WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mamak İlçe Tüketici Hakem Heyeti kararı incelendiğinde, dava dışı tüketiciye satılan ürünün garanti süresi içerisinde birden çok kez servise gitmiş olması sebebi ile seçimlik hak kullanılarak bedel iadesi talep edildiğinden talebin kabulüne, ürün bedelinin davacı şirket tarafından tüketiciye ödenmesine karar verildiği görülmüştür. Bila tarihli sözleşmenin 6.maddesinin son cümlesi, "... Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında abonelerin/tüketicilerin ayıplı mala ilişkin olarak kullandıkları bedel iadesi ve/veya bedel indirimi seçimlik hak taleplerinden sorumlu değildir." hükmünü, 18.maddesi ise "BAYİ'nin işbu SÖZLEŞME'den doğan borç ve yükümlülükleri ve SÖZLEŞME'den doğan her türlü yükümlülüğü bakımından Borçlar Kanunu'nun 128 ve devamı maddeleri uyarınca müştereken BAYİ'nin yükümlülüklerini garanti ettiklerini beyan, kabul ve taahhüt etmektedirler....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan 21.7.2011 tarihinde satın aldığı koltuk takımının ayıplı çıktığını ileri sürerek satış bedelinin faizi ile iadesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, 4077 sayılı Kanun çerçevesinde ayıp nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, satın aldığı koltuktaki kumaş ve deri kısımlarda bulunan deformasyonların üretimden kaynaklı ayıp olduğunu ileri sürmüş, davalı ise üründe sorun var ise kullanımdan kaynaklanmış olabileceğini, süresinde ihbarda bulunulmadığı gibi iade şartlarının da doğmadığını savunmuştur....

      Bu hesaplama yöntemiyle satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmelidir. Diğer bir ifadeyle tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmalıdır. (Ödenecek indirilmiş ücret = (Kararlaştırılan ücret x Ayıplı ücret) / Ayıpsız değer.) İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aracın satış tarihindeki ayıpsız piyasa rayiç değeri ile satış tarihindeki ayıplı piyasa rayiç değeri esas alınarak hesaplama yapılmadığı, rapor tarihindeki ayıplı değerinde piyasa rayiçleri esas alınarak belirlenmediği görülmüştür....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davalının satıcısı olduğu aracın imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasıyla bedel iadesi ve zarar tazmini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Türk Hukuk Lûgatında “Bir malın ya da hizmetin maddi (bir malın niteliklerindeki eksiklik), hukukî (bir malda üçüncü kişilerin ayni hak iddiası) veya ekonomik niteliklerindeki eksiklikler olup genel olarak malın ya da hizmetin değerini veya malda ya da hizmetten beklenen yararları ortadan kaldıran ya da önemli ölçüde azaltan eksikliklerdir” şeklinde tarif edilen (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara 2021, s. 106) ayıba ilişkin düzenleme, somut olayda uygulanması gereken 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un (6502 sayılı Kanun) 8 inci maddesinde yer almaktadır. 2....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten araç aldığını, satın alınan aracın yağmurda içerisine su geçirdiğini fark eden müvekkilinin aracı servise götürdüğünü, ancak davalının aracı iade almadığını, onarım önerdiğini ileri sürerek, ayıplı çıkan araca ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin satım akdinin tarafı olmadığını, yalnızca araca garanti veren olduğunu ve sadece üretim kaynaklı arızaların ücretsiz onarımını taahhüt ettiğini, davacı şirketin TTK 23. maddesine göre süresinde ayıp ihbarı yapmadığını, araçta üretimden kaynaklı bir sorun bulunmadığı belirterek davanın reddini istemiştir....

          . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan bir adet ... marka bilgisayar aldığını, aldıktan bir ay kadar sonra arızalandığını ve ürünü davalıya kontrol ettirdiklerinde tespitin yapıldığını, ayıplı ürünü davalıya teslim ettiğini, tamir istemediklerini, bedel iadesi talepleri olduğunu belirttiklerini, telefona gelen mesajla gittiklerinde alım tarihinden itibaren 30 gün geçtiğini, ancak tamir edeceklerini bildirdiklerini, tamir süresi 30 işgünü geçtiği için iş bu davayı açtıklarını ileri sürerek ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ithalatçı firmaya davanın ihbarını istemiş, devamla davanın reddini istemiştir....

            edildiği ancak davalı tarafça ihbara riayet edilmediği ve davacı tüketicinin seçimlik haklarının yerine getirilmeyeceğinin cevabi ihtarnameler ile bildirildiği, aracın satış tarihinden itibaren yaklaşık 4 ay sonra ayıp ortaya çıktığından aracın ayıpsız olmadığını ispat külfetinin 6502 sayılı TKHK.m.10 gereğince davalı satıcı üzerinde olduğu, davalı tarafından da aracın ayıpsız olduğu veya var olan kilometre düşüklüğüne ilişkin ayıbın satış esnasında davacı tarafından bilindiği veya aracın bu şekilde alındığının ispatlanamadığı, bu durumda davacının 6502 sayılı TKHK.m.11'de belirtilen seçimlik haklarından dilediğini kullanacağı, davacının bu kapsamda sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını kullandığı, bu nedenlerle davacının gizli ayıplı araca ilişkin sözleşmeden dönerek bedel iadesine ilişkin davanın, yukarıdaki ilgili maddeler ve dosya kapsamıyla kanıtlandığından, bedel iadesinin karşılıklı menfaatler dengesi ve hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları gereğince uygun...

            Öte yandan 14.06.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde de “Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen, malın tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içerisinde kalmak kaydıyla bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının 6’dan fazla olması unsurlarının yanı sıra bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması durumunda tüketicinin malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesini veya ayıp oranında bedel indirimini talep edebileceği” hükmü mevcuttur....

              Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklinde yapılan düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu ürünün davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin malın davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının talep etmediği ücretsiz onarıma dair karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....

                Az yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere, ayıplı olduğu ileri sürülen malların üzerinde ayıp olup olmadığı ayıplı ise derecesinin, mallar üzerinde keşfen yapılacak inceleme ile tespiti zorunludur. Somut olayda, doğrudan Almanya’ya ihraç edilen mallarla ilgili ayıp ihbarının süresinde yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ne derecede ayıplı olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, ihraç edilen 3867 adet maldan sadece 36’sı üzerinde inceleme yapılmış ve ayıplı olduğu saptanmış ise de, Almanya’daki mallar üzerinde yasaya ve usule uygun bir inceleme yapılmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu