Ancak davacı; ayıplı taşınmaz satışı sebebiyle daha az değerdeki taşınmazı yüksek bedelle satın almaktan kaynaklı oluşan zararı ile imara aykırılığın giderilmesi için gerekli masraf ve hakkında uygulanan ,ödemek zorunda kaldığı idari para cezasını davalılardan talep etmektedir. HMK'nun 33.maddesi uyarınca, vakıaları bildirmek taraflara, bu vakıalara uygulanacak kuralları belirlemek, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Davacının, dava dilekçesinde değer kaybı kalemi olarak bildirdiği talebinin TBK 227 maddesi gereğince seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedeli kapsamında değerledirilmesi gerekir. İstikrar kazanan Yargıtay uygulamasına göre ayıp oranında indirim bedelinin ise nispi metoda uygun olarak hesaplanması gerekir....
kullanıldığı ve kendilerinin konaklamadığı gece yabancı uyruklu bir müşterinin bu odada kaldığı iddiasının soyut iddia mahiyetinde olduğu ve davalı tarafça da kabul edilmediği, davacıların iade talep ettikleri meblağın iddia olunan koşullar nedeniyle otelde geçirilmeyen 2 gece ücreti 9.200,00 TL ve ayıplı hizmet nedeniyle kalan 2 gece ücreti olan 9.200,00 TL den %50 indirim yapılması ve buna ek olarak manevi tazminat talebi olduğu hizmete ilişkin bedelde indirim talep edilen 13.800,00 TL(9.200,00 TL+4.600,00 TL)'nin tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğu ve ispata elverişli tanık beyanı dışında bir delil bulunmadığı hizmetin gereği gibi ifa edilmediğini ispat yükü davacılara ait olmakla, dayanılan bilirkişi delili davacı tarafça ileri sürülmediğinden ve iddia olunan vakaların yaşandığı tarihteki durumunun keşif marifetiyle tespiti mümkün görülmediği..." gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....
Tüm bu nedenlerle; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının söz konusu araçtaki ayıbı bilerek satın aldığına ilişkin iddia ve delilin bulunmamasına, gizli ayıp mahiyetindeki aracın kilometresiyle oynanmasına ilişkin ayıptan; bilmese bile davalının sorumlu tutulması gerekmesine, kaldı ki aracın kilometresiyle oynandığı hususunun dosya kapsamındaki davalı tarafından yaptırılmış muayene raporunda açıkça belirtilmiş olması sebebiyle davalının bilgisi dahilinde olmasına, ayıp oranında indirim bedeli istenmesine ilişkin davacının ihtarnamesinin davalıya 14/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olması sebebiyle ihtarnamede verilen bir haftalık süre gözetildiğinde 22/03/2018 tarihi itibariyle davalının temerrüde düşmüş sayılması gerekmesine göre mahkemece tesis edilen kararda herhangi bir hukuka aykırı yön görülmediğinden davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin HMK'nun 353/1.b-1...
Adı geçen Kanun’un 219. maddesinde, “Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 227. maddesi gereğince alıcı, ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir....
Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Somut dosyada davacının TBK 227. maddesindeki alıcının seçimlik haklarından, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim istemeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir....
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir....
Davacı tarafın davalı yana verilen hizmet karşılığı düzenlenen 118.000 TL fatura bedelinin ödenmeyen 35.400 TL'lik kısmının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep ettiği, davalının ise, verilen hizmetin ayıplı, kusurlu, sahip olması gereken özellikleri taşımadığı ve gecikmeli olduğunu beyanla ayıp oranında taraflarca kararlaştırılan bedelde indirim yapılması gerektiğini iddia ettiği anlaşılmıştır. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK'nun 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK'nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır....
Davalı dış cephe kaplama işinin ayıplı yapılması sebebiyle, dava ve takip konusu 1.600,00 TL alacağın ödenmediğini savunmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 356/I. maddesi hükmünde düzenlendiği üzere yüklenici, iş sahibine olan özen borcunun gereği olarak yüklendiği işi sözleşme ve yasa hükümlerine göre, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapmakla ödevlidir. Açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise aynı Kanunun 362. maddesi hükmünde öngörülen süresi içinde ayıp ihbarında bulunulması halinde; iş sahibi Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmünde kendisine tanınan haklardan birisini kullanabilir. Somut olayda da, bilirkişi raporları ve tanık açıklamalarına göre dış cephedeki kusur, açık ayıp niteliğinde olduğu gibi, davalı tarafından da ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı iş sahibi, Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmünde kendisine tanınan haklardan, iş bedelinde 1.600,00 TL indirim yapılması gerektiğini savunmaktadır....
Garanti verilmesi halinde bu süre içerisinde çıkan ve tespit edilen ayıplarla ilgili ayrıca ayıp ihbarında bulunulmaksızın zamanaşımı süresi içinde iş sahibince dava açılabileceği gibi somut olayda olduğu gibi yapılan takip ya da açılan davaya karşı çıkmak suretiyle de ayıp nedeniyle yüklenicinin bedele hak kazanmadığı def'i olarak ileri sürülebilir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalılardan satın aldığı dairenin ayıplı ve geç teslim edildiğini ileri sürerek ayıp oranında bedelde indirim ve kira tazminatı talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; dava dilekçesinde dava değeri 10.000,00 TL olarak gösterilmesine rağmen ne kadarının kira tazminatı ne kadarının ayıp oranında bedel indirimi karşılığı olarak istenildiği gösterilmediği gibi mahkemece, davacıya bu yönde bir açıklama da yaptırılmamıştır. HMK'nın 26/1. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....