedeniyle büyük üzüntü yaşadığını, olay tarihinde biri 6 diğeri 8 yaşında olan çocuklarının da ruhsal ve psikolojik sarsıntı geçirdiklerini, meydana gelen olayda davalıların üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemeleri nedeniyle kusurlu olduklarını, ileri sürerek ıslah ile toplam 38.297,17 TL maddi tazminat, 20.000.00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....

                Dosya kapsamından, market işyerinde elektrik kesilmesi nedeniyle malların zarar görmesi nedeniyle tazminat istendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın; 2. maddesi “Bu Yasa 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar”. 3/e maddesi de tüketiciyi “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlamış, 11/A maddesi “ABONELİK SÖZLEŞMELERİNİ” düzenlemiş, 23. maddesinde ise, bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilafların tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükmü bulunmaktadır. Somut olayda; elektriğin ticari amaçlı işyerinde kullanıldığı saptanmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

                  Kural olarak, mala verilen zararlar nedeniyle manevi tazminat istenilemez. Gerek BK.’nun 49. maddesi ve gerekse MK.’nun 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceği ön görülmüştür. Bu düzenlemeler, mal varlığına ilişkin zararları içermez. Şüphesiz, mal varlığına yönelik eylemler de, kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir. Ancak, böyle bir nedenden kaynaklanan ihlaller, manevi tazminat yolu ile giderim kapsamında düşünülemez. Mahkemece, manevi tazminat isteminin reddi yerine; kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu