Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, ayıp sebebiyle uğranılan zarara ilişkin kalemlerin açıklanmadığını, dava konusu taşınmazda ayıp bulunmadığını,kaldıki davacının taşınmazı gezip görerek satın aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde bedelde indirim talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı husus olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece; aracın ayıplı olduğu kabul edilerek misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun düşmediği gerekçesiyle bedelde indirime hükmedilmiş, hükme karşı davacı vekili ile davalı Kamer Oto A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu kapsamda ; Yargıtayın kural olarak uygulaması nispi metod yöntemi ile değer kaybının belirlenmesidir....

indirim talebi) şimdilik 5.000,00- TL'sinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline; bedelde indirim ve söz konusu tutarın davalılardan tahsili taleplerinin uygun görülmemesi halinde taleplerinin genel hükümlere göre tazminat talebi olarak değerlendirilmesine ve zararın tespiti ile ilgili bedellerin davalılardan müşterek ve müteselsil olarak satış tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yandan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

araca yapılacak masraflar ile 240.000 km'deki araca yapılacak masrafların da göz önünde bulundurulması talebi de mahkeme tarafından yargılama konusu dahi edilmediğini, davacı tarafından maruz kaldığı gizli ayıp sebebiyle zararının tazmini için yaptığı tüm masrafların doğrudan zarar olarak tazmininin gerektiğini, davanın mahiyeti itibariyle gizli ayıp karşısında yaptığı zorunlu masrafların davacının üzerine bırakılıp yargılama konusu dahi yapılmamasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın mahiyeti itibariyle haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında davalının kusurluluğu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmiş, uyuşmazlık konusundaki gizli ayıp ve davalının bundan sorumluluğu ortada iken hakkaniyete aykırı olarak davalı lehine hukuki dayanaktan yoksun olarak vekalet ücretine hükmetmenin hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun kabulu ile Kayseri 8....

HD 25/02/2020 tarih ve 2019/5723 E 2020/1675 K) Olayımızda; dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere göre; Mahkemece hükme esas bilirkişi heyeti kök raporu ve 17/0/2021 tarihli ek raporda; kalorifer sisteminin arızasının gizli ayıp, bina arka cephesinde ısı yalıtımı bulunmamasının açık ayıp, kapıların ayıbının gizli ayıp, çatıdaki su sızıntısına konu ayıbın gizli ayıp ve asansörün ruhsatsız olmasının açık ayıp niteliğinde olduğu, asıl davada kira bedelinden aylık 2.143,19 TL indirim yapılabileceği, birleşen davada açık ayıplar için aylık 625,00 TL, gizli ayıplar için 60,00 TL aylık indirim yapılabileceğinin rapor edilmiş olmasına, makine ve inşaat mühendisi bilirkişiden alınan bu ek raporun hükme ve denetime elverişli bulunmasına ve tespit edilen bu ayıplar nedeniyle asıl davada kira bedelinden aylık 2.143,19 TL, birleşen davada açık ve gizli ayıplar için aylık 685,00 TL indirim yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, kira ilişkisinin...

Ayıp, imal edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imal edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def'i olarak ileri sürebilir. 360. maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır....

    Taraflar arasındaki sözleşmede ayıp nedeniyle bedelde indirim isteyen davacı aracı satmak amacıyla aldığına ve tüketici konumunda olmadığına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığa uygulanacak olan Yasa hükümleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun satım sözleşmesine ilişkin hükümleri olup, davaya bakmakla görevli mahkemede genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Bu itibarla; 6100 sayılı HMK'nın 353/114/1- c ve 115/2. Maddeleri uyarınca, mahkemenin görevli olması dava şartı olduğundan, ilk derece mahkemesince, Asliye Hukuk mahkemesinin görevine giren davada, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 219- 231. Maddeleri kapsamında uyuşmazlığın esasının çözülmesi doğru olmamıştır....

    Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....

      Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/294 E., 2019/77 K. sayılı ve 14.03.2019 tarihli kararının bozulması ve kaldırılması ile yukarıda açıklanan istinaf sebeplerine göre istinaf incelemesi sonucunda yeni bir karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Tüketiciyi Koruma Kanunudan Kaynaklanan gizli ayıp iddiasına dayalı olarak aracın ayıpsız misli ile değişimi olmadığı takdirde bedel iadesi, ayıp oranında bedelde indirim talebine yöneliktir. İlk derece mahkemesince, davacı tarafından sözleşmeden dönme hakkı kullanılarak dava konusu aracın iadesi ve ödediği paranın iadesi seçimlik hakkını talep edilmişse de ayıp oranında (5.886,50....

        UYAP Entegrasyonu